Devlet kendisini kandırmasın

Forum Haberleri —

Erdoğan-Bahçeli

Erdoğan-Bahçeli

  • Devlet yapay, toplumdan uzak bir sistem, organik olmayan ve haliyle toplumu, ömrünü uzatsın diye kullanan bir organizasyondur. Bu nedenle devletler çökmeye mahkumdur. Devletin bu mekanik hali nedeniyle toplum-kırım gerçekleşir ki bu, devletin zerre umurunda olmaz. 

Mehmet Serhat POLATSOY

Cemaat-AKP kavgası öncesine benzeyen bir süreç var. 

Kavga, iktidarı bölüşememe kavgası değil.

AKP'nin devleti yönetemeyip ülkeyi bir yönüyle MHP'nin zihniyet kliğine terk etmesidir

Kavga nedenine dış politikadaki başarısızlık ve direnişleri ile uluslararası düzeyde saygınlık kazanan Kürtlerin ideoloji eksenindeki sistemsel ilerleyişi ve buna bağlı olarak teslim alınamayıp güçlenmesi diyebiliriz. 

Klikler arası derinleşen bir çatışma var! Kliklerden oluşan ve adına devlet denilen sistem iç politika ile hiçbir zaman ilgilenmedi. İktidar devlete her zaman, "sağlıklı yönetim için bize karışma" der meâlen ve devlet, iç politikada toplum yönetimini iktidarın tasarrufuna bırakır. Devlet yapay, toplumdan uzak bir sistem, organik olmayan ve haliyle toplumu, ömrünü uzatsın diye kullanan bir organizasyondur. Bu nedenle devletler çökmeye mahkumdur. Devletin bu mekanik hali nedeniyle toplum-kırım gerçekleşir ki bu, devletin zerre umurunda olmaz. 

Devlet için önemli olan Kürtler ve dış politikadır. Devlet dışarıda güçlü olursa adına laik denen Türkiye Cumhuriyeti devletinin şeriat ile bile yönetilmesi devletçe önemli görülmez. Devlet, Kürtlerin üzerine giden hiçbir iktidardan hesap sormaz, ancak bir yere kadar!

Biliyoruz ki iktidar Kürtlerin üzerine bırakın Güney, Doğu, Batı ve Kuzey Kurdistan'da gitmesini, Japonya'da açılan Kürtçe eğitim kurslarına kadar bu baskıcı, yok edici politikasını uyguladı. Türkiye Cumhuriyeti resmi olarak, Dış İşleri Bakanlığı aracılığıyla Japonya'da bir üniversitede verilen Kürtçe derslerin kaldırılmasına yönelik girişimleri oldu. 

Kimileri 31 Mart seçimleri öncesi AKP-MHP'nin çatışması olduğunu söylerken, kimileri de seçim sonrasında ortaklığın bozulabileceğini dile getirdi. 

İyi de MHP cemaat değil ki! MHP, Türk devletinin ayakta kalmasını sağlayan en önemli katalizörlerden biri. Bir devletin ayakta kalabilmesi için 3 sac ayağa ihtiyacı var. Milliyetçilik, dincilik ve cinsiyetçilik. MHP milliyetçi, AKP dinci ve sistemin kendisi de cinsiyetçi, yani erk-zihniyet kodlarına sahip politikalara onay verir. 

Türk devleti ulus-devlet karekteri nedeniyle milliyetçilik ve dinciliğe her dönem başvurur, her dönem bu zihniyete sahip partiler oluşturarak ilerlemesinin önünü açar. 

Hazır anayasa tartışmaları varken rahatlıkla belirtebiliriz ki Türk devletinin dış politikada başarılı olabilmesinin tek şartı, özgürlüklerin anayasal güvence altına alınması ile olur. Devlet ancak karekter değiştirir, ulus-devletten sıyrılabilirse toplum rahatlar. 

Kürt halkının hakikati kabul edilmez, kazanılmış hak teslim edilmez de savaş politikalarında ısrar edilirse ne CHP, AKP, MHP ne de bir başka parti, bir başka yüz gelse Türkiye'de ne ekonomi ne yaşam tarzı tartışmaları tükenmez. 

Devlet kendini kandırmaktan vazgeçip İmralı'nın kapılarını açmalı. Kürt halkının doğuştan gelen hakları anayasal güvence altına alınır, Türkiye ve Kurdistan halkları eşit ve özgür bir şekilde yaşar da toplum kendi kendini yönetirse, ne mi olur? En basit, yüzeysel haliyle ele alırsak ne IMF, ne Kopenhag kriterleri için koca bir ülkenin enerjisi, zenginlikleri kapitalist hegemonyaya peşkeş çekilmemiş olur. 

Artık zaman Kürt’ü yıldırarak ilerleme zamanı olmaktan çıktı. Kürtler tüm dünyada saygın olan bir halk halini aldı. Yolda yürürken yan baktı diye pataklayacağınız, Kürtçe şarkı söyledi diye enstrümanına el koyacağınız, siyasi görüşleri veya sisteminize herhangi bir nedenden dolayı karşı geldi diye gözaltına alıp cezaevlerine koyacağınız bir halk yok.

Hiçbir yere değil, hakikatin tesis edildiğini görebilmek için şöyle dönüp bir Rojava'ya bakın isterseniz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.