Baskılara karşı direniş de arttı
- Cezaevinden 8 yılın ardından tahliye olan Azadiya Welat çalışanı Dilan Oynaş, derinleşen tecrit ve artan baskılara karşı tutsakların direnişinin arttığını söyledi.
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Azadîya Welat çalışanı Dilan Oynaş, Haziran 2016’da Şirnex’in (Şırnak) Silopiya (Silopi) ilçesinde gözaltına alınıp tutuklandı. “Örgüte üye olmak” iddiasıyla tutuklanan Oynaş, 26 Nisan 2022’de ceza süresinin dolmasına rağmen 27 Nisan’da “iyi halli olmadığı” öne sürülerek, tahliyesi ertelendi. Yaklaşık 8 yıl tutuklu kalan Oynaş'ın çeşitli gerekçelerle tam 5 kez tahliyesi engellendi. Dilan Oynaş, 13 Nisan’da Sincan Cezaevi’nden tahliye oldu. Cezaevi sürecine dair konuşan Oynaş, hak ihlallerinin artarak devam ettiğini kaydetti.
Yaşanan hak ihlallerini sıralayan Oynaş, “Selam vermekten tutun, halay çekmek, Newroz kutlamasına katılmak disiplin cezalarına sebep oluyordu. Zaten Kürt kimliğimiz hiç tanınmıyordu. Cezaevlerinde çok sayıda arkadaşımız bırakılmıyor. Nedeni de Kürt olduğumuz, dayattıkları pişmanlığı kabul etmediğimiz içindir. 30 yıldan fazla tutsak kalan arkadaşlarımız var. Hiçbir zaman Kürt direnişinde geriye düşmediğini belirtmek isterim” dedi.
Cezaevine girdiğinde Azadiya Welat çalışanı olduğunu belirten Oynaş, “Silopiya’ya öz yönetim direnişi vardı. Haziran 2016’da gözaltına alındım. Gerekçeleri de halkın fotoğraflarını çekip yaşadıklarını duyurmam oldu. Zindanda ise gardiyanların saldırılarıyla karşılaştım ve çıplak aramaya maruz kaldım. Bana ‘Türk'ün gücünü göreceksin’ diyorlardı. İçeride faşizm vardı, ancak ne kadar faşizm var ise o kadar da direniş vardı. Direnişimiz tüm bunların yanında çok büyüdü” şeklinde konuştu. Cezaevindeki kötü şartları tersine çevirdiklerini ifade eden Oynaş, “Zindanda kadın özgürlükçü, paylaşımcı, eşitlikçi bir bilinç ortaya çıkardık. Aslında Mazlum Doğanlar bunu inşa etmişti. Oradaki karanlığı aydınlığa çevirmişti. Zindandaki karanlığa karşı aydınlığı arkadaşlarımız bize miras bıraktı. Biz de düşmana karşı boynumuzu eğmedik, bu da onlara dert olsun” dedi.
* * *
Boykot, 3'üncü haftasında
Tutsakların, dönüşümlü açlık grevinden sonraki eylemi 3'üncü haftasında devam ediyor.
Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK'lı tutsakların, "Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm" kampanyası kapsamında 27 Kasım'da başlattığı dönüşümlü açlık grevi, 4 Nisan'da tamamlandı. Tutsaklar, 4 nisan'dan beri mahkemeleri boykot ediyor, aile ve telefon görüşmelerine çıkmıyor.
* * *
İmralı için yine başvuruldu
Asrın Hukuk Bürosu avukatları, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tecrit koşulları altında rehin tutulan ve 37 aydır kendisinden hiçbir şekilde haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne yeni başvurularda bulundu. Abdullah Öcalan ve İmralı’da tutulan diğer üç ismin aileleri ve avukatlarınca yapılan görüşme başvuruları “disiplin cezaları” öne sürülerek engelleniyor.
* * *
Anneler destek istedi
Barış Anneleri, tutsakların eylemine destek verilmesini istedi.
Êlih Barış Anneleri Meclisi'nden Herdem Koçer, iktidarın politikalarına karşı cezaevindeki tutsakların direndiğini belirterek, “Tutsaklar dört duvar arasında bu halk için direniyor. Bu halk onların sesini duymalı ve mücadelelerine denk bir hareketlilik içinde olmalı” dedi.
Barış Annesi Hori Acar, Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış bir şekilde devam eden tecride dikkati çekerek, “Uzun bir süredir kendisinden hiçbir şekilde haber alınmıyor. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit Kürt halkı üzerindeki tecrittir. Birlik olup Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayalım. Cezaevlerindeki direnişlere ortak olalım” şeklinde konuştu.
Sadiye Yardım da Adelet Nöbeti eylemini sonlandırdıklarını, ancak yaşamın her alanında direneceklerini belirtti. Cezaevlerinde devam eden direnişe ses olunması çağrısında bulunan Yardım, “İmralı’da hukuksuzluk hali devam ediyor. Birlik içinde olup Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü sağlamak için mücadele verelim” dedi.
Menice Acar da Kürt halkının seçim sürecinde göstermiş olduğu direniş ruhunu, tutsaklar için de göstermesi gerektiğinin altını çizdi. Sultan Azboy ise İmralı Adası’nın “hukuksuzluk adası” olduğunu belirterek, ağırlaştırılmış bir şekilde devam eden tecridin kırılması çağrısında bulundu. Azboy, şunları ekledi: “Sayın Öcalan üzerinde devam eden zulüm, 50 milyon Kürt'e yapılan zulümdür. İmralı’da devam eden hukuksuzluğa sessiz kalmak vicdansızlıktır.”