Dijital dünya Kürtçe için bir şans

Rêşad Sorgul gazeteci ve yazar kimliğinin dışında onlarca Kürtçe kitabı seslendirip internet ortamına yükledi. Son olarak kendi eseri olan şiirsel öyküsü ‘Feqiyê Teyran û Pîrê Çiyê’yi seslendirip metni ile beraber dijital ortamda yayımladı.
Kürt medyasının tanınan simalarından gazeteci-yazar Rêşad Sorgul geçenlerde ‘Feqiyê Teyran û Pîrê Çiyê’ eserini seslendirip metni ile beraber dijital ortamda yayımladı. Daha önce kendi eserleri dahil birçok Kürtçe şiir, öykü, roman ve farklı kitapları seslendirip internet ortamında paylaşan Rêşad Sorgul, Kürtçe sesli kitap denildi mi ilk akla gelen isimlerden biri. “Başlarda benim için hobiydi ama Kürtlerin bu alandaki eksikliği benim hobi olarak gördüğüm işi değerli ve görünür kıldı’’ diyen Rêşad Sorgul, zamanla sesli kitapların daha iyi olması için bir çaba içerisine girmiş. Sorgul’un internet ortamına aktardığı kitapların tıklanma oranlarına baktığımızda, hiç de azımsanacak rakamlar değil. Rêşad Sorgul ile dijital ortamda yayımladığı yeni eseri ‘‘Feqiyê Teyran û Pîrê Çiyê” ve sesli kitap çalışmaları hakkında konuştuk.
Kürtler dinlemeyi daha çok seviyor
Rêşad Sorgul, ‘Feqîyê Teyran û Pîrê Çiyê’ eserini yayımlama sürecinde diğerlerinden farklı bir yol izledi. Diğer kitapları basılı olarak yayımladıktan sonra seslendirip dijital ortama aktaran Sorgul, bu kez basılı yayımlamadan önce seslendirip metni ile beraber Youtube’a yükledi. Kitabın dijital ortamda ikinci baskısı da olacak. Farklı bir montaj ve müzik ile aynı eser tekrar dijital ortama yüklenecek. Basılı kitaplar için geçerli olan bir kuralı Rêşad Sorgul internetin imkanlarından faydalanarak sesli kitabına uyarladı. Neden ilk önce sesli olarak dijital ortamda yayımladığı sorusuna Rêşad Sorgul şu cevabı veriyor: “Bundan önce de kendi eserlerim dahil birçok Kürtçe eseri seslendirip Youtube üzerinden yayımlamıştım. Fakat bu sefer basılı olarak yayımlamadan önce seslendirip teksti ile beraber dijital ortamda paylaştım. Görüntüde sesle beraber kitabın sayfaları da akıyor. Serdar Goyî arkadaşımız bu işin montajını yaptı. Kürtçe bir kitap basıldığı zaman eğer iyi bir kitapsa birkaç bin basılıyor ve satılıyor. Fakat bu oranı direkt okuma oranıyla açıklayamayız. Benim de seslendirdiğim birkaç eser beklediğimin çok ötesinde dinlenildi. Mesela ‘Cembelî Kurê Mîrê Hekariya’ öyküsünü geçen yıl seslendirdim ve yükledim, şimdiden 600 yüzbine ulaşmış. Böyle bir rakam Kürtçe için bence çok iyi. Şu da söylenebilinir, videoya giren ve tıklayan herkes ya hiç dinlememiş ya da baştan sona dinlememiştir. Böyle olduğunu düşünsek bile bu rakamlar değerli. Bu sebelerden dolayı bu sefer eserimi basımı yapılmadan seslendirip internete yükledim. Böylelikle internetin de imkanlarını daha iyi kullanmamız gerektiğine işaret etmek istedim. Bir de sesle beraber metin de videoda görünür, dinlerken Kürtçe iyi okuyamayan fakat öğrenmek isteyenler için de bir fırsat doğuyor. Kürtler olarak diğer halkların sahip olduğu imkanlardan mahrumuz ve aramızda çeşitli sınırlar var bu yüzden bu alandan en iyi biz faydalanmalıyız. Bir diğer faktör de Kürtler okumaktan çok dinlemeyi seviyor. Çünkü Kürtlerde hikaye anlatımının güçlü bir yeri var, mesela daha önce seslendirdiğim eserlerden en çok Kürtçe öykü ve masallar sevildi ve dinlenildi.”
Dijital kitabın ikinci baskısı
Yeni eseri ‘‘Feqiyê Teyran û Pîrê Çiyê’ hakkında okuyucu-dinleyici tepkileri ve eserin ikinci baskısının nasıl olacağı hakkında Rêşad Sorgul şunları söylüyor: ”Yaklaşık bir hafta önce yükledim. Şimdiye kadar gelen tepkiler olumlu. Bazı eleştiriler de vardı. Mesela metnin okunur olmadığına, seslendirmeyi hızlı yaptığıma dair. Teknik mevzulara dair de birkaç eleştiri vardı. Eleştiriler yapıcı ve yerindeydi. Zaten ben de dijital ortamda ikinci baskısını yapmayı düşünüyorum. Bunun için de bazı arkadaşlar hazırlık yapıyor. İkinci videoyu hazırlayacak arkadaş farklı bir şekilde yapacak. Bu fikir de bana ilginç geldi, normalde basılı kitaplarını ikinci baskısı yapılır ama ben seslendirip, metni ile beraber dijital ortama aktardığım bir kitabımın ikinci baskısını yapacağım.’’
Okunma ve tıklanma oranları
Yayın dünyasında basılı bir kitabın, başarı ölçüsü ne kadar baskı yaptığı ve satıldığına bağlı. Bu bir kitabın değerini de belirliyor. Fakat sesli kitaplar için bu kriterin formu değişiyor, artık satış saysı değil tıklanma sayısı devreye giriyor. Nasıl ki bir kitabın satın alınması o kitabın baştan sona okunduğunu göstermiyorsa tıklanan bir sesli kitap da onun baştan sona dinlenildiğini göstermez. Kürtçe (Kurmancî) sesli kitaplar arasında dijital ortamda en çok dinlenen ve tercih edilen Rêşad Sorgul’un yaptığı seslendirmeler. Tıklanma oranları da Kürtçe yayıncılık rakamları ile karşılaştırıldığında hiç de küçümsenecek rakamlar değil. Rêşad Sorgul konu hakkında şunları ifade ediyor: “Çok okunan bir kitabın kriteri onun ne kadar basımının yapıldığına ve kaç baskı yaptığına bağlı. Dağıtımı iyi yapılan bir kitap da ister istemez çok okunur. Dijital ortamdaki kitaplar için de aynı kriter geçerli. Eğer bir eser çok tıklanmışsa, demek çok da dinlenilmiştir. Tabii nasıl ki bir kitabın satış rakamları birebir okunma oranını yansıtmıyorsa, tıklanma oranı da öyle, o eserin baştan sona dinlenildiğini göstermez. Tıklanma oranlarının yarısını bile geçerli saysak, yine de bu oran kat be kat okunma oranlarından yüksek. Tabii bunu söylerken dijital ortamda yayımlanan eserin basılı eserden daha iyi olduğunu iddia etmiyorum. Böyle bir karşılaştırma yapmayı da sağlıklı bulmuyorum. İnternetin eşsiz bir fırsat olduğunu söylemek istiyorum, dijital dünya Kürtçe ve sesli kitaplar için çok iyi bir şans.”
‘Benim için de başlarda hobiydi’
Kürtçe sesli kitaplar çoğunlukla bireysel çabalar ile var. ‘’Bu işin daha iyi yapılması için profesyonel bir ekip ve projeye ihtiyaç var’’ diyen Sorgul “Nasıl daha iyi olabileceği” hakkında da şunları belirtiyor: ”Bu şekilde sınırları da ortadan kaldırabiliriz. Benim yaptığım çalışma da profesyonel bir tarzda değil. Benimki için başlarda bir hobiydi diyebiliriz. Fakat Kürtlerin bu alandaki eksikliği benim çalışmamı görünür kıldı ve bu işi benim için de hobi olmaktan çıkardı. Ben de daha iyi olması için çabaladım. Profesyonel bir ekiple yapılmış sesli bir kitapta teatral unsurlar ve balans olmalı. Teknikte çağın standartları ve gerekliliklerine de uyulmalı. Müzik ve ses arasındaki uyuma da dikkat etmeliyiz. Bu iş için Kürt müzisyenlerden yardım alabiliriz. Daha önce seslendirip Youtube’a yüklediğim birkaç video kullandığım müzikten dolayı kaldırıldı. Telifliymiş kullandığım müzikler. Tabii bu aynı zamanda bir ekip işi, tek kişinin altından kalkacağı bir iş değil.’’
‘Kürt dili ve edebiyatı zengindir’ demekle olmuyor
Feqiyê Teyran, Kürt edebiyatının köşe taşlarından biri. Rêşad Sorgul bu kitabında neden Feqiyê Teyran’ı tercih ettiğini ve onunla olan manevi bağını şu sözlerle açıklıyor: ‘’Ben Feqiyê Teyran’ı seviyorum. Benim hayallerimdeki Feqî güleryüzlü ve bizden biri.Diğer milletler tarihi ve edebi şahsiyetlerini ve onların eserlerini yorumluyor, onlar üzerinden yeni şeyler üretiyor. Biz üretmeyi bir tarafa bırakalım var olanı bile çok iyi bir biçimde değerlendiremiyoruz. Ben bu ikisini yapmaya çalıştım, eğer başarılı olmuşsam ne mutlu bana. Feqiyê Teyran, Melayê Cizîrî, Ehmedê Xanî eğer başka bir halkın edebiyatına mal olmuş isimler olsaydılar onların temeli üzerinden çok değerli ürünler ortaya çıkarılırdı. Devletsiz bir halk olan Kürtler birçok şeyden mahrum olduğu için bu ulu şahsiyetlere karşı mahcup ve boynu bükükler. ‘Kürt dili ve edebiyatı zengindir’ demekle Kürtçe zenginleşip, değerlenmiyor. Bunu kanıtlamak için çalışmak, üretmek gerekiyor.
‘Adeta onunla bütünleştim’
Bu eserimde Feqî’nin tüm eserlerinden yararlandım. Zaten anlatıcı Feqî’nin kendisi. Ben onun eserlerinden yararlanırken, adeta onunla bütünleştim. Bu yüzden de benim ve onun sözleri iç içe girdi. Bazı şiirlerini olduğu gibi ekledim, bazılarını da günümüz Kürtçesine dönüştürdüm, bazı yerlerde küçük ekleme ve çıkarmalar yaptım. Şêxê Senan figürünü de eserimde Pîrê Çiyê olarak değiştirdim. Olaylardaki akıldışı yanları belli bir mantığa oturtmaya çalıştım. Çocukluğumdan beri Feqî’yi okuyorum, bu yüzden hazırlarken kafamda birçok şey kendiliğinden beliriyordu. Ben de adeta Feqî’nin deryasına kapılmış bir ırmak oldum.”
KÜLTÜR SERVİSİ
