Erdoğan taviz almayabilir

Ahmet Pelda

Ahmet Pelda

  • Rojava'da çalışmalarını sürdüren ekonomist Ahmet Pelda, Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bağdat'tan istediği siyasi tavizleri almayabileceğini söyledi.

ANHA’ya konuşan Pelda, Erdoğan’ın 20 yıllık iktidar sürecinin en zor dönemini yaşadığını, mevcut durumun sürdürülemediğini, bu nedenle çıkış için yeni kararlar almak zorunda olduğunu belirtti. Erdoğan’ın bu kararların altında kalıp iktidarını da kaybetme, Türkiye’yi ise uçuruma yuvarlama riskiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Pelda, Türkiye’nin krizden çıkması için politikasında değişikliğe, ekonomide de yapısal dönüşüme gitmesi gerektiğini kaydetti. Pelda, “Bu durum, Erdoğan’ın hiç istemediği siyasal düzenlemeleri de zorunlu kılıyor. AİHM dosyalarının gereklerinin yerine getirilmesi, siyasi tutsakların serbest bırakılması, ekonomik hesapların şeffaf hale getirilmesi, çetelere ve askeri harcamalara giden paraların kısılması, kara para ve uyuşturucu ticaretinin engellenmesi gibi düzenlemeler şart oluyor. Böylesi bir durumda Erdoğan’ın Rojava ve Başûr’a saldırmaktan da vazgeçmesi gerekecek. Bunu kabullenemiyor ve sürekli farklı arayışların peşinde” dedi.

Kalkınma yolu da zor

Erdoğan’ın Irak ziyaretinde ele alacağı temel konulardan bir tanesi olan Kalkınma Yolu Projesi’ne dikkat çeken Pelda, projenin maliyetinin büyüklüğü ve teknik gereksiniminin Türkiye'yi aştığını söyledi. Pelda, “Projenin fizibilitesi, geçiş hatları bazı niyetleri deşifre ediyor. Erdoğan projenin kendisini değil ama geçiş bölgelerinin güvenliği bağlamında askeri konumlanmayı hedeflemektedir. Erdoğan, bu kapsamda Irak’ta Sünnilere oynayarak desteğini almaya, yine Şengal özerkliğinin çökertilmesini, Başûr ile Rojava’nın bağlarının koparılmasını ve Irak iç siyasetinde etki sağlamaya çalışıyor" şeklinde konuştu.

Irak'taki işi zor

Ekonomist Ahmet Pelda, Erdoğan’ın Irak’ta işinin zor olduğunu savunarak, şunları söyledi: “Amerika ziyareti, Sudani’ye adeta can suyu oldu. Oradan politik ve ekonomik destek sözü aldı. Amerika bu gücünü kullanarak Türkiye’ye de telkinlerde bulunuyor. Zaten iki ülke arasındaki heyet görüşmelerinde bu görülüyor. Türkiye’nin Irak ile ekonomik ilişkilerinin iyileşmesi, suyun arttırılması, ticaret hacminin büyütülmesi, petrol satışının başlatılması gibi ekonomik boyut iki taraf için de olumludur. Ancak bunun karşılığında Erdoğan’ın beklediği politik tavizlerin gerçekleşmesi pek beklenmiyor. Örneğin Erdoğan’ın istemesine rağmen Irak hükümetinin PKK’ye ‘terörist’ demeyeceği dolaylı yollardan deklare edildi.”

Pelda, Erdoğan-Sudani görüşmesinde ekonomik anlaşmaların imzalanacağını, ancak bunun siyasete, askeri alana yansımasının olmayacağını savundu.

 

* * * 

Kürtler çözümün parçasıdır

Silêmanî (Süleymaniye) Valisi Heval Ebubekir, Kürtlerin Ortadoğu'da her zaman çözümün bir parçası olduğunu söyledi.

Vali Heval Ebubekir, Türk devletin Güney Kurdistan’a yönelik işgal saldırıları, tehditler ve Kürtlerin savaş karşısındaki tutumuna ilişkin ANF’ye konuştu. Türk devletinin savaş ile barış ve diyalog seçeneklerine, Kürt halkının da hazırlık olmak zorunda olduğunu belirten Heval Ebubekir, “Kürtler Ortadoğu'da her zaman çözümün bir parçasıdır, sorunların, çatışmaların, savaşların değil. Kürtlerin iki temelde çalışması önemli. Öncelikle iç çelişkileri aşmalı, bölgesel savaş ve çatışmalardan kaçınarak kendi bölgelerinin barışını, istikrarını ve ekonomisini korumalı. Kürtlerin ulusal diyalog, ulusal birlik ve uluslararası kurumlarla iş birliği içinde kendilerini hazırlamaları gerekir” dedi. 

Heval Ebubekir, Türkiye Konsolosluğu ve Dışişleri Bakanlığına son dört bombalamada sivillerin katledildiğini; yerlerinin, bağ ve arazilerinin hedef alındığını bildirdiklerini söyledi. 

 

* * *

Kürtler birlikte hareket etmeli

Dr. Ardeşir Pashang, Kürt parti ve oluşumları arasında mutlaka birlik sürecinin başlaması ve çatışmadan uzak durulması gerektiğini söyedi.

Rojhilat’ta yaşayan Uluslararası İlişkiler Uzmanı ve Ortadoğu’da Kürt sorunu konusunda doktora yapan Dr. Ardeşir Pashang, Kurdistan'ın herhangi bir parçasında yaşanacak olumsuz ya da olumlu bir gelişmenin diğer bölgeleri de doğrudan etkileyeceğini belirtti. MA'dan Adnan Bilen'e konuşan Pashang, “Dört parça Kurdistan'ın yanı sıra beşinci bir kesimi de ele almamız gerekiyor; o da her geçen gün önemi artan Avrupa ve Amerika'daki diaspora Kürtleridir. Dünyanın birçok ülkesinde şu an Kürtlerin durumu tartışılıyor. Ortadoğu’da gelişen kriz halinde Kürtlerin tek seçeneği birlikte hareket etmek ve birliklerini oluşturmaktır” dedi.

 

Kürtler arasında çatışma olmamalı

Kürt parti ve oluşumları arasında mutlaka bir birlik sürecinin başlaması gerektiğinin altını çizen Pashang, Kürtlerin bazı ilke ve maddeler etrafında bir mutabakata imza atmalarının önemine vurgu yaptı. Pashang, şunları söyledi:

* En önemli ve hayati olan şey, Kürtler arasında askeri bir çatışmanın olmaması için anlaşma yapmak ve bunu tüm Kürtlerin kırmızı çizgisi haline getirmektir.

* Doğrudan veya dolaylı olarak Kürt parti ve Kürt halkına zarar veren bölgesel ittifaklara kesinlikle katılmamaktır.

* Eğitim, demokratikleşme, kültür, kurumsal yapılanma, ekonomik ve ticari ilişkilerin güçlendirilmesi, farklı ülkelerle yapıcı, diplomatik ilişkilerin genişletilmesi gerekiyor.

Kürt sorununu çözmenin ve iyileştirmenin formülünün her dört devletle farklı olabileceğini kaydeden Pashang, "Mesela Türkiye ve İran'da demokratik ilişkiler ve demokrasi koşulları ne kadar iyi olursa o kadar Kürt sorunu çözüme yakın olur. Bu demokratikleşme sağlanırsa Kürtlerin koşullarının iyileşme şansı artar ve her şey Kürtlerin yararına olur. Suriye ve Irak'ta koşullar farklı, birbirine yakın formülleri var ve orada mevcut durumun istikrara kavuşturulması veya iyileştirilmesi için mutlaka birlik ve Batı desteğinin olması gerekiyor” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.