Dizel araçlara kademeli yasaklama

Almanya Federal İdare Mahkemesi, Şubat 2018’de Almanya genelinde geçerli kurallar olmaksızın, eyalet ve belediyelerin hava kirliliğini önlemek amacıyla dizel motorlu araçları trafikten men edebileceğine hükmetmişti. Yasak ” Euro 6” standartına uymayan dizel motorlu araçlar için geçerli.
Eğer şehir merkezlerine arabayla girme gerekliliğiniz varsa, emisyon standardı Euro 6d TEMP ya da Euro 6d olan bir aracı seçmelisiniz. Ya da tasarruflu ve temiz bir benzinli aracı da tercih edebilirsiniz. Eğer zorunlu değilse bu aralar araba almadan önce biraz beklemek daha faydalı olur. Dizel konusunda her şey netleşmiş değil.
FİLİZ DENİZ / FRANKFURT
Almanya Federal Çevre Dairesi’nin (UBA) eski dizel otomobillerin kent merkezlerine girişinin yasaklanmasını istemesi ardından, zararlı salınım kategorisi ”Euro 5” olan dizel araçlarda kent merkezlerine girişinin engellenmesi devreye sokulmaya başlandı. Almanya’da kent merkezlerindeki hava kalitesinin giderek kötüleştiğini belirten daire, ”Umweltzone/düşük emisyon alanı” denilen bölgelerin yaygınlaştırılmasını ve mevcut sınırlandırma kategorilerinin de yenilenmesini istedi. Dizel motorlu araçların trafiğe çıkması Münih, Hamburg, Stuttgart ve Aachen’den sonra Frankfurt kentinde de yasaklandı. Otomotiv şirketlerinin yanı sıra devlet de eski araçları sokaklardan toplamak için planlar yapıyor. Hükümetin sunduğu seçeneklerden ilki eski standartlardaki araçların yenisiyle takas edilmesini ve bunun için cazip teşviklerin getirilmesini içeriyor. İkinci seçenek ise ”Euro 5” standardındaki araçların tadilatını yani donanımının yenilenmesini öneriyor. Alman araba üreticileri takas seçeneğini desteklerken, tadilat seçeneğine temkinli yaklaşıyor.
Dizel motorlu araçların yasaklanması nasıl olacak, bundan sonrası için araba sahipleri ne yapacak, dizel ve benzinli araçlar miadını doldurdu mu? Almanya dışında özellikle Avrupa’da dizel yasakları veya sınırlaması hangi şehirlerde var? gibi benzeri soruları Otomotiv Mühendisi Ali Rıza Sarız’a sorduk.
Araçlardaki yakıt tüketimi ve zehirli gaz emisyonu yoğun bir şekilde Avrupa’da özellikle Almanya’da gündemi meşgul ediyor. Bizi bu konuda aydınlatabilir misiniz?
Araçlardaki yakıt tüketimi ve bunun çevreye olan etkisi uzun yıllara dayanan bir konu, Avrupa’daki ilk düzenlemeler 1972 yılına dayanmaktadır. Yani uzun yıllardır fosil yakıtlı araçların çevreye ve insan sağlığına verdiği zarar biliniyor. Konunun gündeme yoğun olarak girmesi 2016 yılında Volkswagen’e (VW) Amerika Birleşik Devletleri’nde verilen ceza ile başlayan bir süreç. Bu yıl ise Alman Çevre Yardım Örgütü’nün (DUH) değişik şehirler için açtığı davalar ve verilen mahkeme kararları bu konunun gündemde yoğun olarak tartışılmasını sağladı. Almanya’daki yasaklar için davalar açan kuruluş Alman Çevre Yardım Örgütü, mahkeme kararlarını, söz konusu yasakların bir an önce hayata geçirilmesini talep ediyor. Ayrıca tüketiciler ve değişik sivil toplum kuruluşlarının araçlardaki yakıt tüketimi, egzoz gazı emisyonları ve dizel konusunda şeffaflık taleblerini daha güçlü dile getirmeleri, bu konunun muhatapları tarafından dikkate alınmasını sağladı.
Kısıtlamalar, yasaklar neye dayanıyor?
Almanya Federal İdare Mahkemesi, Şubat 2018’de Almanya genelinde geçerli kurallar olmaksızın, eyalet ve belediyelerin hava kirliliğini önlemek amacıyla dizel motorlu araçları trafikten men edebileceğine hükmetmişti. Almanya’nın en büyük kentlerinden olan Hamburg, Stuttgart ve Frankfurt kentlerinde dizel araçlar için kısıtlamalar bulunuyor. Kısıtlamalar veya yasaklar ”Euro 6” olarak adlandırılan Avrupa emisyon standartına uymayan dizel motorlu araçlar için geçerli.
Mahkemelerin aldığı kararlar doğrultusunda neler yapılıyor?
Alman hükümeti 2 Ekim 2018 tarihinde, yüksek zehirli egzoz gazı salan eski model dizel motorlu araçların trafikten men edilmesini önlemek amacıyla bir takım tedbirler açıkladı. Üzerinde durulan önlemler arasında en etkili olanı motorlu araçlara emisyon azaltıcı katalizör takılması. Bir diğer çözüm önerisi otomobil üreticilerinin eski dizel motorlu araçını yenisiyle takas etmek isteyenlere indirim uygulaması. Üzerinde uzlaşılan çözüm paketinde masrafların kimin tarafından karşılanacağı belirsizliğini koruyor.
Avrupa Birliği tarafından yapılan düzenlemeler neyi gerektiriyor?
Avrupa Birliği tarafından yapılan düzenleme ve belirlenen hedefleri şu şekilde sıralayabiliriz. 2020 yılından sonra yeni araçlarda CO₂ (Karbondioksit) emisyonu 95g CO2/km olacak şekilde düzenlenmiştir. Bu oranın 2030’a kadar yüzde 30 düşülmesi öngörülüyor. Bu değerler ortalama olarak belirlenmiştir, araç ağırlığına bağlı olarak bu değerler belirlenen bu oranlara bağlı kalacak şekilde değişebilir.
Bu düzenlemeleri aşağıdaki grafikle anlatabiliriz, dünyada emisyonlara yönelik ilk düzenlemeler 1968 yılında California’da, ilk sınırlama ise 1972 yılında Avrupa Birliği ülkelerinde başlamıştır. Aşağıdaki grafikte de gördüğümüz gibi dünyanın en önemli bölgelerinde uzun vadede yakıtlı araçlardaki emisyon değerlerinin günümüze kıyasla ortalama yüzde 50 ile 60 arasında azaltılması yasalarla düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler araba üreticilerinin daha verimli, daha az yakıt tüketen araçlar üretmesini zorunlu kılıyor. Bugün bile bir çok araba üreticisi elektrikli, hibrit modelleri ile yakıt ve emisyon sorununu en aza indirmeyi hedefliyorlar. Bugün için yaklaşık 12 araba üreticisinden sadece 4 üretici 2021 yılı için konulan 95g CO2/km hedefine ulaşacak, yani bu belirlenen hedefe ulaşamayan araba üreticileri her gram için yaklaşık 95 Euro ceza ödeyecekler. Bugün için tahmin edilen ve hesaplanan ceza miktarı Alman araba markaları için yaklaşık 3,6 Milyar Euro’yu buluyor.
İşte tam da bu noktada araba üreticileri yüksek maliyetler ve zorlu emisyon kuralları nedeniyle dizel motordan benzin motorlu hibrit sistemlere yönlenmeye başladılar. Her ne kadar birçok üretici otomobillerde dizel motorlardan vazgeçmek istemediğini belirtsede, hibrit ve elektrikli otomobil modellerine oldukça fazla hız vermeleride dikkat çeken bir gelişme.
Almanya dışında dizel yasakları veya sınırlaması hangi ülkelerde var?
Avrupa’nın büyük kentlerindeki araç yasakları 1980’lere dayanıyor, Yunanistan bu konuda öncü ülkelerden biri. Londra ve Roma gibi şehirlerde şehir merkezine girişler ücretlidir, bu şekilde oradaki trafik düzenleniyor. Paris ve Oslo fosil yakıtlı araçları orta vadede şehirlerinde yasaklamak istiyor. Kopenhag 2019 yılından sonra fosil yakıtlı araçalara yeni araç belgesi (ruhsatı) vermeyecek. Benzer planlamaları Stockholm’de yapıyor. Madrid şehir merkezinde sadece orada oturanlar araba kullanabiliyorlar. Brüksel, Budapeşte ve Lizbon’da eski dizel araçların şehir merkezlerine girmesi kısmi olarak yasaktır. Ayrıca Avrupa’daki birçok büyük şehirde elektrikli araç ve toplu taşıma teşvik ediliyor.
Orta vadede dizel ve benzinli araçlardan hibrit ve elektrikli araçlara mı geçilecek ya da şöyle soralım, dizel ve benzinli araçlar miadını doldurdu mu?
Hibrit ve elektrikli otomobiller konusunda; sürekli olarak iyileştirme çalışmaları, çevre ve doğa bilinci, yenilenebilir kaynak ihtiyacı ve en önemlisi de elektrikli ve hibrit otomobillerin önümüzdeki yıllarda gelişmeye devam edeceğini düşünüyorum. Fakat dizel ve benzinli araçların daha uzun yıllar hayatımızda olacağını düşünüyorum, bu alanlarda da ciddi araştırma, geliştirme çalışmaları sürüyor. Ayrıca mevcut altyapı, elektrik üretimi, elektrikli araçların şarjı, istasyon ağı ve benzer bir çok problem elektrikli araçların dezavantajlarını oluşturuyor. Bunların yanı sıra bugün hibrit ve elektrikli araçlar için ortalama yüzde 20 ile 30 arasında daha fazla ödemeniz gerekiyor.
Yani gelecek 10 ile 15 yıl içinde hibrit elektrikli ve fosil yakıtlı araçlar arasında Avrupa’da da bir denge oluşacak.
Bu sorunlar ışığında tüketiciler hangi araçlara yönelmeli?
Eğer şehir merkezlerine arabayla girme gerekliliğiniz varsa, emisyon standardı Euro 6d TEMP yada Euro 6d olan bir aracı seçmelisiniz.
Ya da tasarruflu ve temiz bir benzinli aracı da tercih edebilirsiniz. Eğer zorunlu değilse bu aralar araba almadan önce biraz beklemek, bu konudaki gelişmeleri izlemek ve buna göre karar vermek daha faydalı olur, dizel konusunda her şey netleşmiş değil.
Kısa ve orta vadeli şehirlerdeki hava kirliliğine bağlı olarak Euro 6a, Euro 6b ve Euro 6c olan yeni araçlara da yasaklar gelebilir. Bu sözünü ettiğimiz orta vadeli belirsizlikten dolayı alınacak yeni ara için Euro 6d TEMP ya da Euro standart olması tüketici için daha faydalı bir adım olur. Yani özetleyecek olursak Euro 6d TEMP ya da Euro 6d araçları hem çevre için daha temiz olup orta vadede bu araçlar için bir yasak ya da sınırlama beklenilmiyor.
Dizel ve benzin farkı
Bu çok teknik bir konu, ben kısaca anlatmaya çalışayım. Yaklaşık aynı yapıdaki iki farklı dizel ve benzin motorunu karşılaştırdığımız zaman dizel motorun atmosfere saldığı CO₂ (Karbondioksit) oranının benzin motorundan yaklaşık yüzde 15 ile 20 daha az olduğunu söyleyebiliriz. Ancak egzozdan çıkan şey sadece CO₂ (Karbondioksit) ile de sınırlı değil. Ayrıca NOx (Azot Oksitler) olarak adlandırılan zehirli Nitrojen ve Oksijen bileşenleri de mevcut. Dizel yakıtı bu yapısı nedeniyle yandığı zaman benzine göre daha fazla zehirli egzoz gazı salar. Bu nedenle de yanmış hali benzine göre hem daha zararlıdır hem de çok daha zehirlidir ve çok daha iyi bir şekilde filtrelenmesi gerekir.
Almanya’da zehirli gaz sınırı aşılan şehirler
Almanya’da toplam 70 şehir merkezinde zehirli gaz emisyon üst sınırını aşan değerler ölçüldü. Münih, Hamburg, Köln ve Stuttgart’ta ölçülen zehirli gaz emisyon değerleri izin verilen sınır değerlerin çok üzerinde, buda beraberinde ciddi sağlık sorunları getirmekte. Önümüzdeki yıl yaklaşık 15 büyük kentteki hava kirliliğine çözüm bulmak zorundalar aksi durumda dizel yasakları bu şehirlerde yürürlüğe girebilir. Aşağıdaki grafik bu büyük şehirlerdeki zehirli egzoz gazı ölçüm oranlarını göstermektedir. @Kaynak: International Council on Clean Transport@Kaynak:www.adac.de
