Eskerê Romê’nin katliamları - Veysel IŞIK

Haberleri —

Sabahın seherinde yüzünü buz gibi su ile yıkayıp, uykulu halinden kurtulmak istedi. İki odalı bir evde yan yana serilmiş yataklarda çocukları ile dalmıştı uykuya. Koyun yününden yapılmış yatak, yorgan ve yastıklar. Yıllardır aynı yatakları kullandıkları için incelmiş ve sertleşmişti. Sertleşmiş ve incelmiş yataklar deyince aklına kızı Delal geldi. Aynı yataklarda Delal da uyumuştu. An an, gün gün, ay ay, yıl yıl bu dört duvar arasında zamanını geçirmişti. Hayata dair azmini, isteğini ve hedeflediği planını gerçekleştirmek için yirmili yıllarına kadar gecesini gündüzüne katarak ders çalışmış, kitap okumuş ve bu düzeni değiştirmek için mücadele etmişti. İlk kurtuluşu mesleki başarıda görmüş olacak ki bu konuda gurbete düşmeyi de göze almıştı. Gurbet dönüşü anne ve babasından eskerê Romê’nin katliam dolu hikayelerini dinlemişti.

Delal’ın doğduğu ve yaşadığı köyde eskerê Romê hikayeleri hem ninni olmuş, hem de acı dolu hikayeler olarak dilden dile yayılmıştı. Şêx Said isyanı sonrası eskerê Romê köy ve kasabaları basmış. Yakaladığı erkeklerin çoğunu süngülerden geçirmiş, katliamlarına yeni soykırımlar eklemişti. İsyan sonrası direnme azmi kırılmış, birçok insan eskerê Romê’nin verdiği ‘sizlere dokunmayacağız’ sözlerine inanmış, insanların bu katil ve soykırımcılara inanmaları onların sonu olmuştu. Toplu olarak bir birlerine bağlanan bu insanlar eskerê Romê’nin süngülerine kurban olmuştu. Bu duruma öfkeliydi Apê Hacî. ‘O zaman bu çocuklar olsaydı, bu asil çocuklar, boyun eğmeyen çocuklar, tanka, topa kafa tutan bu çocuklar, bırakmazdı bu lanetliler, halkımıza bu kadar rahat el uzatsın’ diye iç çekti.

Apê Hacî’nin babası eskerê Romê’nin hikayelerini anlatmıştı hep. Hem de defalarca ve yıllarca. Aynı hikayeleri Apê Hacî kızı Delal’e de anlatmıştı. Yaslardı Delal başını Apê Hacî’nin göğsüne. Başlardı Apê Hacî hakikatı anlatmaya. Anlatırdı anlatmasına fakat her seferinde gözyaşları damlardı Delal’in yanaklarına. Saklamak istediği gözyaşları. Bu gözyaşları Apê Hacî’nin inadına rağmen dökülürdü gözlerinden. Sadece bir yerde yaşanan katliamdan bahsetmiyordu. Bir adım ötedeki köyde de aynı katliamlar yaşanmıştı. Yöntem hep aynıydı. Erkekler ve kadınlar ayrı ayrı toplatılır. 15 yaşından küçük erkek çocuklar da kadınların yanına gönderilir ve sonra eskerê Romê’nin süngülü katliamları başlardı. Eskerê Romê bu katliamları genelde dere kenarlarında, yüksek tepelerde yaparlardı. Cenazeler de orta yerde bırakılıp öylecene gidilirdi. Yeni bir katliam için başka mezra, köy, kasaba vb yerleşim yerlerine yol alırlardı.

Apê Hacî, “Delalamın babam anlatırdı. Birgün sabahın erken vakti eskerê Romê köye geldi. Önüne gelene selam verdi. Gruplar halinde komşulara dağıldı. Çay ve yemek istedi. ‘Dema maciriyê bû (kıtlık zamanı).’ Köylüler elinde-avucunda ne var idiyse seferber edip eskerê Romê’ye yemek ve çay ikramında bulundu. Eskerê Romê karınlarını doyurup bir süre dinlendikten sonra, tüm köylülere haber saldı. ‘Herkes caminin önünde toplansın’ diye. Sonra eskerê Romê etrafımızı sardı. Kadınlar ve küçük çocuklar sağ tarafa ayrılsın dediler. Herkes şaşırmıştı. Ne oluyor diye. Ben 9 ya da 10 yaşındaydım. Ben de kadınlar tarafına geçtim. Önce erkeklere kadînêye (samanlık) girin denildi. Erkekler koyun gibi arka arkaya samanlığa girdi. Kadınlara da siz caminin içine girin denildi. Bu arada bir telaş başlamıştı. Eskerê Romê’den birisi bağırdı. ‘Benzin ve ateş getirin’ dedi.

Bu hazırlıklar sürerken artık ne olduysa erkekleri samanlıktan tek tek çıkarıp elleri bendê barı (yük ipi) bağlamak için kullandığımız ipliklerle bir birlerine bağlayıp haaa şu tepeye doğru götürdüler. Tam tepenin üstünde hepsini süngülerle katlettiler. Onlardan sadece bir kişi kurtulmuştu. O da cenazelerin altında kaldığı için kurtulmuştu” diye anlatmıştı eskerê Romê’nin katliamları. Eskerê Romê’nin katliam ve soykırımları Dersim, Geliyê Zîlan, Halepçe ve Roboskî’de aynı yöntemlerle devam edince Delal yönünü özgürlük alanlarına çevirmişti. Delal gitti gideli eskerê Romê Apê Hacî’yi sık sık ziyaret etmiş ve kızını geri getirmek için yardımcı olacaklarını söylemişti. Apê Hacî bu askerleri her gördüğünde aklına katliam yapan eskerê Romê gelirdi ve gelen polislere dönüp “Benim kızımı kimse kandırmadı. O kendisi karar verdi ve dağa gitti. Delalım yıllarca okumuş ve sizin yaptığınız katliamların hikayeleriyle büyümüştür. Benim kapıma gelmeyin ve Delalım için benden bir talepte bulunmayın. O inandığı ve doğru bildiği yerdedir” deyip soykırımcıları geri göndermişti.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.