Yusuf Serhat FAİK
Kürdistan tarihinde gezintimize devam ediyoruz. Yine dopdolu bir haftayı birlikte bilince çıkaralım. Kürt siyasetçisi, yazarı, aydını, Kurdolog Mir Celadet Ali Bedirxan 15 Temmuz 1951 tarihinde pamuk ziraatı yapmak için açtığı kuyuya düşerek yaşamını yitirdi. 1893 yılında İstanbul’da doğan Celadet bey, Bedirxan Paşa’nın oğlu Mir Emin Ali Bedixan’ın ikinci çocuğudur.
Celadet bey sürgünde doğdu yine memleketi olan Cizre Botan’dan uzakta Şam’da aramızdan ayrıldı. Babası Emin Ali Bedirxan Kürt Teavün ve Terakki, Kürt neşr-i Maarif Cemiyetlerinin kurucusu, Kürt Teali Cemiyetinin 2.başkanı idi.
İlk ve orta öğretimini İstanbul’da tamamlayan Celadet bey, 1922 yılında M.Kemal’in babası ve 2 kardeşi (Kamuran ve Süreyya beyler) hakkında çıkarttığı idam cezası nedeniyle Kahire’ye göç etti. Kahire’den Almanya’ya geçen Celadet bey burada hukuk fakültesini bitirdikten sonra tekrar G.Batı Kürdistan’a dönerek 5 Eylül 1927 yılında kuruculuğuna öncülük ettiği ilk modern Kürt örgütü olan Xoybûn’un başkanı oldu.
Ağrı Kürt Milli Harekatına katılmak üzere yola çıkmasına rağmen Ağrı harekatının bastırılması üzerine yeniden G.Batı Kürdistan’a dönen Celadet bey 1932 yılında burada “Hawar” dergisini çıkartarak ilk defa latin alfabesinin pratiğini bu dergide yaptı. Hawar’ın çıkış tarihi olan 15 Mayıs halen “Kürt Dil Bayramı” olarak kutlanıyor. Bu tarihten itibaren Kürt dili, üzerine çalışmalarını yürüten Mir Celadet 57. sayısında Hawar dergisinin yayınına son vererek aynı kadro ile birlikte Ronahi dergisini 1945 yılına kadar yayınlattı.
Hawar ve Ronahi Kürt dili ve edebiyatında bir ekol oldu. Eserleri arasında Elifba Kurdî, Rêzîmana Kurdî, Ferhanga Kurdî, De La Question Kurd (Kürt Sorunu), M.Kemal Paşa’ya Mektup, Dibaca Nimêjên Ezidiyan, Were Dotmam şiir kitabı (Şiirlerinin arasında Were Dotmam, Xençera mîn, Billûra min çok meşhurdur) Mezarı Şam’da Kürt mahallesindedir.
Yine Kürt siyasetçisi, yazarı, hukukçusu ve modern Kürt yurtseverliğinin sembolu M.Remzi Bucak, 15 Temmuz 1985 tarihinde Paris’te yaşama veda etti.
1912 yılında Siverek Çaylarbaşı Nahiyesi Anazo köyünde dünyaya gelen Remzi Bucak babası M.Tevfik Bey’in 1925 yılında sürgüne gönderilmesi üzerine ilk ve orta öğretimini İstanbul’da tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. Bir yıl Paris’te eğitim gören M.Remzi İstanbul’da Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra İstanbul’da avukatlığa başladı. 1941 yılında Ziya Şerefhanoğlu, Yusuf Azizoğlu, Musa Anter ve halasının oğlu Faik Bucak ile birlikte Saraçhane’de Bozdağın Kemerinde Kirazlı Mescit sokakta “Dicle Talebe Yurdunu” kurdu.
Bu Yurt’ta ileride Kürt özgürlük mücadelesinde önemli yerleri bulunan şahsiyetler eğitim gördü. Yine aynı yıl aynı kişilerle birlikte ”Kürtleri Koruma Cemıyetini” kuruyorlar. 1948 yılın da Diyarbekir’e taşınır. 1950 yılında Mustafa Ekinci, Yusuf Azizoğlu ile birlikte DP’den Diyarbekir milletvekili olarak TBMM gider.
Burada Mustafa Ekinci ile birlikte 33’ler ve Karaköprü olayının gündeme gelmesini ve faillerinin yargılanmasını sağlarlar. 21 Ocak 1952 günü Umumi Müfettişlik yasasının kaldırılması konusunda verdiği yasa tasarısının gerekçesinde ”Lakin ne garip hakikattır ki Umumi Müfettişlik kurulması ile kaldırılmasına kadar geçen zamanda baktığımızda adı geçen idareye tabi tutulmak bedbahtlığını yaşayan vilayetlerimizde tesis ve kuruluş amacı ile en ufak bir bayındırlık eserine tesadüf edilmemekte bilakis hemen her köşesinde “Hindistan Umumi Valiliği” idare tarzı kokusu gelmektedir.
Bu bakımdan Umumi Müfettişlikler idari ve siyasi tarihimizde iğrenç ve kanlı sahifeler ilave etmekten başka vazife görmemişler” demekteydi.11 Mayıs 1960 tarihin de Amerika’ya giden M.Remzi burada diplomasi faaliyetlerine devam etmiştir. 1964 Kıbrıs olayları nedeniyle İsmet Paşa’ya yazdığı mektupta ise ”60 bin Kıbrıslı için istediğiniz federasyon hakkı 8 milyon Kürt vatandaşınız için niçin kabul görmesin“ diyordu.1980 sonrası Paris’e yerleşen M.Remzi Paris Kürt Enstitüsü kurucuları arsında yer alıyordu. Oda birçok Kürt gibi sürgünde yaşamını yitirdi. Cenazesi Siverek’e getirilerek halası oğlu Faik Bucak’ın yanında toprağa verildi.
19 Temmuz 1987’de Kürt özgürlük Mücadelesi ile baş edemeyen ANAP iktidarı selameti D.Bekir, Bingöl, Elazığ, Siirt, Hakkari, Mardin, Dersim, Van ve Bitlis’te OHAL idaresi ilanında buldu.
21 Temmuz 1994 tarihinde PKK’nin öncü kadrolarından, Siverek mücadelesinin öncülerinden Yılmaz Uzun ve arkadaşları bindikleri otomobilin şoförünün devletle işbirliği yapması sonucu Silopi’de düştüğü kontra pususunda esir düştü. Mühendislik eğitimini yarıda bırakan Yılmaz özgür bir ülke inşa edilmesi için mücadele etti. Diyarbekir Zindanı direnişçilerinden biri olan Yılmaz Uzun kısa süren yaşamına çok şeyler katarak sonsuzluğa yürüdü.
20 Temmuz 2015 tarihinde Urfa’nın Pirsûs ilçesinde Kobanê’nin imarı için gitmek üzere Pirsûs’a gelen çoğunluğu SDGF üyesi olan gençler basın toplantısı yaparken IŞİD’in düzenlediği intihar saldırısında 34 kişi yaşamını yitirdi, yüzlercesi yaralandı.