Arşiv veya hafıza

  • Yarım yüzyıldır kendi radyomuza sahibiz ve ülkemizde gelişen birçok olayı kaydedebildik. Ancak belge ve arşivimizi toplayacak bir merkezimiz olmadı. Olay olguların muhafaza edilmesi ve deneme ile geleceğimize temel oluşturması için bizim böyle bir merkeze ihtiyacımız var; özellikle Doğu Kürdistan için.

HUSEYÎN XELÎQÎ

Her toplumun yaşam hikayesi farklı olaylarla doludur. Doğa ile mücadelesinden zalime karşı çelişki ve çatışmalarına kadar… Adaletsizliğin zincirlerinden kurtulma, başarı, kırılma, toplum ve aile için verilen ekmek mücadelesi, ülke ve halkın özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi, işgal kalıntılarının silinmesine yönelik onlarca bireysel ve toplumsal girişim, tarihin akışında kendisini gösteriyor.
Kaydedilen tarih nasıl ki denemeye temel teşkil ederek bilimin gelişmiş şatolarını oluşturduysa, Sokrates ve Eflatun’un düşünceleri ülke yönetim işlerinin yol yöntemini ortaya koyduysa, demokrasi yasası nasıl ki demokrasi kavramının kabul edilmesinde temel olduysa, başta bahsettiğimiz çalışmalar meydana gelen olayları yorumlamada esas olabilir, gelecek nesillerin aynı eksikliklere düşmemesi için ders olabilir, dönemin başarısına temel teşkil edebilir.

Bundan çok önceleri olay olguların kaydedilmesine imkan sağlayacak alet, temel yoktu hatta yok denebilecek kadar az bir hafıza vardı. Bundan dolayı bilim ve bilgi ağırlıklı sözlü olarak nesilden nesile aktarılıyordu. Dolayısıyla insanlığın kayıtlı tarihi 12 bin senenin ötesine geçmiyor.

Dikkatimizi Mısır, Mezopotamya, Asur, Akad, Keldani ve Yunan tarihine verdiğimizde, imkansızlıktan dolayı o döneme ait birçok fikrin kaybolduğunu görürüz. Onlardan arta kalan fikirler olmamış olsaydı, o dönemlere dair hiçbir bilgimiz olmayacaktı. 

Dolayısıyla hakkında bilgi sahibi olunan her uygarlık ve ulusun ulusal hafızaya, arşivleme mücadelesine sahip olduğu anlaşılıyor. 1400 yıl önce Arabistan’da yaşanan bir örneğe değinmek istiyorum. Birçok konu hakkında halkına destanlardan, masallardan bahseden Arap Peygamber, bunların Allah’ın sözleri olduğunu söylüyordu. Bu temelde büyük bir dinin temelini oluşturarak sarf ettiği bu sözleri otuz üç yaşında dile getirdi. Dönemin hafıza ve arşivleme imkanları papirüs, ağaç kabuğu, tahta ve hayvan postuydu. Ayrıca insan aklı, yani ezberiydi. Peygamberin vefatıyla birlikte yardımcıları bunları toplamaya başladı. Bu süreçte iki farklı girişim yaşandı. Birincisi Halife Ebubekir -ki ‘Mishef’ adı ile anıldı-, ikincisi ise Halife Ömer döneminde Osman bu iş için görevlendirildi. Dönemin imkanları çerçevesinde ne var ne yok bir araya getirildi, daha sonra ezberlenenlerle birlikte kitap haline getirildi. Sonuç olarak Arap ulusunun manifestosu sayılan Kuran ortaya çıktı. Onlara din ve öncü oldu, dillerinin temelini oluşturdu. Böylece dışarıya yönelebilir ve büyük bir imparatorluk oluşturulabilirdi.

Biz Kürtler Araplardan daha eski bir uygarlığa sahibiz. Her düşüşün ardından ayağa kalkış vardır, yeter ki çabalayalım, başlayalım. Muhafaza için bugün birçok imkan mevcut. Kuşkusuz ulusal kurtuluş, işgal ve zulümden kurtulmaya çalışan ulus olarak birçok katliam yaşadık, zorla göç ettirildik, kimyasal silahlar ile Enfal edildik, birçok defa işgalciler tarafından katledildik. Bize yönelik katliam haberleri tarihe ulaşmış olsa dahi ağırlıklı olarak yabancılar tarafından kaydedildi; ki çoğu bizi karşıt durumda kötü göstermeye, düşmanı ise iyi göstermeye çalıştı. Bu konuda hayatımızın ve mücadelemizin üstünü örten perdeyi kaldıramadık. Bunda imkansızlık ve ezilmişliğin rolü büyük görünüyor.

Yaklaşık yüzyıldır hafıza ve arşivleme imkanımız olmasına rağmen ihtiyaca cevap verilmiyor. Yarım yüzyıldır kendi radyomuza sahibiz ve ülkemizde gelişen birçok olayı kaydedebildik. Ancak belge ve arşivimizi toplayacak bir merkezimiz olmadı. Olay olguların muhafaza edilmesi ve deneme ile geleceğimize temel oluşturması için bizim böyle bir merkeze ihtiyacımız var; özellikle Doğu Kürdistan için. Ülkemizin bu bölümünde son dönemde birçok acı verici olay yaşandı. Bu halkın birçok evladının boynu kesildi, İslami düşünceye sahip rejim tarafından asıldı. Buna karşı kesintisiz mücadele ve devrimci karşı çıkışın yanında yaşananların vicdanlı bir şekilde kaydedilmesi, gelecek nesillere ulaştırılması gerekiyor. Böylece yaptığımız hataları tekrarlamamız ve devrimci dersler çıkarmamız için buna ihtiyaç duyuluyor. Bu temelde tüm ulusumuza, halkımıza, tüm bireylere, sivil toplum örgütlerine çağrıda bulunuyorum; dar ve çıkarcı yaklaşımlardan uzak, ulusal kolektif bir çalışma yürüterek, hafıza ve arşiv çalışmasını hayata geçirin. Sanayi ve bilim çağında ihtiyaç duyulan böyle ulusal bir çalışma için adım atın.

 

Ortadoğu ve Kafkasya’da Kürt radyoları

Kürdistan’da sesli yayınlar üzeri kayıt toplama, arşiv oluşturmanın bir basamağı olmuştur. Bu anlamda 19 Temmuz 1923 yılında Sovyetler Birliği’ne bağlı olarak kurulan Kurdistana Sor’un (Kızıl Kürdistan) başkenti Laçin’de ilk Kürtçe radyo yayını, merkezi Sovyet radyo istasyonu aracılığı ile 1924-1929 yılları arasında başladı. 

Irak’ın Osmanlı sömürgesinden kurtulması ardından Musul vilayetinin merkeze bağlı kalmasının koşullarından biri olarak, ilk Kürtçe yayın Bağdat radyosu bünyesinde 1939’da başladı. 
Kürtçe yayın yapan bir başka radyoda Nazi karşıtlığı temelinde İkinci Dünya Savaşı yıllarında Filistin’de (Hayfa) kuruldu. 

Sovyetler Birliği, Kızıl Kürdistan’ı lağvederek Azerbeycan’a bağlamasından sonra, kendi toprakları içerisinde 1 Ocak 1955’te ikinci kez Kürtçe radyo yayınına izin verdi. Ermenistan’ın başkenti Erivan’da kurulan radyo sınırlı yayın yapıyordu. 

1957’de Mısır’da Abdülnasır döneminde Bağdat Paktı karşıtı ve Kürt davası yanlısı Kürtçe radyo yayınına başlandı. 

İran’daki ilk Kürtçe Radyo ise Muhammed Rıza Şah Pehlevi’nin emriyle 1958’de Kirmanşa’da kuruldu. İran ve Rojhilat Kürdistan’ında Urmiyê ve Abadan radyolarında da Kürtçe yayın 1968 yılında başlatıldı. 1969’da Tahran Radyosu haftada birkaç saatlik bir Kürtçe yayına başladı. 

Irak’ta Kürdistan’ın Sesi radyosu 1963’te peşmergelerin denetiminde yayına başladı. Irak merkezi hükümeti 1968’de Kerkük’te Kürtçe yerel televizyon yayınını başlattı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.