Dîno Sivas’a yine gidecek

Haberleri —

Madımak’ta katledilen karikatürist Asaf Koçak’ın yaşamını beyaz perdeye taşıyan ”Dîno” belgeseli gösterime Avrupa’dan başladı. Eylül’de de Türkiye’de gösterilecek. ‘Salon bulunabilir mi’ bilinmez ancak yönetmenin önceliği belgeseli özellikle Kırşehir ve Sivas’ta göstermek.

KADİR GÜNEŞ / VİYANA

Sivas Katliamında yaşamını yitiren karikatürist Asaf Koçak’ın hayatını beyaz perdeye taşıyan Keremo (Kerem Tekoğlu) imzalı ”Dîno” belgeseli Avrupa’da gösterime girdi. Katliamın yıldönümü vesilesiyle Almanya’nın Giessen ve Ulm kentlerinde seyircisiyle buluşan film Avusturya’nın başkenti Viyana’ya da konuk oldu. Beğeni toplayan belgesele ilişkin yönetmen Keremo sorularımızı yanıtladı.

Asaf Koçak’ın hayatını anlatan bir belgesel yapmaya ne zaman karar verdiniz, sizi böyle bir film yapmaya iten sebep nedir?

Yıllardır Kürt dili, tarihi ve kültürü üzerine araştırmalar yapıyor ve araştırmalarımı pek çok belgesel film ile beyaz perdeye aktarıyorum. Kürtçe çocuk kitapları yazdım ve Kürtçe tiyatrolarda oynayarak tiyatro hocalığı da yaptım. Kürt diline uygulanan asimilasyona karşı, yazdığım kitaplardan çektiğim belgesel filmlere kadar her alanda Kürtçe yazdım ve Kürtçe seslendirdim.

Son süreçlerde Orta Anadolu Kürtleri çalışmalarımda ”Dîno” isminden sık sık bahsedildiğine tanık oldum. Sonradan araştırdığımda ise Dîno’nun Asaf Koçak olduğunu öğrendim. Ve ardından Asaf Koçak’la ilgili araştırma yapmaya başladım. Çalışmalarım ilerledikçe Asaf’ın hayatını belgelemem gerektiğini düşündüm.

Belgeselin çekimleri ne kadar sürdü, OHAL koşullarında Türkiye’de film çekmek sizi zorladı mı? 

Bu filmin çekimleri Kırşehir, Ankara, Sivas çerçevesinde  gerçekleşti. Çekimler yaklaşık bir yılı aldı. Bu süreçte OHAL koşullarında film çekmek elbette ki kolay değil, örneğin bazı bölgelere giderken güvenlik nedeniyle kameralarımızı saklamak zorunda kaldık. Bazen ise çekimleri alelacele tamamlamak durumunda kaldık.

Çekimler esnasında sizi en çok etkileyen ne oldu?

Öncelikle bu filmin çekimleri sırasında Orta Anadolu Kürtlerini daha yakından tanıma fırsatım oldu. Tarihsel süreçleri ve yaşantılarına dair pek çok bilgi edindim. Devlet tarafından Kürdistan’dan sürgün edildikleri zaman şu an yaşadıkları topraklar kurak ve yaşantının pek de mümkün olmadığı yerlermiş. Adeta devlet burada Kürtleri ölüme terk etmek istemiş. Fakat buraya sürgün edilenlenler tüm bu asimilasyon politikalarına karşı orada yaşam kurmuş ve dillerini, kültürlerini de kendileriyle yaşatmış. Ve bugüne kadar bu şekilde gelmişler. Bu durum beni oldukça etkiledi.

   

Peki Asaf Koçak…

Asaf Koçak’a baktığımızda ise işte bu toplumun içerisinden çıkmış bir insan. Yaşantısına daha yakından baktığımızda daha çocuk yaşta resim çizmeye başlamış ve çizdiği resimlerden dolayı annesi ”Dîno” lakabını takmış Asaf’a. Asaf Koçak, Sünni bir Kürt fakat arkadaşlarının çoğu Alevi. Alevilerle ilişkilerine baktığımızda o kadar iyi ki onu pek çok kişi Alevi zannetmiş. Sanırım bu ilişkilerin bu kadar iyi olmasının bir sebebi de üniversite yıllarında yaşadığı bir olay. Asaf soğuk bir kış günü treni kaçırdığı için bir sonraki istasyona yürüyerek gider ve tam donmak üzereyken köyde bir arkadaşının evine yetişir. Orada onun donmaktan ölmesini ise bir Alevi dedesi engeller.

Asaf nasıl biri?

Asaf ideallerinin peşinden giden bir insan. Üniversiteyi bitirdikten sonra öğretmenlik yapmaya başlar ancak bir süre sonra bu işi sevmediğini fark eder ve tek sevdiği iş olan resim ve karikatür çizmeye daha fazla zaman ayırabilmek için öğretmenlikten istifa eder. Hayatı boyunca hep ekonomik sıkıntılarla boğuşur ancak devlet memurluğuna bir daha dönmez. Asaf Koçak çok büyük bir karikatürist ve o dönemde çizdiği bazı karikatürlerde anlatmak istediği olaylar daha sonraki yıllarda birebir gerçekleşmiş olaylar. Asaf Madımak’ı da önceden çizmişti aslında. Eserlerinde Kürt renklerini, halay figürlerini de sık sık kullanmış ve Kürt kimliğine bu şekilde  sahip çıkmış. Bütün bunlar insanı derinden etkiliyor, yani Asaf’ın bütün hayatı aslında etkileyici o yüzden bu belgeselin benim için ayrı bir yeri olacak hep.

Katliamın 25. yılındayız, Asaf Koçak’la ilgili belgesel film çekmiş bir yönetmen olarak bu katliamın ne amaçla kimler tarafından planlandığı ile ilgili neler söylemek istersiniz? 

Elbette ki bu katliam da diğer katliamlar gibi planlı yapıldı, öyle ”öfkeli yobaz bir grubun” kendi başına yaptığı bir katliam değil. Türkiye’de sistem kendine muhalif olarak gördüğü kesimleri her dönem farklı yöntemlerle ortadan kaldırmaya veya susturmaya çalışmıştır. Sivas’ta ise insanları diri diri yakarak ne kadar barbarca katliamlar yapabileceklerini ve sınır tanımadıklarını gösterdiler. Türkiye Cumhuriyeti tarihi Kürtlere ve Alevilere uyguladıkları katliamlarla doludur. Şeyh Sait’ten Zilan Katliamı’na, Dersim’den Maraş’a kadar bu katliamlar sistematik bir şekilde bu halka uygulanmıştır. Bütün bunlara bakınca bu katliamın ne amaçla yapıldığı zaten ortaya çıkıyor. Dönemin Sivas Belediye Başkanından tutalım, kolluk kuvvetlerine kadar katliamı sahiplenenlere bakınca da kimler tarafından planlandığı ortaya çıkıyor. Katliamda yaşamını yitiren Asaf Koçak için müftülük ‘cenaze namazı kılınmayacak’ diye fetva çıkarıyor mesela. İnsan yakanlara hoşgörü gösterip yakılan bir bedenin cenaze namazını imamları tehdit ederek engellemeye çalışan bir zihniyet.

Filmin gösterimine Avrupa’dan başladınız, Türkiye’de de seyirci ile buluşacak mı?

Elbette buluşacak, zaten filmin büyük galasını Eylül ayının sonuna doğru İstanbul’da yapacağız. Pek çok şehirde gösterime girecek ancak özellikle Kırşehir ve Sivas’ta göstermek istiyoruz. Oralarda salon bulabilir miyiz bilmiyorum fakat bunun için çaba sarf edeceğiz.

 
 

Konê Mala Paşa belgeseli yolda

 

Yönetmen Keremo’nun iki belgesel filmi de yolda. ”Yeni projeleriniz var mı?” sorumuza Keremo’nun verdiği yanıt şöyle: ”Evet şu anda çekimleri bitmiş ve montaj aşamasında olan 2 belgesel filmim var. Bunlardan biri Eyş u Evîn ”Konê Mala Paşa” Ağrı İsyanı sırasında yaşanmış bir sürgün hikayesi. Diğeri ise 1993 yılında faili meçhul katledilen İnsan Hakları Derneği (İHD) yöneticisi Şevket Epözdemir’in hayatını anlatan ”Hümanist” isimli bir belgesel film. Dîno’nun gösterimleri biter bitmez bu belgeselleri de gösterime koyacağız.”

 
 

Keremo kimdir?

 

1984 yılında Amed’in Silvan ilçesinde doğdu. Yıldız Kenter Tiyatrosunda tiyatro eğitimi aldı. Yönetmenliğini yaptığı üç tane tiyatro oyununda aynı zamanda oyuncu olarak yer aldı. 2003 yılından itibaren sırasıyla Roj TV, Denge TV, Sterk TV, Kurd Yek gibi televizyon kanalları için Kürtçe programlar hazırlayan Tekoğlu, yine Mezopotamya Kültür Merkezi’nde tiyatro eğitimi verdi. ”Şur u Qelem” isimli 8 bölümden oluşan ve İstanbul Kürt Enstitüsünden MKM’ye kadar Kürt kurumsallaşmasını anlatan belgesel serisi; ”Qulingê Birîndar” isimli belgesel ve son olarakta ”Dîno” isimli belgeseli çekti. 5’i çocuk eğitimi kitabı, biri şiir kitabı ve biri de Türkçe/Kürtçe hukuki terimler kitabı olmak üzere yayınlanmış 7 adet kitabı vardır.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.