Almanya’daki kamplarda Êzîdî kadınlar tecritte

Haberleri —

3 Ağustos 2014’te DAİŞ’in Êzîdîlerin kutsal mekanı olan Şengal’e saldırısında binlerce Êzîdî katledildi, yüz binlercesi göç etmek zorunda kaldı, 6 bin 417 kadın ve çocuk DAİŞ tarafından esir alındı. Katliamın 3. yıldönümünde Êzîdîler ve Êzîdî kadınların trajedisi devam ediyor. Ferman ardından dünyanın dört bir yanına savrulan Êzîdîlerin onbinlercesi de Avrupa’da kalıyor. Avrupa’da Êzîdî kadınlara yönelik çalışmalar yürüten Siwana Meclîsa Jinên Êzîdî (SMJÊ) Temsilcisi Songül Talay ile 73. Ferman!dan bugüne yaşananları ve Êzîdî kadınların durumlarını konuştuk. 

Talay, 2014 yılında yaşanan ferman ile Êzîdî kadınların örgütsüzlüğünün çok trajik bir şekilde ortaya çıktığını belirterek, "Geçmiş 3 yıl, Şengal kadını ferman öncesi ve sonrası hangi pozisyondadır çerçevesinde ele alınmalıdır" dedi. 73. Ferman’dan çıkan önemli dersin Êzîdîlerin kendi örgütlülüklerini geliştirmesi olduğunu belirten Talay, "Şengal’de kadınlar bir katliamın içinde örgütlülüklerini yarattılar. Bu, Êzîdî kadınlar için tarihsel bir adımdır. Êzîdî kadınları artık şunun farkına varmış durumda: Onlar için ekmek ve sudan daha değerli olan şey örgütlüğünün yaratılmasıdır" diye konuştu. 


6 bin 417 kadın

DAİŞ saldırısında 6 bin 417 kadın ve çocuğun DAİŞ’in eline esir düştüğünün söylendiğini belirten Talay, "Bu kadınların bir kısmı esir olarak ele geçtiği sırada DAİŞ tarafından katledildi. Bazıları DAİŞ’e teslim olmamak için kendilerini feda etti; kimi intihar etti, kimi kendini dağdan attı, kimi sulara attı, kimisi de kendini canlı canlı yaktı. Esir kadınların bir kısmı kendi imkanlarıyla DAİŞ’in elinden kaçtı. Bazı kadınlar Şengal dağlarına çıkıp Şengal Kadın Birlikleri’ni (YJŞ) oluşturdular" diye aktardı.

 

3 bin kadın hala esir

Yaklaşık 3 bin Êzîdî kadının hala DAİŞ’in elinde olduğunun bilindiğini ifade eden Talay, köle pazarlarında satılan Êzîdî kadınlar olduğunu belirterek şöyle dedi: "Êzîdî kadınları farklı devletlere teslim edip sattılar. Çoğunu Türkiye’ye geçirip sattılar. Satılan Êzîdî kadınları köle olarak kullanıyorlar.”


Reqa’da savaşıyorlar

Talay, DAİŞ’in elinden kurtulan kadınlardan bazılarının yaşadıkları zulme karşı durmak ve kadınların intikamını almak için Reqa’da savaştığına işaret etti.


600 Êzîdî kadın özgürleştirildi

DAİŞ’in elindeki esir kadınların kurtarılması için girişimlerin sürdüğünü kaydeden Talay, "Bu yıl içerisinde kamuoyuna yansıdığı kadarıyla 400 Êzîdî kadın özgürleştirildi. Toplamda ise 600 kadının kurtarıldığı söyleniyor. Kürt güçleri öncülüğünde gerçekleştirilen kurtarma operasyonunda çocuklar da bulunuyor. Bunlar basına da yansıyor. Her seferinde kadın ve çocuklar kurtarıldığında ailelerine ulaştırılıyor" dedi. 


Êzîdîler kendi özgüçlerine inanıyor

"Êzîdî toplumu artık şunu fark etmiştir; bu kadınlar ancak kendi öz güçleriyle kurtarılabilir" diyen Talay şöyle devam etti: "Dışarıdan birisinin gidip onları kurtarmasından ziyade kendi imkanları ile insanlarını, topraklarını kurtarma arayışı ve çabası var.


Esir kadınlar da güç alıyor

Şengalli kadınların kendi savunmalarını geliştirmesinin en büyük umut ve güç kaynağı olduğunun altını çizen Talay, "Şengalli kadınların savunmasını ve örgütlüğünü geliştirmesi kadınlarda umudu yaratıyor. Bazı kadınlar bundan güç alarak DAİŞ’in elinden kendi çabasıyla kurtuluyor. DAİŞ’in elinden kaçıp kurtulan kadının sayısı az değildir. Bu kadınlar en büyük gücü kadın örgütlülüğünden alıyor" diye belirtti. 


Toplum kadınları kucaklamalı

Kurtarılan Êzîdî kadınlar için verilen desteklerden de bahseden Talay, Şengal dağlarında hem tedavi hem de eğitimlerini yapabilecek ortamların oluşturulduğunu kaydetti. 

Kadınların yaşadıkları travmayı atlatmaları için toplumun bu kadınları kucaklaması gerektiğinin altını çizen Talay, yürütülen çalışmalara ilişkin şöyle konuştu: "Êzîdî toplumu fermanın yaşandığı ilk süreçte 'bu kadınlar bizim için direnişin sembolleridir' dedi. Bu kadınlar için elimizde ne geliyorsa yapmaya hazırız. Rojava’da Newroz Kampı’nda bu çalışmalar sürüyor. Türkiye’de bu konuda özel bir platform oluşturuldu. Şengal’de de buna benzer bir çalışma yapılıyor."


Medica Mondiale ile birlikte

Talay, Avrupa’da yürütülen çalışmalar hakkında da bilgi verdi: "Merkezi Köln’de olan ve tüm dünyada savaşta tecavüz vb. saldırılara karşı çalışma yürüten Medica Mondiale örgütüyle birlikte fermanın yıldönümü olan 3 Ağustos’ta (bugün) çalışmalara başlıyoruz. Bu çalışma kapsamında Şengal’de bir sağlık merkezi açılması da planlanıyor. Orada sağlık, akademik, genel eğitim, çocuk bahçesi yine Êzîdî kadınların eğitimi konusunda çalışmalar olacak. Bu çalışmadaki diğer temel amaç ise DAİŞ’in elinden kurtulan kadınların birbirlerine destek sunmasıdır." 


Uzman ekip Şengal’e gidecek

Avrupa’da uzmanlardan oluşan bir kadın ekibin de Şengal’e gideceğini belirten Talay şöyle devam etti: "Travma terapisti, sosyolog ve psikologlardan oluşan bir ekip Şengal’e gidecek. Kadınlara eğitim verecekler, diğer kadınlara destek olabilsinler diye. 


Kadın merkezleri açılacak

Êzîdî kadınların kalacağı bir merkez yapılacak. Örneğin; Rojava’da kadın köyü yapılıyor. Şengal’de de farklı yerlerde merkezler açılacak. Buralarda yalnızca kadınlar yaşayacak. Bu kadınlar kendi kendilerinin tedavisini yapacak düzeye getirilecek. Bizim de şu anda Avrupa’da Şengal Kadın Merkezi’nin açılması yönünde çalışmalarımız var. 


DAİŞ’in yargılanması için

Uluslarası hukukçular ile DAİŞ’in ve DAİŞ’e destek veren güçlerin yargılanması için çalışma yürütüyoruz.   

Şengal’dekine benzer saldırıların yaşandığı ülkelerin kadın örgütleriyle de görüşmelerimiz var. Mesela Afrikalı bir kadın örgütüyle de birlikte çalışmalar yürütüyoruz. 

Êzîdî kadınlar olarak Avrupa’da Mart’ta bir konferans düzenlemiştik. Orada da Avrupa’ya gelen Êzîdî kadınlara yönelik ne tür çalışmalar olabilir konusu özel olarak tartışıldı. Yaşananların bir kadın kırımı olduğu belirtilerek, bir proje ekibi oluşturuldu. 


Kamplarda tecrit ediliyorlar

Almanya’da Êzîdî kadınları toplumdan uzaklaştırıp eritme politikası uygulanıyor. Bu politika, Êzîdî kadınları kendi toplumundan koparıp hiç kimse ile iletişim kuramayacak kamplara yerleştirerek uygulanıyor. Êzîdî kadınlara yönelik asimilasyon politikası en üst düzeyde uygulanıyor. Siyasi partiler çok büyük sayıda Êzîdî kadınını Almanya’ya getirmişler. Özellikle Brandenburg eyaletine kadınları yerleştiriyorlar. Bu konuda girişimlerimiz oldu, Êzîdî kadınları Êzîdî toplumu olarak sahiplenmek istediğimizi belirttik. 


Aileler parçalanıyor

Almanya kamplarında Êzîdî kadınlara taciz edilmesi tesadüf değildir. Şengal'den gelen kadınları öyle bir şekilde yerleştiriyorlar ki, Êzîdî kadın toplumundan kopsun diye her şeyi yapıyorlar. Aileleri burada parçalıyorlar. Almanya’daki kamplarda bu örnekler çoğalmış durumda.


UTAMARA ile yeni proje

Êzîdî kadınlar olarak UTAMARA ile yeni bir proje yapıyoruz. Bu projenin adı "Nûjîn”, yani yeni bir yaşamı oluşturmaya çalışıyoruz. Bu proje çalışmasını yürütecek kadınları özel bir eğitimden geçireceğiz. Bu konuda yaklaşık olarak 30 kadını eğiteceğiz. Bu kadınlar da göçmen kadınlarla diyalog kuracak."

 

 HABER MERKEZİ

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.