Bir kültür emekçisi: Piro Gali

Haberleri —

20 yıldan fazladır Avrupa’nın birçok kentinde Kürt kültürünün ve folklorunun yaşatılması için kültürel çalışmalar içinde yer alan Piro Gali, Kürt kültürünün sahip olduğu değerlerin açığa çıkarılması için kültür emekçilerinin daha çok çalışma yapması gerektiğini belirtiyor. 1971’de Dersim’in Tari (Yavuztaşı) köyünde doğduğunu belirten Gali, bugün Kürt kültürüne dair açığa çıkarılmış olan çalışmaların sadece okyanusta bir damla olduğunu ifade ederek, “Bu sistemin çarkları arasında ezilmek istemiyorsak kültürel değerlerimize ve dilimize sahip çıkmak gerekiyor. İnsan geçmişi ile vardır ve kültürel zenginliği dili ile insanlık ailesi içerisinde yer alır” diyor.

1978 yılında zorunluluktan dolayı ailesi ile birlikte İstanbul’a göç etmek zorunda kaldıklarını belirten Piro Gali, kültürel çalışmalara ilgi duymasını şöyle anlatıyor: “Köydeyken ninenem bizleri etrafına toplar dini menkıbeler ve hikayeler anlatıdır. Diyebilirim ki babaannem hayataki ilk öğretmenimdi. Onun sayesinde kendi kültürüme ilgi duydum. Babaannem adeta yaşayan bir tarihti. Ulu bir çınar olan ninem 110 yaşında vefat ettiğinde büyük bir hazinemi kaybetmiş gibiydim.” 

İşkencenin tanığı oldu

1978 yılında İstanbul’da okula başladığını ve her yaz mevsimi köyüne gittiğini belirten Gali, devamında şunları anlatıyor, “1980 yılında tatil için köye gittiğimde askeri darbe olmuştu. Köyde Amed’li olan bir çerçi (Seyyar bakkal) vardı. Askerler bunu yakalayıp bir ağacın dallarına asarak saatlerce işkence ettiler. Ben o esnada 9-10 yaşlarında bir çocuktum. Çerçinin tek suçu Kürt ve Amed’li olmaktı. Ben bu olayın tanığı olduktan sonra içimden bir şeyler koptu. Askere karşı nefretim daha da arttı. Zaten Dersim bölgesinde kimse askeri sevmezdi. Hem korkardık. hemde sevmezdik. Çünkü kendileriyle ilgili tek iyi bir söz söylenildiğini hatırlamıyorum. Tarihte de öyleydi. Dersim’i yerle bir etmişlerdi. Dersimli ve Kürt olman suçlu sayılman için bir nedendi. Bu korkulardan dolayı aile ortamında Kürtçe pek konuşulmazdı. İlk okula kadar bildiğim anadilim sanki bana yasaklanmıştı. Buna anlam vermekte güçlük çekiyordum. Kürtçe konuşamama beni yeni arayışlara sürüklüyordu. Neden diyordum neden kendi dilimi konuşamıyorum.”

Ana dille türkü söyleyememek


Piro Gali, arayışlar, sorular ve tepkilerin okul yıllarında da devam ettiğini belirtiyor, “Lise yıllarında Dersimli bir kız öğrenci ile iki kelime Kırmancki konuşmak istediğimde kız hemen tepkilendi ve konuşmamamı istedi. Kendi kendime dedim ki demek bu sadece benim sorunum değil. Ana dilimle bir türkü bile söyleyemeyecek kadar Kürt’tüm. Merakım ve tepkim 1987 yılında doruğa çıkınca Bostancı Halk Eğitim Merkezi’ne giderek burada folklor çalışmalarına katıldım. Halk Eğitim Merkezi’nde Türkiye’nin çeşitli yörelerine ait halk oyunları öğretiliyordu. Burada belli bir eğitim aldıktan sonra KAYDER’e gittim. Burada folklor eğitmeni olmadığı için MKM’de gündüz öğrettiklerimi gece gelip burda ögrencilerle paylaşıyordum. Bu yaklaşık bir sene devam etti. Daha sonra temelli MKM çalışmalarına katılarak yeni gelen ögrencilere folklor hocalığı yaptım.” 

Kültürel araştırmalara başladı

Gali, bu yılların aynı zamanda Kürt kültür ve sanatına ilgi duyduğu yıllar olduğunu söylüyor ve büyük bir tutkuyla araştırıyor. Gali, “Bu araştırmalar beni Amed ve Mardin’e kadar götürdü. Dersim haricinde ilk kez Kürdistan kentlerini gezecektim. Derleme çalışmaları yapmak için gittiğim Mardin’de bir çok tarihi kostümün heba edildiğine tanık oldum. Gezdiğim köylerde bir çok tarihi değeri olan kilim, elbise ve benzeri şeylerin döşek, yastık minder yapmak için lime lime kesildiğine tanık oldum. Kürt’ün tarihine ait ne varsa yastık kılıflarına sokuluyordu. Bir çok değerli taki, ziynet eşyası, halhal ve paha biçilemez bir çok şey plastik bir bidon ya da leğen karşılığında çerçilere satılıyordu. Afrika’daki ilkel kabileler dahi kültürel zenginliklerini korumak için sömürgecilerle savaşmayı göze almışken bizler bunları seve seve onlara hediye ediyorduk. Bu benim canımı çok acıtmıştı.”  

Yazı işleri müdürlüğü yaptı

Piro Gali, bundan sonra tek bir hedefinin bu talandan kurtarabildiğini kurtarmak ve tüm bunları derlemek istediğini söylüyor, ”Kürdistan’da her ev sanki bir müze gibidir. Toprağı eşelersen tarihi bir eser çıkar. Kürdistan onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış bir ülke. Bizim köyde öyleydi. Her evde yüzyıllık eşyalar vardı mesela. Bakmaya kıyamadığımız bu eşyalar 1995’te devlet güçlerinin bombardımanı sonucu çoğu tahrip oldu. Tüm bu yapılanlar bende müthiş bir öfke oluşturmuştu. Kültürel çalışmaların yanı sıra siyasetede ilgi duyuyordum. 1995’te aynı zamanda Özgür Halk Dergisi’nin Yazı İşleri Müdürlüğünü yapıyordum. Açılan davalarda hakımda 25 yıla varan cezalar söz konusu olunca yurtdışına çıkmak zorunda kaldım.” 

Okyanus’ta bir damla gibisiniz

Almanya’da yapılan tüm sanatsal etkinliklerde Piro Gali’nin emeği ve alın teri var. 150 oyun figürü bilen Gali’ye en son “ne söylemek istersin diye soruyoruz” O da bize, “Yok olmaya doğru giden kültürel değerlerimiz var. Bu konu hakkında daha ciddi derlemelerin yapılması gerekiyor. İmkan ve materyallerde var aslında. Sayın Öcalan ile yaptığım telefon konuşmasında çalışmalarımızı anlatınca kendisi daha okyanusta bir damla gibisiniz derdi. Bununla kültürel zenginliğimizi ima ediyordu. Veli Botî hocamızın dediği gibi mendil sallayarak halay çekilmez. Veli Botî Kürt kültürüne çok büyük zenginlikler kazandırdı. Onun sayesinde bir çok zenginlik gün yüzüne çıktı. Halk oyunları bu kültürün sadece bir parçası. Bizler elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Ama bu işin asıl yürütücüleri gençler olmalı. Bu sistemin çarkları arasında ezilmek istemiyorsak kültürel değerlerimize ve dilimize sahip çıkmak gerekiyor. İnsan geçmişi ile vardır ve kültürel zenginliği dili ile insanlık ailesi içerisinde yer alır. Bizim de deney ve tecrübelerimizi gençlerle paylaşmamız gerekiyor. Onlar için ön açıcı olmak gerekiyor. Maddi ve manevi destek olmak gerekiyor. Bu kültürün gelecek kuşaklara taşırılması gerekiyor.” 


MEHMET ZAHİT EKİNCİ / HAMBURG


paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.