Beytüşşebap isyanı, K.Pir, M.Sincar, Roja reş

Haberleri —

7 Ağustos 1924 tarihinde Hakkari valisi ve beraberindeki heyetin Nasturilerin saldırısına uğrayıp bir binbaşı ve üç erin öldürülmesi, valinin de esir alınması üzerine TC hükümeti çevre illerden birlikleri isyanı bastırmak üzere görevlendirir. Bu birliklerden birisi de 7.kolordu 2. Tümen’e bağlı 18. piyade alayıdır. Bu alay içerisinde Azadî örgütüne mensup başta Teğmen Ali Rıza ve Yüzbaşı İhsan Nuri olmak üzere subay ve erler vardır. Bitlisli Yusuf Ziya Bey kardeşi alay yaveri A.Rıza’ya çektiği telgrafı çözümleyen A.Rıza isyan başlatılması emri verildiğine kanaat getirir. 3-4 Eylül akşamı isyan başlatılır. Alay’da beşi subay (A.Rıza, İhsan Nuri, Vanlı Hurşit, İ.Hakkı Şaweys, Tevfik ve Ahmet Rasim) 350 asker, 10 makinalı tüfek, 380 tüfek erzak ve cephane ile birlikte firar ederler. Telgrafın yanlış çözümlemesi üzerine başlatılan isyan üç hafta içerisinde bastırıldı. Bu isyan sonrası Cibranlı Halit Bey, Yusuf Ziya, Teğmen Ali Rıza, Bahattin ve A.Rıza’nın damadı Faik tutuklanır. İhsan Nuri ve dört subay arkadaşı da Irak’a geçerek İngilizlere sığınırlar. Beytüşşebap isyanı 1925 Kürt Milli harekatının tetikleyicisi oldu. İsyanın öncülerinden A.Rıza 16 Nisan’da Bitlis’te kurşuna dizildi. İhsan Nuri Ağrı isyanını yönetti.

***

1 Eylül 1993 günü 9. Cumhurbaşkanı S.Demirel TBMM’nin açılış konuşmasında şunları söylüyordu; „Her kim kan dökenlere sempati duyuyor ve destek oluyorsa onlar şehit vatandaşlarımızın katilleridirler”. Saldırı talimatını alan tetikçiler aynı gün HEP PM üyesi ve DEP üyesi Habip Kılıç ve kardeşi Hikmet Kılıç’a saldırdılar. Habip Kılıç olay yerinde yaşamını yitirirken Hikmet Kılıç ise ağır yaralanıyordu. Olay üzerine DEP G.Başkanı Hatip Dicle, Remzi Kartal, Leyla Zana, Nizamettin Toğuç ve M.Emin Sincar’dan oluşan heyet Batman’a gittiler. İki grup halinde halkla konuşuyorlardı. Saat 18 sıralarında Mehmet Sincar, Nizamettin Toğuç ve parti yöneticileri Bankalar Caddesinde halkla konuşurken saldırıya uğradılar. Mehmet Sincar ve DEP batman yöneticisi Metin Özdemir olay yerinde yaşamını yitirirken Nizamettin Toğuç ise kolundan yaralandı. DEP’in Mehmet Sincar için TBMM yapılması istenen merasimi reddetti. Sincar’ın cenazesi ailesine de verilmedi. Devlet tarafından Kızıltepe’de tören yapılmadan toprağa verildi. Aradan yirmibeş yıl geçmesine rağmen ailesi, arkadaşları ve halkı tarafından bilinen sanıklar hakkında hiç bir işlem yapılmadı. M.Sincar’ın iki kardeşi de Kürt özgürlük mücadelesinde yaşamlarını yitirdiler.

***

6 Eylül 1930 tarihinde daha önce yine 1930 yılında Irak hükümetine başkaldıran Mahmut Berzenci’nin başkent ilan ettiği Süleymaniye İngiliz Hava Kuvvetlerinin desteğinde Irak Ordusu tarafından işgal edildi. Süleymaniye’ye İngilizlerin desteği ile giren Irak ordusu şehirde sivil insanlara yönelik katliam yaptı. Süleymaniye İngiliz uçakları tarafından bombalanarak harap edildi. Kürdistan tarihinde bu gün “Roja Reş” olarak geçti.

***

14 Temmuz 1982 tarihinde ölüm orucuna başlayan PKK kurucularından Kemal Pir ölüm orucunun 52. günü Diyarbekir askeri hastahanesinde yaşamını yitirdi. 1952 yılında Gümüşhane’nin Torul ilçesinin Güzeloluk köyünde doğan Kemal Pir, Ankara Dil-tarih ve Coğrafya Fakültesinde okurken devrimci fikirler ve Kürt sorunu ile tanıştı. Öcalan’ın Haki Karer ile birlikte ilk yol arkadaşı olan Pir Ankara Yüksek Öğrenim Derneğinin de kurucuları arasında idi. ”Türkiye’nin kurtuluşunu Kürdistan’ın kurtuluşunda görüyorum” diyen K.Pir, 1977 ve 1979 yıllarında tutuklu bulunduğu Pazarcık ve Urfa cezaevinden firar ettikten sonra Ortadoğu’ya giderek eğitim gördü. Dönüşünde Siverek olaylarına müdahale eden, Kürdistan’ı dolaşan Pir, 1980 yılının sonbaharında Sason’da yakalandı. Yakalandığında ismini söylemeyen Kemal Pir, „Düşman bize her türlü işkenceyi yapmakta ve en kutsal değerlere saldırmakta kendini özgür görüyor, ama biz devrimcilerde direnmekte özgürüz“ diyordu. Diyarbekir zindanında direnişin öncülerinden olan Kemal Pir Esat Oktay Yıldıran’ın tüm çabalarına rağmen direniş çizgisinden döndüremedi. „Yaşamı uğruna ölecek kadar sevdiğini” söyleyen Kemal Pir, 14 Temmuz 1982 tarihinde M.Hayri Durmuş’un ölüm orucu kararını açıklamasından sonra ayağa kalkarak kendisininde ölüm orucuna başladığını söyledi. Kendisine dayatılan tedavi önerilerini ret eden, koluna takılan serumu çıkarıp atan „sizin gücünüz beni yaşatmaya yetmez“ diyen Pir son günlerinde görme duyusunu kaybetti.

7 Eylül günü yaşamını yitiren Kemal Pir’in mezarı doğduğu köydedir.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.