Direnişin şarkısı ŞERVANO

Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik işgal saldırıları başladığında yazılan, bestelenen ve klibi çekilen “Şervano” şarkısının söz yazarı Şêro Hindê, Qamişlo’da bombardıman altındayken şarkıyı yaptıklarını dile getirdi.
PERVİN YERLİKAYA
Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik işgal saldırıları başladıktan sonra Kürt halkının ortaya koyduğu direniş aralıksız devam ediyor. Kürdistan’da ve dünyanın geri kalan her yerinde yaşayan Kürtler ulusal bir ruhla işgale karşı alanlara akmaya, eylemlerle işgali kınamaya ve direnişe ses olmaya çalıştılar. Böylesi bir atmosferde ortaya çıktı “Şervano” parçası. Rojava’da çalışmaları yürüten Hûnergeha Welat ve Rojava Film Komünü üyesi Şêro Hindê’nin kaleme aldığı parça, direnişin parçası oldu. Mitinglerde, alanlarda, cephelerde hatta cenaze törenlerinde seslendirildi, ezbere söylenen parçalar arasında girdi. Bir döneme damgasını vuran “Şervano”nun söz yazarı ve aynı zamanda Darên bi Tenê isimli belgesel ile Bajarên Weranbûyî (Yıkık Kentler) filmin de yönetmeni olan Şêro Hindê ile “Şervano”nun hikayesini konuştuk.
Şervano parçası nasıl ortaya çıktı? Klibi hangi koşullarda ve nerede çektiniz?
T.C. devletinin ve çetelerinin Rojava’ya ve halka saldırdığı gün Qamişlo’daydık. Saldırıların olduğu o gece, müzisyen Mehmûd Berazî ve yazar İbrahim Feqe ile birlikteydik. Şarkıyı yazdık ve müziğini besteledik. O gece Qamişlo’ya bombalar düşüyordu, yaklaşık altı kişi yaşamını kaybetti ve birçok kişi yaralandı. O gece savaşçıların, sivil halkı korumaya çalıştığı, savaş hazırlığı yaptığı ve silahlarını hazırladığı bir geceydi. Biz bunu gördüğümüzde çok etkilendik aslında yazdığımız şarkıyı gördük. Aynı gecede şarkıyı yazdık ve müziğini besteledik. Ertesi gün de klibini çekmeye gittik ve istedik ki her şey çok doğal olsun, abartılı görüntülerin ve tekniğin olmasını istemedik. Klipte YPG’li savaşçıyı oynayan Elî Feqe aynı zamanda Rojava Film Komünü’nün üyesi, kameraman ve montajcı, sinema çalışmaları içinde aktif olarak yer alan bir isim.
https://www.youtube.com/watch?v=08TC9UjRMxgŞervano’nun bu kadar büyük bir etkiye yol açacağını düşünüyor muydunuz? Ne tür tepkiler aldınız?
Parçanın sevilebileceğini biliyorduk fakat bu kadar etki yaratabileceğini tahmin etmedik. Bizler hep zamanın ruhunu yansıtacak bir sanat yaratmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda kültürümüzde yer alan folklorik ve dengbêjlik gibi yüzyıllardır sevilen, sadece müzik ritminin aktığı, halk arasında sevilen tarza yakın bir sanat icra etmeye çalışıyoruz. Tabi şunu da, eklemeliyim; Rojava’daki müzik sanatının en büyük yükünü kaldıran ve katkı sunan insan “Şervano” bestesini yapan Mehmûd Berazî arkadaşımızdır.
İnsanlar şarkılarımızı çok sevdiler. Özelikle Şervano parçasını. Tabi ondan öncesinde Nivişta Gerilla, Tîna Çiya, Edlaye ve Tola Salanîya Efrînê gibi gerçekten çok sevilen parçalar da oldu. Tüm bu müzikler şehit arkadaşların cenaze törenlerinde yürüyüşlerde, savaş görüntülerinde ve yine şavaşçıların çekilen videolarında ve hemen hemen her yerde kullanılıyor. Tabi bu müzik çalışmalarımız insanları etkilediği gibi bizleri de etkiliyor. Bu sevgi ve değer bizlerde de olumlu sonuçlara neden oluyor. Bizleri de duygusal anlamda etkiliyor. Özelikle Şehit Yusuf Nebî’nin ailesine vasiyeti vardı; ailesine “ben şehit düştüğümde cenaze törenimde dans edeceksiniz” diye vasiyet etmiş. Ailesi cenaze töreninde Şervano parçasını çalıp oğullarının vasiyetini yerine getirmeye çalışıyordu. Bu bizim için gerçekten çok acı ve duygusal bir sahneydi.
Devrim içinde çalışmalarınıza devam ediyorsunuz. Ne tür çalışmalar sürdürüyorsunuz?
Devrimden öncede sanatla uğraşıyorduk, ancak şu an olduğu kadar özgür bir şekilde sanat yapamıyorduk.
Şu da bir gerçek, yaşam koşulları bu kadar zor olduğu, savaşın yoğun olduğu, her gün arkadaşlarımızın ve sivil halkın katledildiği günlerde devrim öncesinden daha özgür bir şekilde sanatla uğraşıyor ve üretiyoruz. Kürt sanatçılar olarak devrime katkıda bulunmak, devrimin duygularını, düşüncelerini ve toplumuzun yaşadığı acıları yaptığımız sanatla yansıtmak istiyoruz. Ürettiğimiz sanatın dışardan olumlu ya da olumsuz nasıl göründüğünden ziyade, açıkçası bizler kendi toplumuz için sanat üretmek istiyoruz. Kendi toplumuzu yansıtmak istiyoruz ve kendi toplumuzda ciddi bir etki yarattığımızı görmek, bizleri heyecanlandırıyor.
Sinema çalışmaları yapıyoruz. Rojava Film Komünü 2015 yılında kuruldu. Belgeseller, kısa metrajlı filmler, klipler ve uzun metraj filmler çekiyoruz. Fakat ben birey olarak müzikle uğraşıyorum. Film projelerim de müzik üzerine. Dengbêjlik üzerine bir belgesel film çalışmam var. “Darê bi tenê” adında ve Şengal dengbêjleri üzerine çektiğimiz belgesel filmimiz var. Yine daha önce unutulmaz sanatçı Mihemmed Şêxo’yu anlatan bir belgesel film çekmiştik. Ben müzik ile kendimi ifade edebiliyorum. Rojava’da sanatla uğraşan, Rojava Film Komünü ve Hûnergeha Welat’da sanat ile uğraşan insanlar olarak devrim sanatına yeni bir şeyler katmak istiyoruz. Klasik, sloganvari bir sanat üretmek istemiyoruz. Günümüz devrimin ruhunu yansıtmak aynı zamanda şu an toplumuzun yaşadığı devrim duygularını yansıtmak istiyoruz.
Çalışmalarınızı yaparken karşılaştığınız zorluklar oluyor mu?
Çok fazla zorluk çekiyoruz, bilindiği gibi bir savaşın içindeyiz. Tabi biz düzgün çekilmiş görüntüler, düzgün çekilmiş sesler elde etmeye çalışıyoruz. Ortak çalışmalar yürüttüğümüz kurumlar aracılığıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu an bizler bir mücadelenin içindeyiz. Açıkçası direniş zamanları bir yandan yaratıcı olurken bir yandan zorluklarla doludur. Savaşın içinde büyük projeleri hayata geçiremiyorsunuz. Rojava dengbêjleri üzerine büyük bir araştırma projemiz vardı. Dicle’den Xabur’a kadar dengbêjleri kayıt altına almak, belgesel çekmek istiyorduk. Şu anki savaş koşulları bu projeleri yapmamıza olanak vermiyor. Şu an yapabildiğimiz yaşadığımız direniş koşularını, projelerimizle halka yansıtabilmek. Tabi bu da yeterli olmuyor. Bizim projelerimiz çok daha büyük ve ciddi bütçeler istiyor ve ne yazık ki bizimle çalışmayan, bizimle ilgisi olmayan, Rojava ile ilgisi olmayan bazı kurumlar bu büyük projelerimizi çalıp, kendilerinin çalışması gibi yayınlıyor. Tabi gelecek günlerde bu hırsızların önünü almak için de adımlar atacağız.
Yeni çalışmalarınız, ürünleriniz olacak mı?
Şu an üzerinde çalıştığımız bir çok proje var. Serêkanîye’de müthiş bir direniş oldu. Biz bu müthiş direnişi anlatacak projelere yoğunlaşmak istiyoruz. Tabi klasik anlamda tek tek şehit düşen savaşçılar için değil Serêkanîye’de savaşan, direnen, canını ortaya koyanların ardılları olduğumuzu anlatan projeler üretmek istiyoruz. Bu anlamda çalışmalar içindeyiz. Bununla ilgili yayınlama aşamasında olan bir iki projemiz var. Tabi her ne kadar yaptığımız bazı çalışmalar halk içinde ilgi görüp sevilse de, halkımızın bazı projelerle ilgili eleştirileri de oldu. Bunları da gözden geçirerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Halkımızın yüzyıllardır severek dinlediği orijinal halk müziğini belgelemeye çalışıyoruz. Şunu da eklemekte fayda var; şarkı söylen arkadaşlar gerçekten çok derin duygulara sahipler. Örneğin Xalît Derîk, Haci Musa, Sîdar, Eyşe, Şefîka Şehriban Güneş gibi arkadaşların isimlerini belirtmek isterim.
Hûnergeha Welat nasıl kuruldu, kimlerden oluşuyor?
Hûnergeha Welat 1 Temmuz 2014’te Qamişlo şehrinde kuruldu. Müzik ve belgesel olmak üzere iki bölüm var. Her yıl müzik ve klip çalışmaları yapılıyor, dengbêjler ve müzisyenler ile belgesel filimler yapılıyor. Devrim üzerine onlarca şarkı yapıldı ve Rojava’da üretilen şarkıların, kliplerin yüzde 90’ı Hûnergeha Welat bünyesinde hazırlandı. Hûnergeha Welat adını Şehit Welat’tan alıyor. Şehit Welat, DAİŞ tarafından bomba yüklü bir aracın patlatılması sonucu şehit düşen, müzikle, sanatla uğraşan değerli bir yoldaşımızdı. Hûnergeha Welat projesi onunla birlikte hayata geçirmeyi düşündüğümüz bir projeydi. Bizlerde şehit Welat’ın adı üzerine projemizi hayata geçirmek istedik. Şu an Mehmûd Berazî müzik alanında çalışıyor; yine Kawa, Serxebûn, Comerd, Ozan, Îvan ve adını unuttuğum birçok arkadaşımız bu bölümde. Belgesel bölümünde Alab ve Ali arkadaşlar çalışıyor. Tabi çalışma arkadaşlarımız bu saydıklarımızdan fazla, üyelerimiz de var. Onlarla da ortak çalışmalar yürütüyoruz.
