Botan’da kıyım-işgal-rant çarkı

Botan'da ekolojik talan

Botan'da ekolojik talan

  • Botan’da doğa kırımı bir savaş politikası olarak yürütülüyor. Cûdî, Gabar ve Besta’da son 3 yılda 37 ormanlık alan ateşe verildi, 68 alanda binlerce ağaç kesildi. Korucular işi ticarete döküyor, Türk ordusu da açılan alanlara kalekol ve kule inşa ediyor.

AKP-MHP ittifakının kadın ve doğayı hedef alan politikaları ekseninde Kurdistan coğrafyası başta olmak üzere ülkedeki doğa talanı büyüyor. Muğla’da Akbelen Ormanları ranta açılırken, Cûdî’de ise ormanlar yakılarak yok edilmek isteniyor. Yine Dersim, Xarpêt (Elazığ) gibi birçok kentte halk maden ocaklarına karşı mücadele yürütüyor. Şirnex'te ekolojik yıkımın en çok yaşandığı yerlerden Besta Bölgesi ile Cûdî, Gabar ve Cilênimêja dağlarında son 3 yılda 37 ormanlık alan ateşe verildi ve 68 alanda binlerce ağaç kesildi. Son üç yılda bölgede 37 yangın çıkartıldı, 68 alanda ise orman kıyımı yapıldı. Son iki yılda ise kalekol ve kule yapımı için askerler gözetiminde ağaçlar kesilip, TIR’larla farklı kentlere götürülerek satılıyor. Bölgede ormanlık alanları ranta dönüştüren yetkili kurumlar, yapılan satışlardan da pay alıyor. İşi ticarete döken korucuların, kimi zaman kestikleri odunları sanal medya hesaplarından satılığa çıkarması dikkat çekiyor.

 

 

500 binden fazla ağaç kesildi

Her gün tonlarca ağacın kesildiği bölgede, son iki yılda 500 binden fazla kesildiği tahmin ediliyor. Şirnex Barosu Çevre ve Kent Komisyonu’nun verilerine göre, bugüne kadar yapılan ağaç kıyımından dolayı kentteki ormanlık alanların yüzde 7’si ile yüzde 10’u arasında tamamen yok edildi. Bugüne kadar 200’den fazla aile kıyımın durdurulması için Şirnex Barosu’na başvurarak, dava açtı. 2020 yılında başlayan yangınlara hiç bir şekilde müdahale edilmezken, müdahale etmek isteyen yurttaşlar ise “güvenlik” gerekçesiyle engellendi.

Açılan alanlara kuleler

Besta'nın Girêsêvê, Baçûka, Çemê Mezin, Girêheliziyê, Şehrewan, Piştreşo, Kenîya Rengîn, Çala Fileyan, Nizarê Kuştîyan, Kenîya Kurta Dizan, Besta Warên Şeref, Kemaloga, Zirvî, Deşt Kîxê, Piha, Girê Gavan, Çala Tehla, Nizarê Elî Sorkê, Nala Kitkê, Qaranîs, Cinîwer, Kenîya Mîr, Rîsor, Çemê Benê, Rêrêqut, Banga, Xaşîxan, Girêqirsîn, Bindarîn, Xargirê, Belûzê, Dolasperê, Girêgivara,Girêmizgeft, Çiyapîro, Girê Helizê ve Çemê Mazî bölgelerinde 2022 yılında başlatılan ağaç kıyımı sürerken, bu bölgerin çoğunda tek bir ağaç dahi bırakılmadı.

Cudî'nin Deriyê Çirçiro, Çala Nêriyan, Avreşka, Xera Pîno, Duguhka, Çalazêrê, Keniyamerwe, Çalaverya, Serêdehlê, Cifanê, Hesena, Gundikspîndarok, Gundikremo, Hîsaramîra, Nevava, Aked, Gilindor, Avçinara, Tûşenga, Deriyêkera, Girêçolya, Girêmihetê, Sorbitme, Biliga, Girçolya, Kuxênduguhka, Çalagoza ve Çalaneyira bölgelerinde başlatılan ağaç kesimi sonrası bölgenin tümünde belli aralıklarla kuleler inşa edildi.

Bir parça toprağımızı vermeyeceğiz

MA’dan Müjdat Can’a konuşan Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) Genel Başkan Yardımcısı Sebahat Babayiğit, "Doğaya karşı ciddi anlamda bir katliam var. Bunu da iktidarı yanlarına alarak yaptılar. Cûdî olsun, Akbelen olsun ya da bugün sermayenin gözünü diktiği maden ocakları olsun maalesef bugünkü iktidar şirket ve sermayedarları desteklediği için şirketle birlikte doğamızı, coğrafyamızı peşkeş çekiyorlar ama biz hem tüm kurumlarımız olarak hem de Munzur Koruma Kurulu olarak asla sermayeye bir parça toprağımızı vermeyeceğiz. Buna karşı mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Doğa candır, doğa anadır. Doğamıza ve yaşamımıza sahip çıkıyoruz” dedi.

 

 

Herkes sessiz kalıyor

Cûdî’de başlayan orman yangınlarına müdahale edilmemesine tepki gösteren Babayiğit, "Dersim’de de ormanlar günlerce yanıyor ama Kürt coğrafyasındaki orman yangınlarına kamuoyu yeterince ses çıkarmıyor. Herkes sessiz kalıyor. Bunlar toplumu bölen, kutuplaştıran şeyler ve bundan rahatsızlık duyuyoruz. Akbelen’deki ağaç da Cûdî’deki ağaç da bizim için aynı. Doğayı ayrıştırmamalı ve eşit davranmalıyız. Akbelen’de yükselen direnişin, sesin Cûdî için de yükselmesini talep ediyorum. Bütün demokratik sivil toplum örgütleri, çevre örgütlerinin Cûdî’ye de ses çıkarması gerekiyor. Devlet bunun öyle olmasını istiyor. Çünkü sistemin Kurdistan’a bakış açısı farklı. Orada bir yok etme politikası sürüyor. İnsanlarıyla, diliyle, kültürüyle, doğasıyla yok ediyor. Biz bunları biliyoruz. Ama bunu bizim dışımızdaki insanlara anlatmamız gerekiyor” dedi.

Hukuki girişimlerimiz olacak

Dersim Barosu Başkanı Fatma Kalsen ise, "Dersim özellikle çevre mücadeleleri alanlarında, toplumsal müdahalenin öne çıktığı bir coğrafya. Bunun yanı sıra tabi hukuki girişimler de var. Dersim halkı ve kurumları olarak kendi coğrafyamız başta olmak üzere tüm Türkiye coğrafyasında çevreye yönelik rant ve kapitalizmin yok etme politikası üzerine oluşturulan bu olumsuz duruma karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz” vurgusu yaptı. Çağrıda bulunan Kalsen, "Akbelen’e nasıl ki ses oluyorsak Cudi’ye de aynı şekilde ses olmalıyız" dedi.

ZEYNEP TURGUT/MA-ŞIRNAK

 

*****

Amaç karakolları artırmak

Cûdî’deki yangının söndürülmemesinin bölgede daha fazla karakol yapma isteğinden kaynaklandığını belirten Yeşil Sol Parti Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, “Akbalen, Kazdağları, Dikmece, Cûdî. Gelin hep birlikte bu bölgelere sahip çıkalım, yeni sömürü alanı bulamasınlar” dedi. Meclis Genel Kurul’da konuşan Hatimoğulları, Meclis’in olağanüstü toplanmasını Akbelen, Dikmece ve  Cûdî eteğindeki halkların çağrısı ile olduğunu belirterek, “Bizden bir beklentileri var, ağaç kesimini ve yangınların durdurulmasını istiyorlar” dedi. Hatimoğulları devamla, “Türkiye coğrafyasının her yeri apayrı güzel ve çok zengin bir ülke. Ağacımız, toprağımız, suyumuz, havamız çok ender rastlanan bir ülkede yaşıyoruz. Ama AKP iktidarı sermaye güçleri ile el ele vererek sürekli ormanlık alanları ormansızlaştırıyor” dedi.

Kurdistan'daki ağaç kıyımı ve yangınların bölgeyi insansızlaştırmayı hedef aldığını söyleyen Hatimoğulları, “Oraları çoraklaştırmak oradaki bölgede daha çok karakol ve kallekol yapmak. Yani Cûdî dağını ayrı ele almak zorundayız. Kürt sorunun bugüne kadar demokratik ve barışcıl yöntemlerle çözülmemiş olmasının neticilerini yaşıyoruz. Cûdî’ye ve bütün kesimlere Kürt sorunundan kaynaklı, kesilmiş olan ağaçlara, yakılmış olan ağaçlara, doğa katliamını gerçekleştirenlere diyoruz ki; çözüm bu değildir. Çözüm Kürt sorunu demokratik ve barışçıl yöntemlerle bu sorunda ısrarcı olmaktadır.  Bu seçimde iktidarın hileleri ile biz baş edemedik ama Seyit Rıza’nın deyimiyle baş da eğmedik. Gelin bu iktidarın derdini biraz daha büyütelim. Akbelen, Kazdağları, Dikmece, Cûdî… Gelin hep birlikte el ele verelim” diye belirtti.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.