Biden’ın dondurması, Mahmut’un açlığı

Arzu DEMİR yazdı —

  • Amerikan yönetiminin, İsrail’in, AB ülkelerinin, faşist şeflik rejiminin ne yaptığı ortada. Onların ortak tutumunu daha net görmek için, Biden’in dondurma yaladığı o görüntüye tekrar tekrar bakın.

Uluslararası basının da gündemine oturan görüntüleri izlemişsinizdir. ABD Başkanı Joe Biden, Gazze’deki olası ateşkes ile ilgili soruya, bir dondurmacıda dondurma yerken yanıt veriyor; alay eder gibi.

Ateşkes yapılmasının planlandığı yer olan Gazze’de, 7 Ekim’den bu yana İsrail devleti, mazlum Filistinlilere, insanlığa karşı en büyük suç olan soykırım suçunu işliyor.

İster “İsrail-Hamas savaşı”, ister “Filistin direnişi”, isterseniz “Mahmut” deyin, durum net. Nereden bakarsanız bakın, ortada bir soykırım suçu var. Filistinli 12 örgütün, İsrail’e karşı 7 Ekim 2023 tarihinde başlattığı Aksa Tufanı’ndan çok daha başka bir noktadayız bugün.

Günlerdir bir halk, cenazelerini, beyaz, mavi poşetlere, torbalara koyuyor, battaniyelere, buldukları ne varsa onlara sarıyor, toprağa toplu halde defnediyor. O kadar ağır günler ki, bir halk yasını bile tutamıyor.

23 Şubat itibariyle can kaybı 29 bin 514’dü. Yaralı sayısı ise 69 bin 616’ya yükseldi. İsrail savaş uçaklarının enkazlara çevirdiği binaların altında kalan insanların sayısını ise bilen yok. 7 Ekim öncesinde Gazze’yi havadan, karadan ve denizden kuşatma altında tutarak bir açık hava hapishanesi yapan Siyonist İsrail devleti, şimdi bölgeyi tam bir mezarlığa dönüştürdü. Gazze, insanları, sokakları, evleri, meydanları ve anılarıyla birlikte yok ediliyor.

Durum bu kadar ağır ve can yakıcıyken, ABD Başkanı Biden, dondurmasını yalarken ateşkesten bahsediyor.

Bu kadar umurlarında değil, Gazze, dünya ve insanlık!

O gevrek gevrek gülerek dondurmasını yalarken, açlıktan ölen bir bebeğin görüntüsünü El Cezire yayınladı.

Bebeğin adı Mahmut’tu, iki aylıktı. Bir deri bir kemik kalmıştı, zar zor nefes alıyordu. Son nefesini, kelimenin gerçek anlamında açlıktan verdi. Gazze Sağlık Bakanlığı’nın 27 Şubat’ta basına yansıyan açıklamasına göre de Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Lahiya’da 2 bebek açlıktan yaşamını yitirdi. Durumun giderek ağırlaşacağını, daha çok bebeğin, çocuğun açlıktan, bakımsızlıktan can vereceğini tahmin etmek zor değil. İsrail, bombardımanlarda ölmeyen Filistinlileri açlıkla öldürecek. Bu da soykırım suçunun kapsamında.

Birleşmiş Milletler başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluşun, açlığın yaratacağı insani felaketlere yönelik uyarıları oldu, olmaya devam ediyor. Ancak bu uyarıların bir işe yaramadığı ortada. Çünkü, Filistin halkına yönelik olarak “7 Ekim” gerekçesiyle devreye sokulan bu saldırganlık, emperyalist kapitalist devletlerin genel olarak üzerinde ortaklaştıkları bir politika olarak görülüyor. Aralarında kimi nüanslar bulunabilir, Gazze’nin yüz ölçümü, “savaş sonrası Gazze”, “Gazze’nin inşası” gibi konularda farklı düşünüyor da olabilirler. Ancak İsrail devletini durdurmaya kimsenin niyeti yok; faşist şeflik rejiminin de. Aksine, Türk devleti ile İsrail arasındaki her türlü ekonomik ilişki tıkırında. Faşist şef Erdoğan’ın Sakarya mitinginde İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında Batı’yı seyretmekle suçladığı gün, basına Kudüs Haber Ağı’nın bir araştırması yansıdı. İsrail Tarım Bakanlığı’nın ihracat verilerini kaynak alan bu araştırmaya göre, Türk devleti, İsrail’e en fazla sebze ve meyve ihracatı yapan ülkelerin başında geliyor. İsrail, sebze meyve ihtiyacının yüzde 55'ini Türkiye'den karşılıyor. Gazze’de Filistinli çocukları bombayla, açlıkla öldüren İsrail’i, faşist şeflik rejimi besliyor. Enerji başta olmak üzere diğer anlaşmalar zaten devam ediyor. Bunları hiçbir AKP’li yetkili, milletvekili, ağzına bile almazken, Sakarya mitinginde açılan “İsrail ile ticaret utancı sonlandırılsın” pankartı ise apar topar kaldırılıyor.

Yaklaşık 40 yıldır Fransa’da hapiste tutulan Filistinli devrimci George Abdullah’ın https://liberonsgeorges.samizdat.net/ sitesinde yayınlanan açıklamasında dikkat çektiği gibi, Filistin halkına karşı yürütülen soykırım savaşına karşı aktif uluslararası dayanışma önemli bir silah. George Abdullah, söz konusu yazısında Filistin sınırlarının çok ötesine de taşan halkın tarihsel mücadele dayanaklarına dikkat çekiyor ve “Bugün ancak tüm bunların ışığında, ilk bakışta güç dengesinde muazzam bir dengesizlik gibi görünen şeye rağmen neden ‘Sadece Filistin'in kazanabileceğini’ anlayabiliriz” diye yazıyor.

ABD Başkanı Biden, dondurmasını yalarken, ABD Hava Kuvvetlerinde görevli olan Aaron Bushnell, Amerikan halkına onur bahşetti. İsrail Büyükelçiliği’nin önündeki bedenini ateşe verdiği eylemi onaylayın ya da onaylamayın, bu eylem soykırım suçuna ortak olmamanın kararlılığının fotoğrafıydı. Sadece Biden yönetimine değil, kendi halkına, “Bir halka karşı yürütülen soykırım savaşı sırasında ne yapıyoruz biz?” diye sordu.

Amerikan yönetiminin, İsrail’in, AB ülkelerinin, faşist şeflik rejiminin ne yaptığı ortada. Onların ortak tutumunu daha net görmek için, Biden’in dondurma yaladığı o görüntüye tekrar tekrar bakın.

Onlar dondurmalarını yalıyor, Filistinliler ölüyor, peki biz ne yapıyoruz?

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.