Assaydınız bari!


Puşi taktığı gerekçesiyle 25 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye olan üniversite öğrencisi Cihan Kırmızıgül'e 33 yıl 9 ay hapis cezası verildi; ceza daha sonra indirim maddeleri uygulanarak 11 yıl 3 aya düşürüldü.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz Cihan Kırmızıgül, avukatları, Kırmızıgül’ün babası, hocaları ve arkadaşları katıldı. Duruşmada Kırmızıgül’ün avukatı Hasan Fehmi Demir, "Müvekkilimin şüphe sınırlarını aşan cezalandırılmasını yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatine karar verilmesini talep ediyoruz" dedi. Son sözü sorulan Kırmızıgül de, "İddianamedeki suçlamaları kabul etmiyorum. Ayrıca beni destekleyen hocalarıma ve arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Beraatimi talep ediyorum" dedi. Duruşmaya verilen aranın ardından mahkeme kararını açıkladı.
Üye olmamakla birlikte...
Mahkeme heyeti, Cihan Kırmızıgül'ün, PKK üyesi olmamakla birlikte bu örgütün çağrısı ve amaçları doğrultusunda 20 Şubat 2010 tarihinde yasadışı gösteriye katılarak çevreye molotofkokteyli attığını ileri sürdü. Kırmızıgül'ün bu şekilde örgüte yardımcı olduğunu savunan mahkeme heyeti, TCK'nın 314. maddesinin 2. fıkrası gereğince 5 yıl hapis cezasına çarptırdı. Cihan Kırmızıgül'ün bu cezasını, TMK'nin 5. maddesinin 1. fıkrası uyarınca yarı oranında arttırarak 7 yıl 6 ay hapse yükselten mahkeme heyeti, 'duruşmalardaki halini' göz önüne alarak 6 yıl 3 aya indirdi.
Molotof yok ama olsun
Kırmızıgül'ün olay tarihinde patlayıcı madde olan molotofkokteyli attığı, dolayısıyla patlayıcı madde bulundurduğunun anlaşıldığını öne süren mahkeme heyeti, TCK'nın 174. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 3 yıl hapis cezasına çarptırdı. Bu cezasını suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması nedeniyle TMK'nın 5. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 5 yıla çıkartan mahkeme heyeti, Kırmızıgül'ün duruşmalardaki halini göz önüne alarak 4 yıl 2 aya düşürdü.
Markete taş yalanına
PKK lehine yapılan gösteri esnasında bir markete taş atarak zarar verdiğini de ekleyen mahkeme heyeti, Kırmızıgül'ü suçun işleniş şekli, toplum üzerinde meydana getirdiği etki ve diğer özellikleri gözönüne alarak TCK'nın 151. maddesinin 1. fıkrası gereğince 4 ay hapis cezasına çarptırdı. TMK'nın 5. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 1 yıla yükselten mahkeme heyeti, Kırmızıgül'ün duruşmalardaki halini göz önüne alarak bu cezayı da 8 ay hapse indirdi.
Toplam 11 yıl 3 ay
Böylece Kırmızıgül, ''PKK'ye yardım etmek'', ''Patlayıcı madde bulundurmak'' ve ''Mala zarar vermek'' suçlamalarından toplam 11 yıl 3 ay hapse çaptırıldı.
Cihan Kırmızıgül'ün ''kamu görevlisine görevini yaptırmamak için direnmek'' ve ''güvenliği kasten tehlikeye sokmak'' suçlarından da beraatine hükmeden mahkeme heyeti, verilen cezaların infazından sonra denetimli serbestlik tedbirlerinin uygulanmasını da kararlaştırdı.
Puşinin zorla alımına
''Adli emanetin 2010/200 sırasına kayıtlı puşi tabir edilen bez parçasının suçta kullanıldığı anlaşıldığından TCK'nın 54. maddesi gereğince müsaderesine (zor alımına) karar verildiğini'' belirten mahkeme heyeti, cep telefonunun ise suçta kullanıldığına dair bulgu elde edilemediğinden iadesine karar verdi.
Mahkeme heyeti, adli emanetin 2010/465 sırasına kayıtlı benzin bulaşık yanmış ve yarı yanmış ip parçaları ile bez parçaları ve kırık şişe parçalarının da müsaderesini (zor alımını) kararlaştırdı.
Karar protesto edildi
Karar, Adliye önünde protesto edildi. Adliye çıkışında ise Kırmızıgül’ün üniversiteden hocaları, arkadaşları ve ailesi karara tepki gösterdi. Duruşma öncesi de Tutuklu Öğrenciler ile Dayanışma İnisiyatifi aktivistleri ve akademisyenler, adliye önünde basın açıklaması yaptı. Galatasaray Üniversitesi Öğretim üyelerinden Mehmet Karlı, "Buradan bizimle gerçeklikle, hakikatle dalga geçildi. Bize bir oyun oynandı. 23 Mart'ta Cihan'ı serbest bıraktıklarında umutlandık. Galiba 'hakikat görülüyor' dedik. Ama bu umut, bir taktiğin parçasıymış" diye konuştu. Karlı, Kırmızıgül'ün dosyasında herhangi bir örgüt veya suç delili olmadığını belirterek, kör bir inat uğruna böyle bir cezanın verildiğini söyledi. Aynı mahkemenin Hrant Dink davasında "örgüt bağı" bulmamasına rağmen Kırmızgül davasında böyle bir bağlantı kurmasına dikkat çeken Karlı, puşinin suç delili olarak görülmesinin kararına ise, "Buradan hüküm edilen kimliktir. Puşinin simgelediği kimliktir. Biz bu kimlik için ve tutuklu bulanan 600 öğrencinin serbest bırakılması için mücadelemize devam edeceğiz. O dosyada Cihan’ı suçlayacak bir delil bile yok. Bir tek satır dahi yok. 22 yaşında genç bir çocuğun hayatıyla oynuyorlar" dedi.
25 ay tutuklu kalmıştı
10 Şubat 2010 tarihinde Kağıthane’de boynunda puşiyle yürürken gözaltına alınan Kırmızıgül’ün davası kamuoyunda ’Puşi davası’ olarak biliniyordu. 25 ay Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi'nde tutuklu olan 23 yaşındaki Cihan, Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü öğrencisiydi. Şubat 2010'da İstanbul'un Çağlayan semtinde bir grup, boş bir markete molotofkokteyli atarak kaçmış, görgü tanıkları gruptaki kişilerin puşi taktığını söylemişti. Aynı saatlerde arkadaşının evinden çıkan Cihan da olaydan habersiz, durakta otobüs bekliyordu. Boynunda puşi takılı olan Cihan "eyleme katılmış olabileceği" gerekçesiyle gözaltına alındı. Beşiktaş Adliyesi 14. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan Cihan, savcının tahliye istemine rağmen 21 Şubat'ta molotofkokteyli attığı gerekçesiyle tutuklandı. İkinci duruşmada ifade veren bir gizli tanık da önce Kırmızıgül'ün molotofkokteyli attığını söylemiş, daha sonra bu ifadesini değiştirerek "Kırmızıgül'ün olay yerinde olmadığını, onu daha önce hiç görmediğini" açıklamıştı. Tutanak tutan polisler bile gözlemlerinde emin olmadıklarını ifade etmişti. Davanın savcısı değişince yeni savcı, Kırmızıgül'e 45 yıl hapis istemişti. 25 ay tutuklu kalan Kırmızıgül davanın bir önceki celsesinde (23 Mart'ta) tahliye edilmişti.
İSTANBUL
