Egîdê Cimo’nun dağları

Haberleri —

Medet SERHAD

Kars’ın bir Terekeme köyünde ortaokula gidiyordum. Bir akşam okuldan gelirken, evinde kaldığım Maxbule Ana, Erivan Radyosu’nu dinliyordu. Radyoda Egîdê Cimo’nun o eşsiz kavalının ezgileri yayılıyordu. Ağlıyordu Maxbule Ana. Şaşırmıştım, “Sen Kürtçe anlıyor musun?” diye sordum. Bana sarılarak, anlımdan öptü ve gözlerimin içine bakarak, “içim yanıyor oğul, içime işliyor” dedi. Egîdê Cimo ile ilk tanışmam böyle oldu.

Sonra Kürt kültürünün o büyük ismiyle 1995 yılında Erivan’da karşılaşma fırsatını buldum. O zamanlar devrimci çalışmalardan dolayı kaçaktım ve yolum Erivan’a düşmüştü. Egîdê Cimo’nun yanısıra Kereme Seyat gibi Erivan Radyosu’nun emektarlarıyla tanışma fırsatım oldu.

İlginç zamanlardı. Reel sosyalizmin yarattığı tüm kurumlar yara almış, çoğunluğu tasfiye edilmiş, çalışanları kapı dışarı edilmişti. Erivan Radyosu’nun da tiyatro, müzik kollarında çalışanları işten atılmış, sadece haber masasında Kereme Seyat ile kızı kalmıştı. Bununla da yetinmeyen Ermenistan yönetimi radyo yayını Kurmanci ve Êzîdî bölümleri diye ikiye ayırmıştı. Onlar Êzîdîlerin Kürt olmadığı tezini ileri sürüyorlardı. Zaten bugün de bu politikayı dayatıyorlar.

O sıralar Kürt Özgürlük Hareketi de Eski Sovyet Cumhuriyet’lerinde politik çalışmalarına başladığı yıllardı. Reber Apo, her talimatında, perspektifinde buradaki sanatçılara sahip çıkmamızı istemişti.

Önder Apo’nun bu sözlerinden sonra Egîdê Cimo, Arsên Polatov gibi sanatçılar hiçbir maddi karşılık beklemeden çalışmalara katıldılar. Ömrünün sonuna kadar hep sade yaşadılar. Popülizm hastalığına kapılmadılar. Bir özgürlük militanı gibi yaşadılar. Hakını yemeyim, akşamları bir iki kadeh şarap içerdi, onu da gizlice yaparlardı.

Egîdê Cimo; Ağrı dağı karşısında ve Elegez dağının yamaçlarında büyümüştü. Elegez dağı ile Ağrı dağı ayrı düşmüş ikiz kardeş dağlardır. Biri Kuzeydoğudan bakar, arada Erivan ovası, diğeri güneyinde ama Kuzey yamaçı ona bakar.

Bir keresinde Egîdê Cimo, ‘’Ninem ve annem Ağrı dağına bakıp ah çekerlerdi. Elegez’e bakınca da düşmana beddua ederlerdi. Kavalımdaki ezgiler halkımın belleğidir, yani Agirî’dir. İşte ilhamımı bu iki dağdan alıyorum’’  demişti.

Egîdê Cimo gömlek değiştirdi… Çünkü Êzîdî inancında “ölüm” kavramına yer yoktur. Êzîdîler ölüme “kiras guherand” derler. Egîdê Cimo ölmedi, kavalıyla, yaşamıyla Kürtlerin kalbinde yaşıyor.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.