ELİF SONZAMANCI: ERNST THÄLMANN

1927 yılında Thüringen bölge yöneticisi olan ve Nazi döneminde milyonlarca kişinin tutsak edilip köle gibi çalıştırılmasında büyük payı olan Fritz Sauckel ve toplama kamplarının şefi olan Theodor Eicke arasında, aylarca Thüringen'de yapılması planlanan yeni bir toplama kampının konumuna yönelik fikir ayrılığı yaşanmıştı. Tabii ki bu fikir ayrılığı kampın büyüklüğü ve kapasitesine yönelikti.
28 Haziran 1937 yılında resmi ismini alan Buchenwald, o dönemin en büyük toplama kamplarından biri olmuştur. 1937 yılında toplam 2912 tutuklusu bulunan toplama kampına, 1939 yılının yazından itibaren politik tutuklular da getirilmiştir. Tutukluların sayısı 1945 yılı içerisinde kadın ve erkeklerden oluşan toplam 110.560 kişiye ulaşmıştır.
Buchenwald'tan söz edip de 'Buchenwald Cadısı' olarak bilinen Ilse Koch'dan bahsetmemek olmaz. İnsan derilerinden çanta ve süs eşyası yapma meraklısı olan bu kadın, en çok da dövmeli derilerden hoşlanıyormuş. Derisini beğendiği insanları bir dönem besleyip daha sonra derilerini yüzdüren bir kadına ev sahipliği yapmış bir kamp olan Buchenwald, Almanya devrimci lideri Ernst Thälmann'ın da bir dönem kalıp kurşuna dizildiği ve ardından yakıldığı yer.
Teddy lakabıyla da tanınan Ernst Thälmann, 16 Nisan 1886 yılında Hamburg'da dünyaya geldi. Ekonomik durumlarının kötü olmasından dolayı Thälmann, daha küçük yaşlarda çalışmak zorunda kaldı. Hamburg limanı yakınlarında bir meyhane işleten ailesi, aksilikler nedeniyle ilerleyen yıllarda sebze satan bir dükkan açtı. Thälmann bu dükkanda, işçi sınıfı ile ilgili olarak daha sonrasında hayatında önemli yer tutacak gözlemler yaptı. Daha küçük yaşlarda liman işçilerinin eylemleri ile tanıştı ve bu, mücadele hayatında çok önemli bir yer tuttu. Odönemdeki işçilerin mücadelesini büyük bir hayranlıkla anlattı. Kendisi de 1904 yılından itibaren yük gemilerinde çalışmaya başladı. Çalıştığı dönemlerde liman işçilerinin mücadelesine büyük destek verdi ve Birinci Dünya Savaşı boyunca da bu desteğini sürdürdü. 15 Mayıs 1903 yılında Sosyal Demokrat Partisi'ne (SDP) üye olan Thälmann, 1 Şubat 1904 tarihinde Almanya Ticaret, Nakliyeciler ve Karayolu İşçileri Derneği'ne katıldı. 1915 yılında askere gönderildi ve birçok cephede savaşa katıldı. Aynı yıl içerisinde Rosa Koch ile evlendi ve İrma adında bir kızları oldu.
Ekim 1918'de askerden izine geldi ve dört arkadaşı ile birlikte cepheye geri dönmedi. Aynı dönemlerde SPD, savaş politikalarını reddeden grupları partiden ihraç etmişti. Çünkü, devletlerin savaş bütçelerine onay veriyordu. Partinin savaş yanlısı tutumunu protesto eden sol kanat üyeleri, Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg önderliğinde partiden ayrıldılar. Ayrılan grup içindeki komünistler, Spartaküs Grubu'nu kurdular. Aynı dönemde Almanya Bağımsız Sosyal Demokrat Partisi (USPD) kurulmuştu. Spartaküs Grubu da politik bağımsızlığının korunması şartı ile USPD'ye katıdı. Thälmann da 1918 yılının sonlarında USPD'ye katıldı. Hamburg İşçi ve Asker Şurası'nın kuruluşunda yer aldı.
1919 yılının Mart ayında USPD Hamburg Başkanı ve Hamburg Belediye Meclisi Üyesi oldu. Kasım Devrimi'nin ardından, Weimar Cumhuriyeti'nin kuruluş döneminden sonra USPD'de iç çatışmalar da baş gösterdi. II. Enternasyonal'e mi yoksa Komünist Enternasyonal'e mi katılınacağı üzerinde şiddetli tartışmalar yaşanıyordu. Thälmann, Komintern'e katılma ve KPD ile birleşmeyi savunan sol kanadı temsil ediyordu. Hamburg USPD ile KPD, 1920 Aralık ayında Berlin'de ortak bir parti kongresi toplayarak, uzun süredir süregelen birleşme sürecini Almanya Birleşik Komünist Partisi'ni kurarak sonuçlandırdılar. Hamburg USPD üyelerinin yüzde 98'i KPD'ye geçti ve Thälmann partinin merkez komitesine seçildi. Aynı yıl Komintern'in 3. Kongresi'ne katılmak için delege olarak Sovyetler Birliği'ne gitti ve orada Lenin'le tanıştı. Bu, mücadelesine büyük bir deneyim katmıştır. İlerleyen zamanlarda milliyetçi grupların saldırılarına uğrayan Thälmann'ın evi bombalandı, eşi ve kızı şans eseri yara almadan kurtuldu, kendisi ise o sırada evde bulunmuyordu. Bu gibi saldırılar Thälmann'ı yıldırmadı ve mücadelesine daha büyük bir azimle devam etti.
1923 yılında Sovyetler'in istekleri doğrultusunda yeni bir KDP yapılanmasına ve yeni bir lider arayışına gidildi. KPD, 1924 yılından itibaren parlamento seçimlerine katılmış ve başarı kazanmıştı. Bu süre içerisinde Thälmann, KPD başkan yardımcılığına getirildi ve ilerleyen aylarda milletvekili oldu. 1925 yılının Eylül ayında ise KPD başkanlığına seçildi. Parti, 1932 seçimlerinde 100 vekil çıkarttı. 13 Mart 1932 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise Thälmann yüzde 13.2 oy aldı. Seçimlerde Hindenburg'a karşı Adolf Hitler'in dışında tek aday oldu. KPD'nin sloganı: "Kim Hindenburg'u seçerse, Hitler'i seçmiş olur. Kim Hitler'i seçerse, savaşı seçer" idi.
1933’te Naziler iktidara geldiğinde, Thälmann, Hitler’i düşürmek için genel greve gidilmesi teklifini götürdü, fakat bir sonuç çıkmadı.
Nazilerin bertaraf edilmesi için KPD olarak büyük bir mücadele verildi. 1933’te KPD’nin 5 Mart seçimlerinde uygulanan haksızlıklara rağmen kazandığı 81 milletvekilliği geçersiz ilan edildi ve KPD yasaklandı. 1933 ve 1934 yılları arasında yaklaşık 10.000 KPD üyesi gözaltına alındı. Bunlardan kimisi tutuklanırken kimisi ise öldürüldü. 1933’te Nazi terörü iyice sertleştiğinde Ernst Thälmann, 3 Mart 1933’te Berlin’de tutuklandı. Tutuklanma tarihi seçimlerden iki gün öncesine ve Berlin Parlamento Binası yangınından birkaç gün sonrasına rastlamaktaydı.
Thälmann'ın dışarı ile irtibatının önlenmesi amacıyla, çok sıkı korunan tek kişilik bir hücreye kondu. Eşi Rosa onu ziyarete gittiğinde bir yolunu bulup parti ile ilgili gelişmeleri ona iletiyordu. Hatta bazen bir ilaç kapsülü içinde Thälmann'a ulaştırıyordu.
Thälmann'ın tutuklanmasına uluslararası arenadan da tepkiler geldi. 30 Kasım ve 1 Aralık 1935 tarihleri arasında Paris'te, bir Hukuk Kongresi gerçekleştirildi. Kongreye 300 hukukçunun yanında değişik görüşteki bilim insanları da katıldı. Kongrede tanınmış İngiliz Siyaset Bilimcisi Prof. Harold Laski yaptığı konuşmasında, adeta herkesin ortak düşüncesini ortaya koydu: "Burada sözkonusu olan sadece tek bir insan değildir. Thälmann'ın idam edilmesiyle yalnız Thälmann ölmeyecek, aynı zamanda modern Avrupa'da hak ve hukuk da ölecektir. Almanya'da ne yapılırsa, bu tüm yasalara ve tüm uygarlığa yapılacaktır."
Thälmann dava dosyası hiç açıklanmadı ve tecritte on bir yıl geçirdi. Ağustos 1944'te, Bautzen Cezaevi'nden olağandışı olaylarıyla ünlü Buchenwald Toplama Kampı'na transfer edildi. 18 Ağustos'ta, Hitler'in emri üzerine vurularak idam edildi. Cesedi hemen yakıldı. Kısa bir süre sonra Nazi gazetelerinde, Thälmann'ın 23 Ağustos tarihinde bir bombalı saldırıda öldüğü duyuruldu. O güne yönelik ünlü Nazi kumandanlarından Heinrich Himmler'in hala mevcut bulunan bir not kağıdı bulunmaktadır. Notun 12. maddesi Thälmann'ın infazını içermektedir. "Thälmann zu exekutieren…''
Günümüzde bir müzeye dönüştürülen Buchenwald Toplama Kampı'nın taşlarına dokunup insanların hunharca nasıl katlediklerini hissetmek, aslında bütün Almanlar'ın borcu olsa gerek. Cansız bedenlerin üst üste yığıldığı ve fırınlarda yakıldığı Buchenwald'da bir insanlık suçu işlendi. Fırınlarda yakılan insanları unutmayanlar, bugün oraya, Ernst Thälman'ın fotoğrafı önüne çiçekler bırakıyor.
Kaynaklar:
-Grimm, Steffen, im Konzentrationslager Buchenwald, 2011
- Prof. Dr. Moritz Möbel, Zum 60. Jahrestag der Ermordung von Ernst Thälmann,
http://archiv2007.sozialisten.de/politik/publikationen/kpf-mitteilungen/view_html?zid=23719&n=1
-http://tr.wikipedia.org/viki/Enst_Thälmann
