FOLKLOR vazgeçilmez değerimiz

Haberleri —

HIDIR ATEŞ / BERLİN


Berlin DKTM bünyesinde karma ve kadın ekiplerinin folklor kursu devam ediyor. Kursun eğitmeni Ümit Doğan, “Folklor, davulu ve zurnasıyla, kendine özgü motif ve figürleriyle halkımızın kimliği ve rengini yansıtıyor. Gençlerimizin kurslara katılmaları bize umut veriyor” diyor. 

Folklor olarak adlandırılan halk biliminin asıl konusu insandır. Kültürel şekillenme ve motifleri insanın varoluşuyla başlar. Tarih kadar eski olan bu alanda; destan, masal, efsane halk hikayeleri, türkü, bilmece, fıkra, özdeyişleri buluruz. Sevinç ve acılar, dil, sevgi, saygı, barış, güven inancı ve ahlaki değerler folklarla içiçedir. Kısacası bir halkın ve toplumsal kesitin tarihi hakkında bilgi sahibi olmak isteniyorsa kültürel mirasına bakmak gerekir.

Kültürel asimilasyona karşı tavır

Bu kadar değerli olan bu miras, sömürgeci sistem ve kapitalist modernite tarafından asimile ve yok olma tehdidi altında. Bunun en somut ve canlı örneğini Türk devletinin Kürt halkının kültürel değerlerine ve mirasına karşı inkar ve imha politikalarında görürüz. 

Kürtlerin diline yasak koyan Türk sömürgeciliği; başta folkloru, halk türküleri gibi birçok kültürel değerlerini kendi adına tescillemiş. Yıllarca Fransa’nın Lyon kentinde yapılan halk oyunlarında Kürt folklorunun figür ve motifleriyle birincilikler almıştır.

Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle kültürel asimilasyona tavır konularak; bu alana dair çalışmalar kazanıma dönüşmüştür. Kürt Kültür kurumlarında oluşturulan Kültür Komisyonları tarafından yapılan kurslar ise gelecek açısından umut verici. 

Berlin DKTM’de folklor kursu

Berlin Kürt Demokratik Toplum Merkez Kültür Komisyonu tarafından organize edilen folklor kursuna büyük bir ilgi var. Kurs eğitmeni Ümit Doğan’la kurslarla iligili konuşuyoruz. Berlin doğumlu olan Ümit Doğan, 29 yaşında. 2003’ten beri halkoyunlarında aktif. 2007 yılında halkoyunları eğitiminden mezun olan Doğan şimdi Berlin’de ders veriyor. Doğan’ın verdiği bilgiye göre, Berlin NAV-DEM Kültür Komisyonu tarafından organize edilen folklor kursu teknik sorunlardan ötürü Ocak ayında başlamış. Kurs karma ve kadın ekibi olmak üzere iki ekiple devam ediyor. Kurslar Pazar günü veriliyor. Haberimizi hazırlarken kadın ekibinin 3-4 Haziran’da yapılacak Mîhrîcan’ın provalarına denk geldik.

Kurslar umut veriyor 

Mezopotamya’nın en kadim halklarından olan Kürtlerde folklorun tarihsel bir derinliği ve yaşamla bağının olduğunu belirten eğitmen Doğan amaçlarıyla ilgili şunları söylüyor: “Asıl amacımız Kürt halkının kültürel değerlerini, asırlar önce sürdüğü yaşam tarzını devam ettirmek. Her Kürdün özellikle her Kürt gencinin bu değerlere sahip çıkması lazım. Davulu ve zurnasıyla, kendine özgü motif ve figürleriyle halkımızın kimliği ve rengini yansıtılıyor. Gençlerimizin de bu kurslara katılmaları bize umut veriyor.”

Hedef tüm yöreleri oynamak

Ağırlıklı olarak Kuzey Kürdistan bölgesindeki oyunları oynadıklarını belirten Doğan devamla şunları ekliyor: “Ağrı, Van, Muş, Bitlis, yöresini; Urfa, Adıyaman, Mardin ve Hakkari yöresini oynuyoruz. Fırat’ın batısında kalan bölgeler asimilasyona daha çok uğradığından dolayı her yöreye hitap etmek ve öğretmek için çaba sarfediyoruz. Şu an programımız Dicle nehrinin doğusunda olan bölgeler. Bu bölgeler kültür ve tarihlerinden fazla uzaklamamış. Hedefimiz tüm yöreleri oynamak.”

Motifler doğal yaşamdan

Folklor oyunlarının motif ve figürleri mensup oldukları halkların yaşamını, doğayla olan muhabbetlerinin iz düşümü adeta. Uzun yıllar doğallığını koruyabilen Kürt halkının folklorunda bu daha belirgin. Eğitmen Ümit’i dinliyoruz: “Bu konuda Kuzey Kürdistan daha çok zenginlik taşıyor. Örneğin Bitlis yöresinde aşiretlerden kalma kavga figürleri, Ağrı’da hayvan taklitli Kaz oyunu, Bingöl’de Kartal oyunu var. Adıyaman, Urfa yörelerinde tarla ve çiftçilikle içiçedir. Galuç oyunu orakla oynanıyor. Terliyorsun, susuyorsun, acıkıyorsun. Kuraklığa karşı yağmur duasına duruyorsun. Bir önemli özelliği de kadın-erkek birlikte bir yaşamın, emeğin motifleri veriyor. Urfa’da Kımıl oyunu buna örnektir. 

Gençler kültürlerine sahip çıksın

Gençlere çağrımız; asırlara dayanan bu tarihine, kültürüne sahip çıkmaları ve öğrenmeleridir. Nasıl ki bir düğünde hevesle çıkıp oynuyorlarsa, kurslara katılarak bunu geliştirebilirler. Kürdistanlıların festivallerde, etkinliklerde yüzlerce kişinin bir elden çıkmış gibi hayranlık uyandıran govendlerindeki tılsımı burada yatıyor. Eksikliklerimizin başında kostümler geliyor. Her yöreyi kostümleriyle oynamak istiyoruz. Halkımızın çabası ve desteğiyle bunları aşacağımıza inanıyoruz.”


Kültürümüzü tanıyalım

Kadın ekibinin kursuna katılan Rojda Yıldız (halay başı) duygularını şöyle dile getiriyor: “5 aydır kursa devam ediyorum. 2007’de iki sene, 2011 yıllında da bir yıl folklor kursuna katıldım. Bu tür kurslara katılarak kültürümü tanıyorum. Sadece oyun oynamak amacıyla değil; tarihimi öğrenmek istiyorum. Gençlerimizin farklı kültürlere özendiğini görüyorum. Önce kendi kültürümüzü öğrenmeliyiz. Gençlerimize çağrım: Bu tür çalışlamarda yer alarak kendi topraklarında nasıl yaşadıklarını, tarihi ve kültürel değerlerini tanımaları.”


paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.