"Önder Apo’ya Özgürlük" ve sanat cephesi
Forum Haberleri —
- Sanatın kendisi yaratıcılıktır ve sanatçının duygu ve düşüncelerinden süzülüp gelen eserler de onun gerçekliği ve hakikatidir. Bu yüzden hamle için harekete geçme ve bütün yaratıcılıkların somut ifadeye kavuşması zamanıdır.
Rênas BÊRÎTAN
Rahatlıkla ifade edebiliriz ki 10 Ekim 2023; Kürtler, Ortadoğu halkları ve Dünya ilerici insanlığı için oldukça önemli bir gündür. Bu tarihte Kürt dostları ve ilerici insanlık adına “Önder Apo’ya Özgürlük ve Kurdistan Sorununa Çözüm” hamlesi açıklandı. Sembolik olarak 5 kıtada ve 74 merkezde açıklamaların yapıldığı söylense de esasta 100’ün üzerinde merkezde açıklamalar yapıldı. Kurdistan sorununda yaşanan çözümsüzlüğün Önder Apo’nun üzerinde uygulanan mutlak tecritten kaynaklandığı açıkça ilan edildi. Bu hamleyi önceki hamlelerden ayıran temel özellik 5 kıtada ve 100’ün üzerinde merkezden, dünyanın farklı ülkeleri ve ulusları tarafından hamlenin başlatılması oldu. Bu hamle artık dört parça Kurdistan sınırlarını aşarak dünyada gelişen genel bir gündeme dönüştü. Yani küresel bir hamleye dönüştü.
Elbette ki bu durum kendi kendine gelişmedi. Yoğun, sürekli ve büyük kahramanlıklarla yürütülen destansı bir mücadelenin yarattığı büyük etkinin sonuçları buna yol açtı. Eğer içinde büyük umutlar, acılar, yıkımlar, kahramanlıklar, sevinçler, mutlulukların da olduğu bu destansı mücadele olmasaydı küresel düzeyde böyle bir hamlenin başlaması da mümkün olmazdı.
Bu gerçekliklerden hareketle şimdiden bu hamlenin çok büyük sonuçları olacağını kestirmek hiç de zor değildir. Bu hamlenin çok yönlü etkileri olacaktır. Konumuz gereği sanat cephesinin bu hamleye nasıl yaklaşacağı önem kazınıyor.
Şu ana kadar var olan bütün sanat eserlerine baktığımızda hiçbirinin gerçek yaşamdan kopuk, gökten zembille inmiş eserler olmadığını görürüz. Bütün sanatsal eserler gerçek yaşamın içinden çıkmıştır, yaşamı ve yaşam için verilen mücadeleyi konu edinmiştir. Şu an Kürtler için küresel düzeyde başlatılan bu hamleden daha önemli ne olabilir ki? Bitme ve yok olma eşiğinde olan bir halktan, adeta hiçlikten yeniden kendini yaratabilen bir halka dönüşmenin yarattığı bu devasa ve büyüleyici hamleyi sanatçılar görmezse kim görebilir? Veya bu muazzam ve görkemli gelişmeyi göremeyen biri kendine ben sanatçıyım diyebilir mi? Veya sıradanlığın ve teslim olmuşluğun sınırında gezinip sırf kimi yetenekleri var diye sömürgeci iradeye karşı duramayanlar ve kendini bu çizgiye tamamıyla yatırmış olanlar kendilerini sanatçı veya Kürt sanatçı olarak görebilir mi? Elbette ki bu mümkün değildir.
Bu nedenle bütün Kürt sanatçılarını bütün yönleriyle bu hamleye katılmaya, bu muazzam ve görkemli hamleyi kalıcılaştıracak, dünyaya mal edecek, incelikli ve derinlikli eserlere dönüştürmeye davet etmek gerekir. Eğer sanatçılar iyi ve güzel gören göz, duyan kulak ve kendini ifadeye kavuşturan dil ise ve eğer sanatçılar toplumun gerçek ve sarsılmaz vicdanı ise hamleye ilişkin harekete geçmek durumundadır. Sanatın kendisi yaratıcılıktır ve sanatçının duygu ve düşüncelerinden süzülüp gelen eserler de onun gerçekliği ve hakikatidir. Bu yüzden hamle için harekete geçme ve bütün yaratıcılıkların somut ifadeye kavuşması zamanıdır.
Zaten geçenlerde 300 aydın ve sanatçının “Kurdistan’ı Savun” şiarıyla bir deklarasyon yayınladığını, Bakûrê Kurdistan’da 78 aydın ve sanatçının bir açıklamayla hamleye katıldıklarını, Rojava ve Avrupa’da sanatçıların hamle için ortak açıklamalar yapmanın yanı sıra sokaklara indiğini gördük. Bunlar önemli ve anlamlı tutumları ifade eder. Ama daha önemli ve gerekli olanı hamleye sanatsal etkinlikler ve güçlü eserlerle güç verebilmektir.
Önder Apo’nun özgürlüğü için Avrupa’nın birçok yerinde yapılan konserler oldukça güzel ve etkileyiciydi. Daha önceki yıllarda Nathan Felix’in Önder Apo için yaptığı senfoni dikkat çekiciydi. İtalyan karikatürist Ziro Calcare’nin eserlerinde Özgürlük Mücadelesinin değerlerini işlemesi ve bu sürece aktif katılımı oldukça sevindiricidir. Yine İspanyol bir tiyatro grubunun Önder Apo’nun içinde kaldığı koşulları konu alan “Gecesi Olmayan Hücre” oyunu da kısmen öne çıktı. Tüm bu çevrelerin oluşturduğu sanatsal eserler elbette önemli bir değeri ifade etmektedir.
Şimdi bunu biraz da dünyada başlatılan “Önder Apo’ya Özgürlük ve Kurdistan Sorununa Çözüm” hamlesi kapsamında ele alıp daha fazla işlemek önem arz ediyor. Bunun üzerine besteciler, tiyatrocular, sinemacılar, ressamlar, edebiyatçılar daha fazla kafa yorabilmelidir. Var olanı tekrarlama, daha önce söylenmişleri küçük rötuşlar yaparak yeniden söyleme veya anlatma değil de daha yenilikçi, özgürlükçü, yaratıcı ve devrimci bir tarzla içinden geçtiğimiz bu tarihsel süreci işlemeye ihtiyaç vardır. Bunu ancak sıradanlığı ve vasatlığı aşarak, rutin yaşam sınırlarının dışına çıkarak, yaşanan bu görkemli gelişmeleri derinden hissedip duyumsayarak başarabiliriz.