Cezaevine ilk girdiğinde Cihan’ın 5 yaşında olduğunu, 4 çocuğunun cezaevinde kaldığını, kızı Delila’nın Kobanê’de şehit düştüğünü belirten baba Tamur, “7 yıldır hapiste olan Cihan, Pazartesi görüşe getirildi. Duyma ve görme kaybı baş göstermiş. Gözümün önünde burnundan kan geldi. Buna rağmen moralleri yüksek” şeklinde konuştu.
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in cezaevinde 79. günden sonra 119 gündür de Amed’deki evinde sürdürdüğü süresiz-dönüşümsüz açlık grevi, 16 Aralık’tan itibaren Türk cezaevlerinde de yayıldı. 16 Aralık’ta 10 cezaevinde başlayan ve 36 tutsağın dahil olduğu ilk grubun eylemi 81, 17 Aralık’ta 3 cezaevinde başlayan 10 tutsağın eylemi 80, 26 Aralık’ta 13 cezaevinde başlayan 35 tutsağın eylemi de 71. gününde. 2 Ocak’ta bir cezaevinde bir tutsağın başladığı eylem 64, 5 Ocak’ta 26 cezaevinde 100’ü aşkın tutsağın eylemi de 61. gününde. 15 Ocak’tan bu yana süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan DBP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel ve HDP eski Milletvekili Selma Irmak’ın eylemi de 50. gününe girdi. Son olarak 17 Ocak’ta bir cezaevinde 3 tutsak, 27 Ocak’ta bir cezaevinde 5 tutsak, 28 Ocak’ta bir cezaevinde 2 tutsak, 29 Ocak’ta, bir cezaevinde 3 tutsak, 15 Şubat’ta da 8 tutsak daha eyleme katıldı. Tutsaklar adına Deniz Kaya tarafından yapılan açıklamaya göre 1 Mart’tan itibaren tüm cezaevleri eyleme dahil oldu. Ayrıca Güney Kürdistan’ın Hewlêr kentinde HDP’li Nasır Yağız 106 gündür, Mexmûr’da ise İştar Kadın Meclisi Üyesi Fadile Tok, 46 gündür eylemde. Açlık grevi eylemcilerinin tek bir talebi var; Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması. Binlerce tutukludan biri de Van T Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki Cihan Tamur. 81 gündür açlık grevinde olan 33 yaşındaki Tamur, 7 yıldır cezaevinde tutuluyor. 25 Şubat’ta oğlu Cihan Tamur ile görüşen Sıddık Tamur, oğlunun “Biz asi Kürt çocuklarıyız. Bu direnişle tarihe geçeceğiz. Bu direnişi sonuna kadar sürdüreceğiz” sözlerini paylaştı.
Cezaeviyle 30 yıldır tanışıyorlar
Hakkari’nin Gever ilçesinde yaşayan baba Tamur, kendisinin de 1989’dan bu yana farklı tarihlerde onlarca kez gözaltına alındığını, çeşitli işkencelerden geçirildiğini ve cezaevinde kaldığını söyledi. 6 çocuğu cezaevi ve karakol kapılarında büyüyen Tamur, kızı Hacer Tamur’un (Delila Gever) da 2014’te Kobanê’de DAİŞ’e karşı savaşırken şehit düştüğünü söyledi. Açlık grevi eylemcilerinin taleplerinin barış, demokrasi ve eşitlik isteyen herkesin talebi olduğuna vurgu yapan Tamur, “Cezaevine ilk girdiğimde Cihan daha 5 yaşındaydı. O zaman fotoğraf çekmiştik. O fotoğraftaki Cihan 7 yıldır hapiste, Delila ise şehit düştü. Pazartesi görüşe gittiğimde gardiyanlar eşliğinde kapalı görüşe getirildi. 15 kilo vermişti. Duyma ve görme kaybı, baş dönmesi, mide rahatsızlığı baş göstermiş. Gözümün önünde burnundan kan geldi. Buna rağmen moralleri yüksek” dedi.
Haklı direnişlerinin yanındayız
Oğlunun kamuoyu ve Kürt halkına mesajı olduğunu dile getiren baba Tamur, “Bana ‘Biz asi Kürt çocuklarıyız. Biz bu direniş ile tarihe geçeceğiz. Bu direnişi sonuna kadar sürdüreceğiz. Halkımızın duyarlı olmasını istiyoruz’ dedi. Biz de çocuklarımızın bu haklı direnişinde yanlarındayız” diye konuştu.
4 çocuğu da cezaevlerinde kaldı
53 yıllık hayatının 30 yılını cezaevi kapılarında bekleyerek geçiren anne Hanife Tamur ise 6 çocuğundan 4’ünün de farklı tarihlerde cezaevinde kaldığını dile getirdi. Anne Tamur, “90’larda başlayan zulüm halen devam ediyor. 6 çocuğumun 4’ü cezaevi ile tanıştı” dedi.
Anne Tamur, günden güne eriyen açlık grevi eylemcilerinin taleplerine bir an önce kulak verilmesini isteyerek, “Cihan arkadaşları ile birlikte tecride karşı açlık grevinde. Bu haklı taleplerinin sonuna kadar arkasındayız. Leyla’nın başlattığı bu direniş büyüyerek devam ediyor. Cezaevlerinde tabut çıkmadan harekette geçilsin” çağrısı yaptı.
HAKKARİ
Tecrit bitene kadar eylemdeyiz
Antep’te açlık grevinde olan tutsaklardan Şevket Şeker, “Tecrit son bulana kadar açlık grevlerimiz devam edecektir” dedi.
Antep H Tipi Kapalı Cezaevinde açlık grevinde olan tutsaklardan Şevket Şeker, avukatı aracılığıyla Mezopotamya Ajansı’na (MA) gönderdiği mesajında, tutsaklara B1 başta olmak üzere diğer vitamin haplarının verilmediğini belirterek, şöyle dedi: “Açlık grevine girdikten sonra cezaevinde baskılar arttı. 2 haftadan beridir Yeni Yaşam gazetesi tarafımıza verilmemektedir. Koğuşlarımızdaki bazı kitaplar toplatıldı. Kitapları geri almak için yönetimle yaptığımız görüşmelerden sonuç alamadık. Girdiğimiz açlık grevi süresiz-dönüşümsüzdür. Tecrit gerçek anlamda son bulana kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz.”
Antep H Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda 28 Ocak’ta Abdullah Kurt, Uğur Coşar ve Şaban Yener’in açlık grevi eylemine başladığı, 1 Mart itibarıyla ise sayının 56’ya yükseldiği öğrenildi.
Sonuç ne olursa olsun eylemimizi sürdüreceğiz
Sur davasında yargılananlar, görülen duruşmada Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için başlattıkları açlık grevini sonuç ne olursa olsun sürdüreceklerini kaydetti.
Amed’in Sur ilçesinde uygulanan sokağa çıkma yasağı sırasında ilçeden tahliye edilen ve aralarında KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Mazlum Dolan’ın da bulunduğu 19’u tutuklu 40 kişi hakkında açılan davanın 9’uncu duruşması Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada, Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde kalan 10 tutuklu ile avukatları hazır bulundu.
Jandarmaların ellerinde coplarıyla duruşma salonuna getirmesi dikkat çekti. Heyet değişikliği nedeniyle önceki duruşma zabıtlarının okunmasıyla başlayan duruşmada 12 kişi için başka mahkemelerde açılan yeni dosyaların ana dosyayla birleştirilmesi kararlaştırıldı. Tutsaklardan Yunus Özak tercüman aracılığıyla Kürtçe yaptığı savunmasında, “Bugün Önder Abdullah Öcalan üzerinde tecrit vardır. Bunu kınıyorum” dedi. Savunması sırasında kullandığı sözler nedeniyle mahkeme başkanı tarafından sık sık uyarılan Özak, “Açlık grevine giren tüm arkadaşları saygıyla selamlıyorum. Tecrit kırılacak, faşizm yıkılacak, Kürdistan özgür olacak” diye konuştu.
Mahkeme başkanı ise “örgüt propagandası” yaptığı gerekçesiyle Özak’ın sözünü kesti. Savunma hakkının elinden alındığı gerekçesiyle salondan çıktığı esnada “Bijî Serok Apo” sloganını atan Özak, tecrit kaldırılıncaya kadar açlık grevi eylemini sürdüreceklerini bağırdı.
Tutsaklardan Sedat Nurioğlu da savunmasına Öcalan üzerindeki tecridi kınayıp, açlık grevine giren bütün tutsakları selamlayarak başladı. 1 Mart’an itibaren açlık grevine girdiklerini söyleyen Nurioğlu, sonuç ne olursa olsun Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmayana kadar açlık grevine devam edeceklerini ifade etti.
Mahkeme Başkanı: Kes lan!
Mahkeme başkanının, sarf ettikleri sözleri nedeniyle Özak gibi savunmasına müdahalede bulunduğu Nurioğlu’na da “kes lan”, “sus ulan” gibi sözlerle hitap etmesi salonda gerginliğin artmasına neden oldu. Bu yüzden Nurioğlu da salondan çıkmak istedi. Nurioğlu’nun salondan çıkması üzerine diğer tutsaklar Baran Aslan, İhsan Karatay, Ümit Özkan, Mehmet Yakoğlu, Yusuf Boz ve Mehmet Şirin Kaya da salondan çıktı.
Müvekkilleri olmadan
Müvekkilleri olmadan duruşmada savunma yapan avukatlar, müvekkillerinin tahliyesini talep etti. Aynı dosya kapsamında tutuksuz yargılanan HDP Amed Milletvekili Remzi Tosun’un avukatı ise yasama faaliyetleri kapsamında Tosun’un yurt dışına çıkması için adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını istedi.
Adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması talebini reddeden mahkeme, 19 kişinin tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 10 Haziran’a erteledi.

