Ankara’da kimler buluşacaktı biliyor musun?

Haberleri —

10 Ekim’de yüzbinlerce Kadın ve Erkek Ankara Sıhhiye meydanında buluşacaktı. Daha oraya gelmeden Tren Garı‘nda iki canlı bomba geldi ve Türkiye tarihinin en kanlı günlerinden biri yaşandı. Yüzün üzerinde ölü, beş yüzün üzerinde yaralı… Hepimiz üzüldük, ağladık, kardeşimizi, babamızı, sevgilimizi kaybettik. Canlı bombaları, işbirliği yapanları, onlara göz yumanları ve organize edenleri lanetledik. Ama bazıları ‘oh iyi oldu’ dedi. Kimi yüksek sesle bunu dillendirdi kimi ise utangaçça veya içinde… Çünkü o birileri “PKK’nın mitingi” veya “KCK’yi meşrulaştırmak için yapılan eylem” gibi cümleler kurdular veya kuranlara inandılar. 

İşte o inananlara birkaç söz edeyim:

TTB, TMMOB, KESK ve DİSK 10 Ekim günü Ankara’da buluşacaklardı. Neden mi? Barış için elbette. Sürmekte olan ve her gün çocukların, askerlerin, gerillaların, erkek ve kadınların ölümüyle süren bir çatışmalı sürecin sona ermesi ve 2013 Martında kurulan çözüm masasına tarafları oturtmak için buluşacaklardı. 

Bunlar kim mi anlatayım: Başın ağrıdığında, annen hasta düştüğünde, eşin hamile iken kapısını ilk çaldığın doktorların örgütü Türk Tabipler Birliği (TTB).

Oğlun veya kızın için daire mi alacaksın, bir dükkan mı bakacaksın ilk koştuğun Mimar ve Mühendisler… 

İşte onların örgütlü oldukları kurum Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB).

Belki senin baban veya annen… Belki senin sevgilin, eşin… ilk flört ettiğin Ahmet, ilk öpüştüğün gül… Çocuğun belki… Belki öğretmenin veya müdürün…

Sen, O, Ben.

Hepimizin Örgütlü oldukları kurum, Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK).

İnşaatta tuğla taşıyan, duvarını ören, madende ölen, sokağını temizleyen çöpçünün Örgütlü oldukları kurum, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK).

HDP’de vardı orada, CHP’de… Feminist, vicdani redçi, Müslümanlar, Kürt, Türk, Ermeni, Arap, Alevi, Hıristiyan, Müslüman. Hepimiz oradaydık. 

Barış mitingini PKK değil, bunlar düzenledi işte...

CHP, 1 Kasım için “Önce Türkiye” dedi. 

Uyanık reklamcılar CHP’ye bu sloganı ton ton paraya kakalamışlar! Oysa bu sloganın telif hakkı Türk Silahlı Kuvvetlerine aitti, orijinali ise “Önce Vatan”. Anlayacağınız TSK silahlığından hırsızlayıp ısıtmışlar. 

Hangi dağ başına gözünü diksen, hangi şehrin girişine baksan ve gittiğin hangi bölge olsa “Önce Vatan” seni karşılıyor. 

Evren darbesinin işkence mekanlarından Diyarbakır 5 Nolu Cezaevinin, Mamak’ın kapısında “Önce Vatan” vardı. Boşaltılan, dışkı yedirilen köylerin, işgal edilmiş şehir ve dağların yamaçlarında “Önce Vatan” büyük beyaz harflerle yazılır. Yazılır ki baktıkça unutulmasın ve devletin gücünü hatırlasın, bir daha başkaldırmasın, sinsin, sinsin ve sussun… 

Bize bunları yeniden hatırlattığı için CHP yönetimini avuçlarımız patlatırcasına alkışlıyoruz!

AKP gelmiş geçmiş en başarılı hükümettir. Nasıl mı? 

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yapılmış katliamların toplamı kadar katliam yapabildi! Ha bir de hakkını yemeyelim bir o kadar da oto yol yaptı. 

Robaskî 2011, Reyhanlı 2013, Gezi 2013, Soma 2014, Diyarbakır 2015, Cizre 2015, Beytüşebap 2015, Suruç 2015, Ankara Garı 10 Ekim 2015 saat 10:04. 

Barış isteyen kadınlar ve erkekler vardı, Şimdi yoklar! 

İşte bu başarılı icraatı sayesinde yüzde 40’lardan bir milim inmiyor(!) Türkiye’de zihin ve kültür yoz, vicdanlar kurak. 

“IŞİD ile aramizda 360 derece fark var.”

Türkiye Başbakan’ı Ahmet Davutoğlu Suruç Katliamının faili için “Abdurrahman Alagöz’ü en kısa süre içinde yakaladık ve adalete teslim ettik” dediğinde önce bir şey anlamadık.

Sonra çıktı bir tv kanalına ve “Canlı bombaların listesi elimizde ama kendilerini patlatmadan onları yakalayamayız” dedi. 

Demek ki yakalanmaları için Ankara Garı canlı bombacılarının da patlaması gerekiyordu. Peki ya hala patlamayan canlı bombalar? Belki de onlarında patlaması gerekiyor!

Neden mi? Yine Davutoğluna kulak verelim: “IŞİD ile aramızda 360 derece fark var.” Geometrik olarak aynı noktada olduklarını söyledi. 

Belki de ilk kez bir doğru söyledi: Hakikaten DAİŞ’le aynı noktadalar!

Şimdi anladınız mı neden yakalanmıyorlar!

Tahir Elçi gibi düşünüyorum. 

Diyarbakır Baro Başkanı Av. Tahir Elçi çıktığı bir tv programında “PKK terör örgütü değildir” dediği için AKP ve devlet basını tarafından hedef gösteriliyor. 

Gerçeği söyledi, gerçeği söylediği için muktedir tarafından linç edilmek isteniyor. 

Tahir Elçi gibi düşünüyorum. 

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.