ESKERÊ BOYÎK: Eski Sovyetler Birliği’nde Kürt şiiri

Haberleri —

Bunlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun zulmü ve 1915-1920 yıllarındaki katliamlarından dolayı ana topraklarından kaçıp kurtulan Kürtlerdi. Aşiret yapısına sahip bu toplum, göçebe (koçer) ve yarı göçebe (nîvkoçer) bir şekilde yaşıyordu. Okur-yazarlığın lafı bile edilemezdi. Savaş, kaçış, katliam ve hastalıklar toplumu perişan edip sonunu getirmişti. Yetimhaneler Kürt çocuklarıyla doluydu. Toplum, oldukça çetin yaşamsal sorunlarla boğuşuyordu.
Bu ağır toplumsal ve ekonomik koşullar altında yeni devlet, ki onun durumu da oldukça kötüydü, yeni kanunlar oluşturdu. Kısa bir süre içinde okur-yazarlık oranının artırılması için kampanya başlatıldı, ulusal bir alfabe oluşturuldu, Kürt köylerinde anadilde eğitim veren okullar açıldı, eğitmenler yetiştirildi, anadilde kitapların basımı yapıldı, Ermenistan Yazarlar Birliği’nin bir kolu olarak Kürt Yazarlar Birliği kuruldu. Riya Teze gazetesi ve diğer ulusal kültür kurumları, ulusal edebiyatın ve elbette bunun içinde şiirin gelişimi için temel oluşturdu.
Kürtlerde bu konuyla uğraşanlar çok azdı ve başlangıçta inanç da pek yoktu. Bu zor koşullarda Ermeni aydınlar iyi niyetle bu işe öncülük yaparak, bu ülkede Kürt edebiyatının temellerinin atılması ve gelişimi için ön açıcı bir rol oynadılar. Bu aydınlardan bir kısmı Kürt toplumuyla birlikte yaşıyordu ve Kürtlerin dili, karakteri ve örf-adetlerini biliyordu.
Kürtlerde ilk eserleri geliştirenler, yetimhanelerde yetişen ve yetimlerin okudukları okullarda eğitim görmüş, oldukça genç insanlardı. Sovyet Kürtlerinin ilk yazarları olan Emînê Evdal, Heciyê Cindî, Casimê Celîl, Etarê Şero, Ahmedê Mîrazî, Wezîtê Nadirî ve bunların ardından da Qaçaxê Mirad, Ûsivê Beko ve başkaları şiirler yazıp bunları yayınladılar.
O dönemde yayınlanmış Kürtçe şiire ya da yazılı eserlere ilişkin yapılan araştırmalar, çoğunlukla dil alanında sözlü ve yazım kanunlarına ilişkin bu ilk eserlerin oldukça sade ve kutsallaştırıcı olduğunu ortaya koyuyor. Ya Sovyet döneminin komünist iktidarına övgü, sistemin öncülerini göğe çıkarma ya da geçmiş dönemi lanetleyen sövgüler...
Geçmiş döneme, sisteme ait her şey karanlık iken, Sovyet dönemi ise aydınlıktır; yoksulları kucaklayıp onlara mutluluk getirdi ve onları geçmiş dönemin zulmünden kurtardı.
O dönemin edebiyatında Ermeni şiiri, edebiyatı ve dilinin egemen etkisi gözle görülür şekildedir. Etarê Şero, okuma yetersizliğini gözler önüne sermenin yanısıra, şiiri halk söylencelerine, dengbêjliğin tadına doğru yönlendiriyor fakat dengbêjliği ve kendi özgün söylencelerini eserlerinin temeli haline getiremiyor.
Ahmedê Mîrazî ve Wezîrê Nadirî’nin eserlerinde klasik Kürt edebiyatının kokusu geliyor ancak olgunluk henüz görünmüyor. Ne yazık ki, erken yaşta hayata gözlerini yuman Wezîrê Nadirî’nin ömrü, asıl eserlerini ortaya koymaya yetmedi.
Qaçaxê Mirad ve Ûsivê Beko’da şiirin kıvılcımları ortaya çıkıyor. O dönem şairlerinin eserleri incelendiğinde, bu şairlerin kendilerine yol açmaya, kendi özgün söylencelerini dile getirmeye yönelik istemleri açık görülse de, siyasi fikirlerin şiiri boğduğu ve onları bir söylence sığınağına yönlendirdiği anlaşılıyor. Yukarıda isimleri dile getirilen bu şairler daha sonraları halk destanlarına da el atmışlardır.
Bu şairler, şiir tekniği oluşturma yerine, birçok konuyu halk söylencelerinden alarak, o destanların içeriğine dalıp, onları kendi siyasi düşüncelerini ifade etmek için kullandılar. O destanların içeriğinde, geçmiş dönemin eleştirisini ve sosyalizmin aydınlığını görmeye çalıştılar. Bunu yaparken de, yollarını kaybederek bir çıkış yolu bulamadılar. Bu nedenle yazdıkları destanlar yanlış, çarpıtılmış, sakat ve değerleri de halk içinde anlatılan biçimdekilerden oldukça düşüktür.
1937-1955 yılları arasındaki bu süreç, Sovyet Ermenistanı’nda gelişim seyrine giren Kürt kültürüne oldukça büyük bir zarar verdi. Ancak, bu süreçte aynı zamanda Kürt edebiyatının geleceği için bir temel de atılmış oldu.
50’li yılların ortaları, aynı zamanda Sovyet Kürtleri için kültürel gelişimin yaşandığı yıllar oldu. Riya Teze Gazetesi yeniden yayınlanmaya, Erivan Radyosu da yeniden Kürtçe yayına başladı. Eğitmen yetiştiren okullar açıldı. Ermenistan Yazarlar Birliği’nin bir kolu olan Kürt Yazarlar Birliği çalışmalarını ilerletti, Ermenistan Bilimler Akademisi’nin Doğu Bilimleri Enstitüsü’nde Kürdoloji Bölümü açıldı. Pek çok Kürtçe kitap yayınlandı...
Bu kez meydan boş değildi, döneme öncülük eden Kürtler vardı. Heciyê Cindî, Emînê Evdal, Ahmedê Mîrazî, Casimê Celîl için en verimli yıllardı. Devletin değişik kademelerinde çalışan Qaçaxê Mirad, Ûsivê Beko, Eliyê Ebdilrehman, Nado Maxmûdov, Mîroyê Esed, Xalîl Mûradov ve başkaları da onlara yetişti. Erebê Şemo da sürgünden döndükten sonra daha gelişkin eserler üretti, 30’lu yıllarda yazdıklarını yeniden gözden geçirdi. Bunların çoğunluğu açık yazım üzerine yoğunlaştı.
Bilim insanı Emînê Evdal, üzerinde çalıştığı pek çok Kürdoloji, söylence, şiir ve destansı eseri yayınladı. O’nun Gulîzer adlı eseri, adını anmaya değerdir. Bu destan, Erivan Radyosu’nda da okundu ve dinleyicilerin büyük beğenisiyle karşılaştı.
Yazar, şair Casimê Celîl, araştırıp antoloji haline getirdiği birçok şiir ve destanı yayınladı. O’nun biraraya getirdiği, Elegez, Beyt-serhatiyên kurdan yê evîntiyê, Kanya dê, Ocaxa min, Kilamên çiya, Oda curda ve Kurdê Bengî adlı eserleri yayınlandı.
Qaçaxê Mirad ve Ûsivê Beko da birçok şiir antolojisinin sahibidirler. Eliyê Ebdilrehman da, açık yazım eserlerinin yanı sıra birçok şiir antolojisi eserin sahibidir.
Bu birikim ve temel üzerinde, gerçek edebiyatın sesi de 60’lı yıllardan sonra duyulmaya başladı: Şikoyê Hesen, Mîkayêlê Reşîd, Fêrîkê Ûsiv, Simoyê Şemo, Egîtê Şemsî, Rîzalyê, Eskerê Boyîk, Tosinê Reşîd, Çerkezê Reş, Elîxanê Memê, Bariyê Bala...
Bunlardan bir kısmı yarattıkları büyük eserlerle, bir kısmı da çalışkanlığı ve bilgisiyle yol alıp ilerlerken, okuyucular tarafından da tanınıp değer gördüler.
Mîkaîlê Reşîd de, yarattığı oldukça değerli eserleriyle eski Sovyet döneminin en tanınmış şairlerindendi. O, edebiyat eğitimini, aynı zamanda dünya edebiyatının da en önemli merkezlerinden biri olan Moskova’daki Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü’nde almıştı. Sovyet dönemi modern Kürt şiirinin öncüsü olan Mîkaîlê Reşîd, modern dünya şiirinin pek çok tarzını Kürtçe şiirde kullandı. Şiirlerinde modern şiir tekniğini bilimsel bir şekilde Kürt klasikleri ve halk söylencelerinde kullanarak, yeni ve hoş bir biçim ve içerikle işledi. O’nun bazı şiirleri, modernliğin yanısıra ulusal kalıba da girerek, sevilen stranlara dönüştü.
1961’de Şikoyê Hesen’in Qalçîçek ve Fêrîkê Ûsiv’ın Çevkanî adlı şiir kitapları  yayınlandı. Yayınlanan bu iki kitap, Sovyet Kürt şiiri içinde yer edindi ve her iki şair de kısa bir süre içinde okuyucular tarafından oldukça beğenildi.
Şikoyê Hesen, ekonomik sıkıntılar ve iyi bir çevreye sahip olmaması nedeniyle tüm gücünü halkının edebiyatının gelişimi için kullanamadı. Tembura kurda ve Meremê dilê kurd adlı oldukça değerli iki şiir kitabını yayınladıktan sonra, henüz 48 yaşında iken hayata gözlerini yumdu.
Fêrîkê Ûsiv oldukça geniş bir birikim yarattı ve ardından da çok büyük ve zengin bir miras bıraktı. O’nun yayınlanmış şiir kitapları şunlar: Gula Elegezê, Lîrîka, Ûsivê Nebya, Narê, Hisretdefter (‘Bihara teze’ antolojisinde N1), Dinya Delal (‘Bahar’ antolojsinde N6).
Bir güzelleme ustası olan Fêrîkê Ûsiv, güzel, renkli, yeni bir tarz ve içerikteki şiir ve destanlarıyla asil modernliği Kürt şiirine kattı. Klasik tarzdan fazla uzaklaşmadı, ancak tarzıyla onu zenginleştirdi, daha da renklendirdi. Sözün kısası; ölümsüz Kürt şairlerin köşkünün yanına kendi köşkünü inşa etti. O’nun, Ûsivê Nebya, Xewna Mîrmîh, Rihana Reşo, Hisret ve diğer destanları, yalnızca onun en önemli eserleri olarak ele alınamaz; aynı zamanda bunları en büyük klasik destanlarımızın yanına da yerleştirebiliriz.
O, kendi küçük köyünden dünyanın en önemli meselelerine kadar yoğunlaşabilen; köylülerin sade yaşantısından gelişkin felsefe ve insanlık bilgeliğine uzanan; halkın binyıllık geleneksel anlatı, hikaye ve destanlarından günümüzün bilimsel destanlarının gelişimine hakim olacak kadar oldukça derindi. Bu, hassas ve nazik şairin yüreği her sorundan etkileniyor, onları yüreğinin ateşi içinde, sevgi ve asil yaratıcılığından geçirip, okuyucuyla tartışarak, sorulara cevap veriyor ve yine güzelliğin ölümsüz yaratıcılığıyla okuyucuya sunuyor.
Simoyê Şemo, Egîtê Şemsî, Rizalyê Reşît, Sihîdê Îbo ve Karlênê Çaçanî özgün şiir yolunun değerli yolcularıdır. Eskerê Boyîk, Tosinê Reşîd, Çerkezê Reş, Elîxanê Memê ve Bariyê Bala da sonraki nesillere görkemli bir aydınlık, derinlik ve nefes getirdiler.
Böyle kısa bir yazıda, bu son 65-70 yılda Kürt şiiri hakkında yapılan herşeyi anlatma, değerlendirme ve analiz etmenin imkanı yok. Bu, böyle bir makalenin değil, onlarca edebi çalışmanın konusu olacak kadar geniş bir konu.
Sovyet Kürtlerinin edebiyatı, tür ve içerik olarak Kürt edebiyatı içinde kendi başına özel bir koldur. Şüphesiz, gurbette geliştirilmiştir ama etle kan gibi daima ülkesiyle de bağı olmuştur.
Ermenistan’da Kürt kültürünün gelişimi 90’lı yıllara kadar devam etti. Ancak, milliyetçi şovenist güçlerin öne çıkması ve Sovyet sisteminin çöküşü sonucu Kürt kültürünün buradaki yapısı da çöktü.

- Kürtçe’den çeviri: HALİL DALKILIÇ

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.