Ağırlaştırılmış müebbetlik bir Roman

Haberleri —

Kitap, geçtiğimiz aylarda Rojava’da El Nusra çetelerine karşı Kürt halkının mücadelesinde yerini alan devrimci Serkan Tosun’a adanmıştır. Özlü anlatımı, canlı betimlemeleri ve akıcı bir dille kaleme alınan roman, geçmiş tarihin dehlizlerinde unutulmaya bırakılan bir konuya işaret ediyor. Romanın arka tarihsel planı 1915 Ermeni tehcirinin hemen sonrasında Kürt ayaklanmalarını konu ediniyor.

Roman, Cindiyan aşiret büyüğünün oğlu Seyithan ile Ermeni Tehcirinde babası katledilen, annesiyle beraber Seyithan’ın babasının kurtarıp himaye ettiği Ermeni kızı Terfenda’nın platonik aşkını işliyor. Kurgusal noktada yer yer kaymalar olsa da romanın arka planı çok iyi işlenilmiş. Terfenda’nın annesi Sara defalarca sürgüne maruz kalmış bir ailenin en küçüğüdür. En son Kürt ve Çerkez milislerin eşini öldürmesinden sonra iki kızıyla sonu belirsiz bir yola çıkar. Erkekleri öldürülen Ermeni kadın ve çocuklar kışın soğuğunda hem doğaya hem de onları götüren milislerle mücadele etmek zorundadır. Yazar abartıya girmeden bu konuyu çok iyi işlemiş.
Her türlü insanlık dışı muameleye tabi tutulan kafile, Cindiyan Aşiret lideri Selahaddin’in adamlarına denk gelince kaderleri değişir. Seyithan ile Terfenda’nın hikayesi de işte o kış günü birbirini görmesiyle başlar. Aynı evde büyüyen çocuklar hep birbiriyle zaman geçirmiştir. Terfenda’ nın annesi, Seyithan’ın dayısı ile evlenip İstanbul’a yerleşir. Artık genç bir delikanlı olan Seyithan babasının isteği üzerine İstanbul’a gider, dayısının evinde kalıp, çalışmaya başlar. Dayısı Bahri Kürt mücadelesine emek veren biridir. Gittiği yerlere onu da götürür. Ağrı İsyanı’nın başladığı dönemde Seyithan Terfenda ve ailesi ile doğduğu Ardbena’ya geri döner. Devlet, isyanı bastırmak için elindeki bütün gücü buraya göndermiş, bazı aşiretleri isyanın bastırılması için kullanmaya başlamıştır. Cindiyanlar tarafsız kalmasına rağmen baskılarda nasibini almaya başlamıştır.  Yazar, romanında bunu işlerken, Kürt gelenek göreneklerini, yaşam tarzlarını, insan ilişkilerini de ele alıp işlemiştir.
Ardbena’da düğün kurulmuştur, evin küçük oğlunun düğünü vardır.  Tam o esnada askerler köyü basar. Gecenin karanlığında kora kor bir çatışma başlar.Orhan, aşiretin önde gelenlerini katlettikten sonra zaferin tadını çıkarmak için yavaş yavaş kasrın odalarını giriyor, içeride sağ kalanları katlediyordu. Ancak unuttuğu bir şey vardı, Ermeni bir ailenin patlayıcı yapmayı bilen ferdi Sara. Zaferin tadını çıkarmak isteyen Orhan’ın parçalanan bedeni şafakta yankılandığında artık Sara için ölümün bir anlamı kalmamıştı.

Sami Özbil kimdir?
1977 Yılında Aydın Söke doğumlu olup, emekçi bir ailenin çocuğudur. Motkanlıdır.  İki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Özbil’in, “Şafakta Yankılanan” romanının dışında  “Harman” ve “Yeraltı Suları” adlı şiir kitapları ile “Soluk Soluğa” ve “Kan Kurumaz” adlı romanları var. En son 2013 Hüseyin Çelebi Edebiyat Ödüllerinde Türkçe öykü dalında birincilik ödülü aldı. Sami Özbil halen Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevinde tek kişilik hücrede tutulmaktadır. Kalem ve kağıdın bile sayılı verildiği hücresinde üretmeye devam ediyor.


ERDOÐAN ZAMUR

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.