'Resmi söyleme' alternatif okuma

Haberleri —

Şaban İba’nın “1925 Kürt İsyanı ve Kemalist İktidar” adlı yeni kitabı Özgür Üniversite yayınları’ndan çıktı. Eser, üç kitaplık bir serinin üçüncü cildi olarak okuyucularıyla buluştu. Serinin ikinci kitabı “Sevr’den Lozan’a Kürt Sorunu ve Kemalist Hareket” adıyla Ekim 2008’de Özgür Üniversite Yayınları’ndan çıkmıştı. Serinin birinci kitabı olan “Birinci Meşruiyet’ten Mondros Mütarekesi’ne Kürdistan ve Kürtler”i de yayına hazırlıyor. Yazar, ciltlerin yayınlanma sırasını sorunun güncelliğine göre belirlemiş. Kürt isyanları ve direnişlerinin isimleri, amaçları vb. niteliğine ilişkin tüm tanımlamalar, resmi ideoloji tarafından devletin ve egemenlerin çıkarlarına göre yapılmıştır. Bu nedenle Koçgiri İsyanı “Alişan Bey Hareketi”, Dersim Direnişi “Seyit Rıza İsyanı”, 1925 Genç İsyanı “Şeyh Sait İsyanı” adı verilmiştir.

İsyanın adı değiştirildi
Birçoğu isyan niteliğinde olmayan ve esas olarak devletin imha, inkar ve asimilasyon politikalarına karşı yapılan mevzi direnişlerine de, çeşitli isimler altında “isyan” denilmiştir. Bu bağlamda gerek olayın gelişimi ve gerekse sonuçları bakımından diğerlerinden daha farklı bir konumda olan 1925 Kürt İsyanı’nın adı da sonradan değiştirilmiştir. İsyan başlamasından bastırılmasına kadar TBMM zabıtlarında, ulusal basında, Genelkurmay kayıtlarında ve İngiliz gizli belgelerinde “Genç Hadisesi” veya “Genç Kürt İsyanı” olarak geçmiştir. Ancak Genelkurmay Başkanlığı’nın hükümete gönderdiği (30 Nisan 1341 (1925) tarih ve 1835/2270 numaralı tezkere)  bir uyarı yazısından sonra, hareketin önderlerinden biri olan Şeyh Said’in İslami kişiliği ile özdeşleştirilerek adına “Şeyh Sait İsyanı” denilmiştir. Böylelikle 1925 Kürt İsyanı’nın 'gerici ve irticai bir ayaklanma' olduğu şeklindeki resmi söylem günümüze kadar devam ettirilmiştir.

İmha ve inkar dönemi
Bu durumu belgeleriyle saptayan Şaban İba, resmi ideolojinin ve Kemalist tarih anlayışının dışına çıkarak Kürt tarihinin bir dönüm noktası niteliğindeki bu büyük isyan için, tarihi kayıtlara ve belgelere dayanarak “1925 Kürt İsyanı” tabirini kullanmış. Kitap, 1924 sonundan başlayarak 1938 sonbaharına kadar olan yaklaşık 14 yıllık bir siyasal ve toplumsal dönemi ana hatlarıyla anlatmaya çalışıyor. Cumhuriyetin bu dönemi, Kemalist hareketin partileşmesi, Kemalist ilkelerin oluşumu, Kemalist iktidarın pekişmesi ve yükselme dönemidir. Bu yıllar aynı zamanda Kürtlere karşı sürekli ve sistemli olarak imha, inkar ve Türkleştirme politikalarının yoğun bir şekilde uygulandığı dönemdir.

Terör kanunları uygulandı
Kemalist rejimin temellerinin atıldığı yıllar olan bu dönemi “Resmi ideoloji dışı” bakış açısıyla irdeleyen Şaban İba, “Hem rejimin bugünkü tıkanıklığının nedenlerinin ve hem de Kürt Özgürlük Hareketi’nin bugün önerdiği Demokratik Toplum Projesi’nin doğru algılanmasını sağlayacaktır” diyor. Kitabın ilk altı bölümü, 1925 Kürt İsyanı’na ayrılmış. Bu bölümde isyana ortam hazırlayan gelişmeleri, isyanın bastırılması için çıkarılan baskı ve terör kanunlarını, yapılan askeri harekatı, muhalefetin susturulmasını, isyancıların yargılamalarını ve infazlarını ele aldıktan sonra, isyanın niteliği ve isyan sonrası gelişmeler irdeleniyor. Yedinci bölümde sosyalist hareket saflarında hala etkisini sürdüren sosyal şovenizmin temellerini oluşturan Komünist hareketin isyana karşı tavrını ele alıyor. Sekizinci bölümde Musul sorunu ve bu konuya bağlı olarak İngilizlerle ilişkileri irdeliyor.
 
Sömürgeci uygulamalar
Dokuzuncu bölümde Şark Islahat Planı ve bu plan üzerinden yapılan sömürgeci uygulamaları; onuncu bölümde özdeş toplum yaratma çalışmalarını; onbirinci bölümde Kemalizm’in partileşme sürecini, Kemalist ilkelerin oluşumunu, Kemalizm’in dil ve tarih tezlerini ele alıyor. Onikinci bölümde Genel Müfettişlikler ile Kürtleri Türkleştirme politikalarına ilişkin resmi raporlar irdelendikten sonra, kitabın son bölümü olan onüçüncü bölümde Dersim’de imha, iskan ve asimilasyonu ele alıyor. Şaban İba sunuşta bu kitabın amacının, “Egemen ulus ve devlet şovenizminin temellerinin atıldığı bu dönem hakkında, resmi ideolojinin etnik, kültürel, dinsel, eğitsel, etik vb. hegemonyasından en çok etkilenen gençliğin aydınlatılması” olduğunu söylüyor.


NECDET İLERİ

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.