Büyüleyen Keman: Nûrê Dilovanî


Nûrê Dilovanî... Avrupa’da keman çalan ve bu konuda üniversitede eğitim veren belki de tek Kürt kadını... Onu opera salonlarında, üniversitelerde, uluslararası festivallerde ve konserlerde sahnede kemanıyla görüyoruz. Bazen tek bir kıtayı dört ayrı şekilde çalarak izleyiciyi kemanına hayran bırakan genç bir sanatçı. Hikayesini keşfetmek için kendisiyle ders verdiği Köln Üniversitesi yakınlarında söyleşi yaptık...
Reşîdê Baso’nun torunu
Hemen belirtelim ki O, üç kuşaktır Kürt müziğine hizmet eden bir ailenin üyesi... Dengbêj Reşîdê Baso’nun torunu... Dedesi, 1990 yılına kadar Erivan Radyosu’nda kadrolu sanatçı olarak çalışıyor. Nûrê, dedesinin söylediği Kürt destanlarını ve çîroklarını dinleyerek büyüyor. “Dinyayê”, “Peyayo”, “Bavê Koroxlî”, “Evdalê Zeynikê” ve daha onlarcasını milyonlarca Kürt zar-zor dinlerken, o bu klam ve destanları günlük olarak duyuyor.
Dilovan’ın kızı
Babası da herkesi tanıdığı ve mütevazılığı ile öne çıkan bir sanatçı: Dilovan... Babası da Erivan’da müzik eğitimi alıyor ve ilk olarak 1969’da 16 yaşındayken Moskova’da sahneye çıkıyor. 1980’de Ermenistan’da devlet sanatçısı oluyor. Sonra Avrupa’ya geliyor ve Hunerkom’un müzik çalışmalarına katılıyor. Hunerkom ve Akademiya Çand û Hunera Kurdî için “Dayika min Kurdistan” ve “Rêya Serxwebûnê” gibi dört ayrı kaset yapıyor.
İşte Nûrê Kürd müziğine böyle hizmet eden böyle bir aile içinde büyüyor. Kendisi müziği seviyor ve ailesinden de müzik eğitimi için her türlü desteği görüyor. Önce Ermenistan’da, sonra Almanya’da müzik eğitimi görüyor.
Enstrümanlarının paşası
Nûrê, Erivan’da güçlü bir müzik kültürü olduğunu vurguluyor. Dediğine göre her aileden mutlaka bir ya da birkaçı müzik eğitimi görüyor. Rus eğitim sisteminden ötürü okulların kaliteli olduğunu söyleyen Nûrê, kendisinin ve kardeşlerinin ilk müzik eğitimine ilişkin de şu bilgiyi paylaşıyor:
“Büyük ablam piyano dersi görüyordu. Babam bana ‘Nûrê sen okumak istiyorsun. Nûrê gel keman oku. Keman tüm müzik enstrümanlarının paşasıdır’ dedi. Öyle başladım. Okulda teori ve nota üzerinde duruyordum. Ama evde dedem dêngbejî söylüyordu. Babam ve eve gelen Kürt sanatçılar Kürtçe ve Ermenice şarkılar söylüyorlardı. Ben klasik müzik eğitiminde derinleşmek istedim.”
Bach, Beethoven, Mozart…
Almanya’yı neden seçtiğini sorduğumuzda ise Nûrê Dilovanî şu yanıtı veriyor: “Almanya’da müzik okumak benim için çok önemliydi. Alman klasik müziğini okumak için geldim. Klasik müzik deyince da akla Bach, Beethoven, Mozart, Händel, Telemann geliyor.”
Nûrê, 5 yıl Frankfurt kentinde üniversiteye gidiyor. Okul bitince birçok Alman orkestrasında ve Philharmonie Frankfurt’ta keman virtüözü olarak yer alıyor. Ayrıca birçok konserde de şef olarak sahne alıyor.
Nûrê Dilovanî bugün geriye dönüp baktığında babasının haklı çıktığını söylüyor. Kemanın insanın kalbine hitap eden bir alet olduğunu söyleyen Nûrê, her enstrümanının kendine has ses ve tekniki ayrıcalıkları olduğunu, ancak keman da iki elin de farklı görevler üstlendikleri için daha zor olduğunu aktarıyor.
Kawîs Axa söylerkenkemanı duyabiliyorsun
Merak ettiğim bir soru da kemanın Kürt müziğindeki yeriydi... Nûrê Dilovanî, bu konuda şu görüşleri paylaşıyor:
“Eğer klasik stilinde çalarsan yer tutmaz. Kürt müziğinde ayrı bir teknikle çalıyorum. Bazen karıştırıyorum. Klasik çalarken bazı yerlerde Kürtçe ekleyerek karıştırıyorum. Kürt müziğindeki yerine gelirsek... Kemanın çok büyük bir yeri var. Kürt müziğinin alt yapısında var. Eski dengbejlerimizi dinlediğin zaman onu görebiliyorsun. Örneğin Kawîs Axa söylerken kemanı duyabiliyorsun. Kürt müziğinin geleneği dengbeji ve govendtir. Örneğin dengbejî müziğinde rahat bir şekilde kemanı çalabiliyorsun.”
Nûrê’nin önerisi
Hemen her şehirde kurumlarımız var. Kurumlarımızda daha çok bağlama dersleri veriliyor. Piyano, keman, klarnet gibi birçok ders de verilmeli. Ekonomik durumu iyi olan ailelerimiz çocuklarını müzik eğitimine göndermeli. Ailemin katkısı olmasaydı ben kemanı meslek edinemezdim. 13 yılda yüzlerce öğrenci yetiştirdim ama Kürt öğrenci sayısı çok az. Kişi olarak ben de elimden geldiğince hizmet etmeye hazırım. Çok acılar yaşadık. Buna rağmen hayat devam ediyor. Sadece bağlamaya yüklenirsek bu Kürt müziğini de daraltır. O nedenle de farklı enstrümanlarda eğitimleri çoğaltmalıyız. Avrupa’daki Kürtler içinde keman çalan kadın olarak sadece kendimi biliyorum. Bu bizim için çok üzücü. Bizler bu konuda biraz daha fazla kafa yormalı ve eğitime önem vermeliyiz.
Hangi okullarda ders veriyor?
Nûrê Dilovanî, Köln Üniversitesi’nde Kürtçe müzik eğitimi ve Köln Wiedersdorf’da bir lisede klasik müzik eğitimi veriyor. Üniversitedeki dersin nasıl başladığını şöyle anlatıyor:
“Köln’de Mehmet Akbaş’ın konseri vardı. Orada bir Alman kadın geldi. ‘Doktoramı Kürt müziği üzerine yapıyorum. Sizinle bir söyleşi yapmak istiyorum’ dedi. Sonra üniversitede kendi profesörünün Kürtçe müzik dersi talebini iletti. Ben de ‘yok’ demedim. 6 aydır dersler sürüyor. Her çarşamba 1,5 saat ders veriyoruz. 8 öğrencim var. Öğrenciler müzik araştırmacılarıdır. Yani teori dersi değil Kürtçe müzik tekstleri üzerinde çalışıyoruz. Derse gelenler aynı zamanda çok iyi müzisyenler. 20 Nisan günü ikinci sömestr başlıyor.”
ERDAL ALIÇPINAR/KÖLN
