Dêrsimi anlatan belgesel: Fecîra


Sinemayı, değer verdiği ve inandığı ne varsa saklandıkları yerden çıkartıp görünür kılmak amacıyla yaptığını dile getiren Baydemir, sinemaya olan ilgisini şu şekilde dile getirdi: "Sinema yapma isteğim Gün TV'de Mehmet Atlı'nın "Dengê dilê min" klibini izlememle tesadüfen başladı. İlk defa Kürtçe konuşulan bir film izlemiştim ve bu bende kendi dilimde film yapma isteği uyandırdı. Sonrasında Diyarbakır Sinema Kulübü ile tanıştım. Burada Heneke'nin, Yılmaz Güney'in, Godart'ın, Halil Dağ'ın ve daha birçok yönetmenin filmlerini izleyip film okumalarına katıldım. Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı sinema atölyelerine katıldım. Daha sonra Cegerxwîn Sanat Akademisi Sinema Bölümü'nde 2 yıl eğitim alıp mezun oldum."
Günün ilk ışığı ve kadın
Sinema üzerine ilk çalışmasının intihar süsü verilmiş kadın cinayetlerini işleyen "Yew Roj di" isimli kurmaca olduğunu ifade eden Baydemir, "İkinci filmim Rezonse, Dicle üzerine kurulan barajla ilgiliydi" dedi. Son olarak Fecîra isimli belgesel çeken Baydemir, "Fecîra; Kürtçenin Dimilkî lehçesinde 'günün ilk ışığı' anlamına gelir ve kadın ismi olarak kullanılır. Kadının da güneşle benzer şekilde hayatı yaratma gücüne sahip olmasından yola çıkarak filmi oluşturmaya çalıştık" şeklinde konuştu. Üç yıl önce Dersim'de Devrim isimli bir kadınla tanıştığını ve birlikte köylerine gittiklerini belirten Baydemir, kamerasıyla görüntüler çektiğini ve eve döndüğünde görüntüleri izleyince bir belgesel yapmaya karar verdiğini dile getiriyor.
Dêrsim'de dört mevsimi anlatıyor
Belgeselde Dersim'in 4 mevsimini de yansıtan Sinemacı Piran Baydemir, "Dersim'in doğası çok etkileyici. Mesela Besna Teyze, ağıt yakıyor ve o ağıt Besna Teyze'nin ağıtı olmaktan çıkıp bütün Dersim'in ağıtı oluyor. Biz de o doğayı dört mevsim yaşamak istedik" dedi. Kürtçenin Dimilkî lehçesinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirten Baydemir, "Anadil konusunda da zaten söylenebilecek her şeyi en yalın ve dosdoğru bir şekilde, bir çay sohbetinde ya da hayvanları otlarken karakterler söylüyor ve gidişattan memnun olmadıklarını da görüyoruz. Biliyoruz ki Dimilkî yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Belki de bizim filmde izlediğimiz karakterlerimiz bu dili konuşan son kuşak olacaklar. Bu film bu konuya dikkat çekmeye çalışıyor" diye konuştu.
İlk gösterim İstanbul Film Festivali'nde
Dêrsim denilince 38 Katliamı gerçeğinin akla geldiğini söyleyen Baydemir, o zaman yaşatılan acıların unutulabilecek ya da görmezden gelinebilecek türden olmadığını ve o baskıların hala barajlar, birbirinden uzakta yaşamak zorunda kalan aile bireyleri ve yalnızlık ile devam ettiğini dile getiriyor. Fecîra'nın ilk gösterimi 32. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında 9 Nisan'da saat 21.30'da Pera Müzesi'nde olacak.
DİCLE MÜFTÜOÐLU / DİHA/AMED
