AHMET AKKURT: Gül-me -k

Güzel bir anlatımdır gülmek, belki de en güzel anlatımı insanın. Öyle ki sevinç, özlem, coşku, mutluluk; kızma-kızdırma, uyanma-utandırma, küçülme-küçük düşürme gibi çok yönlü bir etki ve tepkiye sahiptir. Bu anlamda çok kapsamlı ve geniş bir manadadır.
Bir başka demeyle; köleliğin ifadesi ağlamak ise, özgürlüğün ifadesi de gülmektir.
Ağlamakta hüzün, acı, keder vardır.
Gülmekte neşe, mutluluk, sevinç vardır...
Ağlamak geçmiştir.
Gülmek ise gelecek!..
Ağlamak ve gülmek bir gerçeğin iki yüzü gibi bir arada ve birlikte vardırlar. Hangisinin ne zaman, nerede baskın geleceği bilinmez.
Gülmek genelde baskın görülse de ağlamak çok daha acı ve keskin olduğundan her an derinden hissedilir bir sızıdır varlığı. Öyle ki gülmek ve ağlamak arasında bir adımlık mesafe kadar kısa ama, hiç ulaşılmayacak kadar da uzaktırlar birbirine.
Ağlamak çaresizliktir.
Gülmek bir çaredir!..
Ağlamakta çözüm yoktur. Eylemsizlik ve kedere boyun eğiş vardır. Gülmekte ise çözüm vardır. Eylemsizlik yerine eylem vardır: Baskısı, şiddeti ve zoru olmayan bir eylem.
Gülmek eylemi öldürmez. Ama incitir, daraltır, küstürür ve rahatsız eder. Bu açıdan da eğlendirici, eğitici ve ıslah edici bir eylemdir. Yani bir düzeltme, aynı zamanda bozma, dağıtma, tahrik etme, kışkırtma ve yeniden biçimlendirme eylemidir gülmek.
İnsanoğlu-kızı; “gülmesini bilen bir hayvan” ya da “güldüren bir hayvan” olarak tanımlanır kimi doğa filozofları tarafından. Neden? Çünkü gülme veya gülmek eylemi insana mahsus bir şeydir. Hatta belki de insan dışından herhangi bir canlı varlık, gülmeyi bilmediği gibi, güldürmeyi de bilemez.
Doğru, doğadaki kimi canlı varlıkların bazı hareketleri gülmemize neden olur. Ama burada gülmemize yol açan veya gülünç olan şey, esasta insanın kendisidir. Zira gülmemize yol açan husus; o an canlı varlıkta kendimize ait gördüğümüz herhangi bir hal, hareket ve davranış dışında bir şey değildir. Demek ki, gülme veya gülmek doğa tarafından insana verilmiş ve insana ait bir şeydir denilebilir.
Öyleyse gülmek eylemi insanda var olan ve sürekli doğan duygunun taşma halidir. Aynı zamanda bir akıntıdır. Bu akıntının ne zaman ve nerede taşıp oluvereceği belli olmaz. Bu ise, insanın en zayıf halidir.
Oysa gülmek insana mahsus olduğundan her an gülebilecek bir yapıdadır. Bu da insanın saçmalığıdır.
Komikliği yaratan insanın bu saçmalığı değil mi ki? Demek oluyor ki, saçmalık da komiklik kaynağıdır.
Komiklik nedir? Komiklik, insanın tüm dikkatini dondurduğu, duygularını susturduğu ve salt zekasını işletip harekete geçirdiği an’dır.
Komiklik hali sadece zekaya hitap eder. Duygular harekete geçtiği anda komik, komik olmaktan çıkar. Onun için komikliğin duygularla pek işi olmaz.
O halde gülmek ve gülünç olan, bize uyuşmayanın o anki halidir de denilebilir. Başka bir ifadeyle; bize aykırı olan ötekidir. Yani hoşumuza gitmeyen davranışların bir anda bize yansıyış şeklidir. Sadece bu da değil.
Gülmek hem zararlıdır hem de faydalıdır.
Zararlıdır gülmek çünkü yerinde olmayan bir gülme, içinde bulunduğunuz topluluğun huzurunu kaçırır, yanınızdaki insanları rahatsız eder.
Faydalıdır gülmek çünkü insanı rahatlatır, ferahlatır. Aynı şekilde acıyı dindirir, mutluluk ve coşku uyandırır.
Gülmek deyip geçmeyelim!
Kendisine gülünen bir kimsenin üzerinde acı bir tesir bırakır gülme. Bu öyle bir acıdır ki, hem incitir hem de aşağılatır. Yani insanı halden hale sokacak kadar etkileyici ve sarsıtıcı bir duygudur gülmek. Bunun içindir ki, gülmeyi “tuzu kullandığın gibi kullanmalısın” denilmiştir. Her gülme; yerinde, zamanında ve ölçülü kullanıldığı zaman anlamlıdır. Yerinde olmayan her gülme, direkt beyne hitap eder. Beyne hitap eden gülmek ise, sinirlere dokunur, rahatsız eder. Rahatsız edici bir gülme hiçbir şekilde hoş görülmez ve kabul edilmez.
Zira gülmek bir tür muhalefettir. İktidarı devirmeyi amaçlayan hiçbir muhalefet biçimine izin verilmez ve verilmemiştir. Hele bir de gülmek gibi alaycı bir eylem ve muhalefet biçimiyse hiçbir şekilde tahammül görmez, görmemiştir.
Gülmenin bu alaycı etkisi değil miydi ki, İngiltere kraliçesi Elizabeth, tahammül gösterememiş ve gülmeyi yasaklayarak yasadışı ilan etmiştir.
Görüldüğü gibi gülme veya gülmek, ne denizin taşkın suları gibi dışa vuran basit ve sıradan bir coşku, sevinç ve mutluluk anı, ne de bize komik gelen ve herhangi bir varlıkta bize yansıyan beceriksiz hareketlerin şekilsizliğidir. Gülmek, esasta insanın tanımsız ve isimsiz eylemidir.
Bolu F Tipi Cezaevi
