ESRA ÇİFTÇİ: Efsane ozan Victor Jara

Haberleri —



Şarkım ne gelip geçici övgüler düzer,
Ne de başkalarına ün katar…
Yoksul ülkemin,
Kök salmıştır toprağına.
Orada, her şeyin bittiği
Ve her şeyin başladığı yerde,
Söylerim o her zaman yiğit ve derin
Sonsuza dek yeni olacak şarkıyı.


Victor Jara’nın ismini ve sesini ilk duyduğumda sanırım ortaokul öğrencisiydim. Sesinin tınısı kulağıma ilk çaldığından bu yana Jara’nın isyanını hep içimde hissetmişimdir. Söylediği dil bana yabancı da olsa, hiç anlamasam dahi şarkılarındaki hüzün ve dirençli sesi beni hep büyülemiştir. Bazen bir dili bilmeden de anlayabiliyor insan. Jara’nın hayat hikayesini ve mücadeleci yaşamını öğrendikten sonra daha bir saygı duyarak, o yıllardan bu yana Jara’yı dinlemekten hiç vazgeçmedim… Gerek sesi, gerek söylediği şarkılar, gerekse de direnişçi duruşuyla beni o günden bugüne etkileyen sayılı insanlar arasındadır.
O’nu çoğumuz “Venceremos” (kazanacağız) şarkısıyla biliriz ama benim en çok sevdiğim şarkılarından biri de “Comandante Che Guevara” (Komutan Che Guevara)’dır…

Senin cesaretinin güneşinin
Ölüme set çektiği
Tarihin doruklarından beri
Seni sevmeyi öğrendik
İşte tam burada
Senin sevgili duruşunun
Duruluğu ve içtenliği
Komutan Che Guevara

Jara, Che’ye olan hayranlığını her fırsatta dile getiren, bunu da şarkılarında seslendirerek anlatan bana göre dünya tarihinde gelmiş geçmiş en önemli ozanlardan biridir… Che ve Jara’nın benzer yanları da vardır. Her ikisi de halkının onurlu mücadelesinin yanlarında olan, iktidarı ellerinin tersiyle iten, halkıyla yan yana yürüyen iki yiğit devrimci. Biri dağlarda gerilla, diğeri şarkıları ile efsane… İkisinin son yolculuğu da farklı değil, faşist diktatörler tarafından işkenceyle katledildiler… Her ikisinin de tüm vücutları delik deşik edilmesine rağmen çok yakışıklıydılar…
Victor Jara’nın hayatı…
Victor Lidio Jara Martinez 23 Eylül 1932 yılında Santiago’nun dışındaki küçük bir köy olan Loquen’de yoksul bir köylü çocuğu olarak dünyaya geliyor. Hani tabiri caizse tam bir halk çocuğu, alkolik ve annesine eziyet eden bir adamın asil çocuğu o… Jara daha küçük bir çocukken babası evi terk ediyor. Daha sonra annesinin büyük emek ve çaba sarf ederek büyüttüğü Jara’nın, şarkı söylemesinde annesinin payı büyük oluyor. Annesi de şarkı söyleyip gitar çalmış ve Şili halk müziğini oğluna öğretmiştir.
Jara, annesi öldükten sonra muhasebe eğitimini yarım bırakmış, İlahiyat okuluna gitmeye karar vermiş. Kilise korosunda müzik bilgisinin temellerini atmış. Okul bittikten sonra rahiplik yapmıyor, dine olan inancını yitiriyor ve çeşitli yerlerde ufak tefek işler yapmaya başlıyor ve kısa bir süre sonra askere gidiyor. Dönüşünde, Şili Üniversitesi’nde Tiyatro Okulu’na giriyor. Başarı göstererek oyunlar yönetmeye başlıyor, bu arada Şili Üniversitesi korosuna giriyor. Nueva Cancion (Yeni Şarkı) akımının kurucusu olan Violetta Parra ile tanışıyor ve Afrika kültürleriyle kaynaştırarak “Yeni Şarkı”yı oluşturuyor. Yeni Şarkı kısa zamanda emperyalizmin ve sömürgeciliğin karşısında bir simge haline geliyor. Bu akım o yıllarda birçok sanatçı ve aydının katıldığı, devrimci bir harekettir de ayrıca… Jara, Violeta Parra’dan çok etkileniyor, Parra Santiago’da küçük bir cafe sahibi ve geleneksel Şili halk müziği hayranı olan bir sanatçıdır, hayatı mücadele ile geçen bu kadın çok genç yaşında intihar eder. Parra’nın ölümü Jara’yı çok etkiler…
Zamanla Jara’nın şarkıları halk arasında söylenmeye başlar. 1966 yılında ilk albümünü çıkartır, takip eden yıllarda tiyatroda yönetmen olarak çalışır, ancak şarkılarına ve politik hayatında gitgide daha fazla zaman harcar. Jara, 1970 seçimlerinde Şili’deki sol muhalefetin sesi Unidad Popular (Halkın Birliği) ve Salvador Allende’yi destekliyor. Victor Jara bir halk sanatçısıdır ama ülkesinde olup biten politik olaylara da seyirci kalmaz. Zamanla Şili politik dünyasına angaje olur ve bununla ilgilenmeye başlar. 1970 yılında tiyatroyu terk eder ve tamamen müziğe yoğunlaşır.
Fabrikalarda, tarlalarda, okullarda dilden dile dolaşan şarkıların hüzünlü sesi Victor Jara, müziği ile ilgili açıklama yaparken, bir zamanlar yakın dostu olan Parra’ya hitaben, “Violeta Parra’dan teslim aldım bu duyguyu. Yapmakta olduğumuz şeylerin kıtasal değeri olduğuna, kitleleri sürüklediğine inanıyorum. Devrimci şarkı, devrimci güçtür. Bütün üçüncü dünya ülkelerinde sözü geçen güçlü silah” der.

Tutuklanması ve öldürülmesi…

11 Eylül 1973 yılında Augusto Pinochet’in gerçekleştirdiği askeri darbe sırasında Jara, Teknik Üniversite’deki işi başında tutuklanır ve birçok yoldaşı gibi Estadio Chile’de (Şili stadyumu) işkence görür.
16 Eylül 1973… Victor Jara’nın ölümüne saatler vardır. Son şarkıyı bestelemektedir. Tutsaklar öldürülmekte, işkenceden geçirilmektedir. Birden Şili Ulusal Stadyumu’nu dolduran binlerce devrimci arasında bulunan Victor Jara, gitarıyla Unidad Popular’ın ünlü şarkısını, “Venceremos”u söylemeye başlar:
Venceremos! / Kıralım zincirlerimizi! / Venceremos!/ Zulme ve yoksulluğa paydos! / Biz kazanacağız…
Stadyumda binlerce devrimcinin hep bir ağızdan eşlik edip söyledikleri bu şarkı, stadın en yüksek rütbeli gestapo subayı, Pinochet’in sağ kolu, işkenceci Albay Mario Manriguez Bravo’yu öfkelendirir. Havaya ateş emrini verir. Stadyum mermi sesleri ile inlerken şarkı hala devam etmektedir. Ateş kesildikten sonra, şarkıyı söyleyeni aramaya başlayan askerler Jara’yı bulurlar ve gitarını çalamaması için önce ellerini kırarlar. Ancak Jara, şarkıyı söylemeyi sürdürmektedir. Jara’nın katili olarak tarihe geçen “Prens” lakaplı Edwin Dimter Bianchi, Jara’nın kafasını dipçikle parçalar. Bedenini delik deşik ederler. Yetmez… Parmaklarını keserek tribünlerin önüne asarlar. Jara artık direnişin simgesi olmuştur. Elbette söylediği şarkı “Venceremos” da…
Victor Jara’nın işkence edilmiş, 44 mermiyle delik deşik edilmiş bedeni dört gün sonra Santiago Mezarlığı yakınlarında bulunur ve eşi Joan tarafından toprağa verilir…
Şili’deki Pravda muhabiri Vladimir Çernisev, Jara’nın son anlarını şöyle anlatıyor:“Victor Jara dudaklarında şarkıyla öldü. Onu yanından hiç ayırmadığı refakatçisiyle, gitarıyla birlikte stadyuma getirdiler. Ve şarkı söylemeye başladı. Öbür tutuklular, gardiyanların ateş açma tehdidine rağmen melodiye eşlik etmeye başladılar. Sonra bir subayın emri ile askerler Victor’un ellerini kırdılar. Artık gitar çalamıyordu ama zayıf bir sesle şarkı söylemeyi sürdürdü. Bir dipçikle kafasını parçaladılar ve diğer tutuklulara ibret olsun diye ellerini kesip tribünlerin önüne astılar…”
Viktor Jara’nın, Eylül 2003 tarihinde öldürülüşünün 30. yıldönümünde katledildiği Estadio Chile’nin (Şili Stadyumu) ismi Estadio Victor Jara (Victor Jara Stadyumu) olarak değiştirilmiştir… Bir Eylül ayında doğup, yine bir Eylül ayında gencecik yaşına rağmen yaşama veda eden Victor Jara’yı, katledilişin 39. yılında sevgiyle anıyor ve  onun devrimci mücadelesini saygıyla selamlıyorum…

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.