3. Yol nedir, ne değildir? – II-

Forum Haberleri —

Üçüncü yol

Üçüncü yol

  • İnsan dünyasının onarılması yeni bir yaşama- sosyalizm-, insanın insanla ilişkilerinin onarılması ise “yeni insan”a dairdir. Yeni yaşam ve yeni insan tarihsel olarak demokratik uygarlık nehrinde damla olan bütün bir ezilenler hareketlerinin ütopyasıdır.

DİYAR RÛMET

Özgürlük Hareketi kuruluşundan bugüne değin zikzaklar ve “yeniden doğuşlar” gerçekleştirse bile daima aynı ideo – politik çizginin üstünde izler bırakarak yol yürüdü. Onun yeniden doğuşlarından taktik – stratejik açılımlarına değin oyun kurucu öznelliğini “reformizm” olarak niteleyenler devrimci hareketin doğasını ve izler bıraktığı yolu “Anadolu’dan Görünüm” edasıyla sis perdesinden bakarak görünmez kılıyordur. Devrimcilik zor zanaattır, kitleyi sürüklemek ve kazanımlar elde etmek ise asli zanaattır. Klasik ulusal kurtuluşçu hareketten, reel sosyalist programdan, ulus ötesi Ortadoğu öncü partisine ve demokratik modernite programına geçiş zikzaklar barındırsa da yol ezel ve ebeddir: “İnsan dünyasının ve insanın insanla ilişkilerinin onarılması” (Karl Marks).

İnsan dünyasının onarılması yeni bir yaşama- sosyalizm-, insanın insanla ilişkilerinin onarılması ise “yeni insan”a dairdir. Yeni yaşam ve yeni insan tarihsel olarak demokratik uygarlık nehrinde damla olan bütün bir ezilenler hareketlerinin ütopyasıdır. Bu nehrin 20. Yüzyıl durağı olarak Marksizm ve 21. Yüzyıl durağı Demokratik Modernite de zaferin öncü müjdeleyicileri olarak tarihin/nehrin akışını hızlandırarak seyrini de değiştirme kudretine erişme gayretinde veya gayretindeydi.  Marksizm’in reel sosyalizm pratiğinin Sovyetler’de yenilgiye uğraması, 3. Dünya Savaşı olarak adlandırılan Post- Sovyet dünyanın paylaşım savaşının merkezini Ortadoğu’ya resmen kaydırması ile Kurdistan Özgürlük Hareketi ezilenlerin öncü politik güç boşluğunu doldurmuş bu temelde reel sosyalizmin eleştirisi ile yeni bir doğuşu – Demokratik Modernite- gerçekleştirmiştir.

Öncülerin mirası ve talih

“Lenin 1900’de ne ise ben de 21. Yüzyıl sosyalizmini temsil ediyorum, reel sosyalizm ile savaşarak, emperyalizm ile savaşarak yeni sosyalizmi inşa ediyorum.” (Abdullah Öcalan)

Devrimci hareket açısından politik ustalık talihle alakalıdır. Talihsiz hareketlerin politik ustalara sahip olmaması tamamı ile talihsiz oluşlarından ileri gelir. Talihli hareketler politik ustaların öncülüğünde ilerler.

Lenin önderliğinde Bolşevikler ve Öcalan önderliğinde PKK, 20. ve 21. Yüzyıl için en talihli hareketler sayılabilir.

Söz gelimi kuruluş ve gelişim aşamalarında devletin ajan sızmalarına karşı Özgürlük Hareketi Önderliği Öcalan ve Bolşeviklerin önderi Lenin, tabiri caizse ava giden avcıyı avlama deyiminin somut biçimini ortaya koymuş, her iki önderlik de bu sızan devleti kullanarak (avlayarak) örgütün gelişimine tahvil eden bir faydacılık pratiği de sergilemişlerdir. Bu basit örnek iki politik usta arasında eş değerlik kurmak açısından önemlidir. Bu ustaların taktik ve stratejiye dair ne tür bir devrimci olduklarını, onların dostlar dışında düşmanın çatışan dinamiklerinden çıkardıkları faydaları devrimci mücadeleye aktarımları önemli bir husustur.

Hem Bolşeviklerin hem de PKK’nin talihli sayılması öncülerinin ideolojik ve pratik öncülüğünün somut durumun somut tahlili üzerinden biçimlenmesi ile gerçekleşmiştir.

Bu biçimlenme ile iki hareket baş düşmanları tarafından boğulma çabalarını, kurdukları ilişkiler ve yaptıkları hamleler ile engelleyerek tarihin akışında birer fail haline gelmişlerdir.

Bu ilişkilerin kurgulanma biçimi ve buna bağlı geliştirilen pratik mücadeleler sosyalist hareketler tarihinde ittifak-cephe  ayrımını ortaya çıkarmıştır. Marx – Engels ve Lenin de cephe kavramı hiç kullanılmazken ittifak kavramı sıkça kullanılır.¹ Bu kavramsal netlik ideolojik netliğin bir ürünüdür. Farklı sınıfsal yapıların ortak bir düşman güce karşı ittifak yapması olağan iken cephe kurması anlaşılır değildir. Zira ortak düşmanın verili varlığını sonlandırmakta taraflar anlaşılabilirler lakin yerine getirilecek olanda anlaşamazlar. Ya da sömürge bir toplumun emekçi hareketinin küçük burjuva sınıf veya diğer gerici yapılarla ilişkisi yalnızca -dış- sömürgenin sonlanmasına içkin bir ittifaktır. Bu bakımdan Lenin’in Şubat ve Ekim devrimlerinde, Çarlık siyasal kurumsallaşması tarihin sonuna gelmişken onun karşısında diğer ideolojik karşıtları ile geçici ittifaklar kurması sarih ve anlaşılırdır. Öte yandan ÇKP ve Mao özgülünde Uzun Yürüyüş’e dair de benzer belirleme yapılabilir ve talihli hareket ‘cephesine’ yazdırılabilir.

(¹) Bir Üçüncü Yol Arayışı Üzerine, Ömer Laçiner, Birikim 11/26

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.