Cemevi’nde çok yönlü hizmet


Bremen Cemevi, 2000 yılında bir grup Alevi yurttaş tarafından kurulmuş. Cemevi’nin üyeleri 5 yıl kirada kaldıktan sonra 2005’te kendi imkanları ile şu anda faaliyet yürütükleri binayı satın almışlar.
Almanya Alevi Birliği Federasyonu (AABF) bünyesinde çalışma yürüten Bremen Cemevi, kentte Alevi toplumunun ihtiyacını karşılayan kurum durumunda. Bremen Cemevi’nin çalışmaları hakkında kurumun başkanı İmam Dışkaya ile görüştük.
Dışkaya çalışmalar hakkında şunları söylüyor: ‘’Bremen Cemevi’nde iki çeşit çalışma yürütülmektedir. Biri inanç bazındaki çalışmalar ki bunları dede yürütüyor. Dede cenaze ve vefat edenin 40’ıncı günü etkinliklerini yapıyor. Oniki İmam ve kutsal günlerle ilgili çalışmalar yürütüyor. Yine dede, perşembe günü dini sohbetler yapıyor. Bu sohbet ile Alevi inancı hakkında halka bilgi veriliyor. Bulunduğumuz binayı cem için daha elverişli bir hale getirmek istiyoruz. Şu anda maddi gücümüz yetmiyor. Cemevi’nin diğer çalışması ise yönetimindir. Biz dededen tamamen bağımsız bir şekilde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Üyelik ve daha farklı hangi işler yapılacağı konusunda tamamen yönetim karar veriyor. Tüzüğe göre iki senede bir genel kurul toplanıp, 7 kişilik yönetim kurulunu seçiyor. Yönetim üyeleri komisyonlar şeklinde ayrı ayrı alanlarda çalışmalar yürütüyor. Yönetim olarak seminerler düzenliyoruz. Anma günleri, geceler ve eğlenceler organize ediyoruz. Her ayın ilk pazar günü kahvaltı düzenleyip üye olanlar ve olmayanları biraraya getiriyoruz.’’
Kültürel etkinlikler
30 kişilik yetişkinler korosunun kurum bünyesinde çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Dışkaya, ‘’Koro senede bir Kürtçe, Türkçe, Arapça ve Ermenici konser veriyor. Halk şarkılarından deyişlere kadar karma bir repertuvarları var. Bu önemli çalışmalarımızdan biridir. Bir de saz kursları var. Saz kursuna özellikle gençler ilgi gösteriyor. Geçmişte folklor kursları da vardı. Ancak şu anda, folklor için bir öğretmen arıyoruz’’ dedi.
Kadın çalışmaları
Cemevi bünyesinde kadın gruplarının olduğunu da sözlerine ekleyen Dışkaya, 40’a yakın kadının bir araya gelip etkinliklerde bulunduğunu belirtti.
Dışkaya, Cemevi’nin diğer çalışmalarına ilişkin de şunları söyledi:’’ Cemevi olarak gençlerin ev ödevlerine yardımcı olmak için çalışma yapıyoruz. Bu projeyi eğitim senatörlüğü de destekliyor. Bu halkımız için önemli bir hizmettir. Bir de Almanların ağırlıkta olduğu 15-20 kişiden oluşan bir tiyatro grubumuz var. Onlar da haftada bir gün Cemevi’nde çalışmalarını yürütüyor. Önümüzdeki günlerde anne ve babalar için bilgisayar kursları da düzenleyeceğiz. Bu projemiz de Bremen Eğitim Senatörlüğü tarafından destekleniyor. Ayrıca, önümüzdeki dönemde Almanca kurslar vermek için hazırlıklar yapıyoruz.’’
Bremen ve çevresinde 7-8 bin civarında Alevi olduğunu söyleyen Dışkaya, buna karşılık 2 Alevi kurumu olduğunu dile getirdi. Dışkaya,
‘’Bu iki kurum sadece bir kesime hitap ediyor. Eğer, tüm Aleviler örgütlü olsaydı bu kurumlar yetmezdi. Ama burada insanlarımız ne yazık ki, sadece cenazeleri olduğunda, kırk erkanında, aşure günlerinde veya bir anma olduğunda geliyor. Bunun dışında yönetime destek verme ve kültürel çalışmalarda kendilerini oldukça sınırlıyorlar. Bazıları burayı sadece inançsal bir kurum olarak görmek istiyor. Ama biz toplumsal olaylara ve dünyada olup bitenlere de ilgi göstermemiz gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü Alevi toplumu tarih boyunca hep ezilmiştir. Halen bu ezilmişliğin izlerini taşıyor. Siyaset denince bir çekingenlik var. Mesafeli davranılıyor. Buna gerek olmadığını düşünüyoruz’’ şeklinde konuştu.
‘Gerici anlayışlar aşıldı’
‘’Daha önce insanlarımız kendi kurumunda Kürt kelimesini bile söyleyemiyorlardı’’ diyen Dışkaya, şöyle devam etti: ‘’Bizden önceki Cemevi’nde bir tartışma yürütmek, bir gazete okumak kovulma gerekçesi sayılıyordu. Örneğin bir grup genç bir geceye katıldığı gerekçesiyle üyelikten atılmıştı. Veya ‘Biz Aleviyiz Kürtler buraya giremez’ gibi ulusal kimlik ile inancı karıştıran anlayışlar vardı. Burada Kürtler, solcular olmayacak gibi bir anlayış vardı. Artık bu gerici anlayışlar aşılmıştır. Bunu sevindirici ve önemli bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.’’
Alevi inancı ile Türk devletini uzlaştıran ve asimilasyona açık anlayışlara karşı olduklarını vurgulayan Dışkaya, ‘’Örneğin Türkiye’deki Cem Vakfı’nın yaklaşımı tamamen asimileye açık ve devlet yanlısı bir Aleviliktir. Kendi öz damarını bırakıp, belirli kişisel çıkarları için oradalar. Paralı dedeler peşindeler. Biz inancın hem Türkiye’de hem de Kürdistan’da tamamen halka bırakılmasını istiyoruz. Diyanet tamamen kıldırılmalıdır diyoruz. Ama mademki Diyanet var, bu kurum tüm inançlara eşit hizmet etmelidir. Nasıl ki, Tayyip Erdoğan Aleviliği basite indirgemeye çalışıyorsa, bu kurumlar da aynı işlevi görüyor’’ şeklinde değerlendirmede bulundu.
‘Almanlar bizi yeni keşfediyor’
Bir dönem Almanya’da, Türkiye’de inanç deyince sadece İslam’ın akla geldiğini ama son dönemlerde Almanların Alevileri tanıdığını söyleyen Dışkaya, ‘’Almanlar bir potansiyel görünceye kadar pek ilgi duymuyorlardı. Ama şimdi Alevi kitlesi örgütlendikçe bizi daha fazla ciddiye alıyorlar’’ dedi.
‘Önyargıları kırabiliriz’
Bremen Senatörlüğü’nün sene de bir dinler arası diyalog resepsiyonu verdiğini dile getiren Dışkaya, son olarak şunları dile getirdi: ‘’Biz de orada temsil ediliyoruz. Alevi toplumu aslında felsefe olarak kendi içine kapanık bir toplum değildir. Ama pratikte bir eksiklik var. Diğer inanç kurumları ile yeterince ilişkileri geliştirmiyoruz. Örneğin son olarak Cemevi’nde dört ayrı kurum ile ortak bir etkinlik düzenledik. Bu sevindiriciydi. Tabii ki yeterli değil. Bu gibi ortak çalışmaları geliştirmemiz lazım. Bu etkinliklerle karşılıklı önyargıları kırabiliriz.’’
İLYAS ERSÖZ/BREMEN
