Fransa; vatandaş değil asker istiyor

Fransız olabilmek için önce 15 yaşında bir Fransız gibi Fransızca konuşma şartı birincil koşul. Vatandaşlık başvurusu yapanlar öncelikle yazılı ve sözlü dil sınavından geçecekler. Vatandaşlık koşulları elbet bununla sınırlı değil. Yeni uygulama hem vatandaş olmak isteyene hem de varsa çocuklarına çok sayıda hükümlülük getiriyor. İkinci önkoşul, Fransa devletine sadakat! Fransa’ya “sadık” kalınacağına dair bir belge imzalama şartı, Fransa ordusunda askerlik yapmak isteyecek adaylara uygulanan sisteme benziyor. Vatandaşlık talebinde bulunanların, “Fransa’nın temel çıkarlarına aykırı eylemlerde bulunmayacaklarına” dair hükümlerin altına imza atmaları isteniyor. İmzalanacak belgede, adaylara dair yükümlülükler bulunuyor ve buna uymayanlar Fransız vatandaşlığından çıkarılacak. “Sadakat” belgesini imzalamak işi çözmüyor. Ardından; tarih, kültür, sosyal değerler hakkında bilgi kontrolü için yapılacak 12 soruluk test, vatandaşlık maratonunun üçüncü etabı! Bu ülkede en ufak bir olaya karışmamış olmayı becermeniz vb birçok detay içeren yeni uygulamaya göre; trene biletsiz bindiyseniz, park yasağı olan bir yere aracınızı park edip cezasını ödemediyseniz ya da oturum izni olmayan biriyle evlilik gibi bir “gaflette” bulunduysanız ‘uzun ve yorucu vatandaşlık işlemleri maratonuna katılmaya kalkışmayınız’ diyorlar!
Son iki yılda Fransa’ya iltica ya da ekonomik nedenlerle giriş yapmış 145 bin göçmen ise sınırdışı edildi. Şuan foyer ya da gözetimevi denilen yerlerde son aylarda başvuru yapmış 60 bin insanın olduğu, göçmen dernekleri tarafından hazırlanan raporda belirtiliyor. Başvuru yapmış olan göçmenlerin işlemleri 15 ile 45 gün arasında değişen sürelerde netleştirilip ve kısa bir zaman dilimi içerisinde sınırdışı kararları ellerine tutuşturuluyor. Sığınma talebinde bulunan göçmenlere yapılan uygulamalar, dosyalarının sağlıklı koşullarda incelenmediği, göçmenlerin başvuru şanslarının ellerinden alınması vb nedenlerle geçtiğimiz ay avukatlar greve gitmişti. Avukatların yapmış olduğu grev süreci değiştirmeye dönük bir etkide bulunmadı. Çünkü en başta avukatların savunduğu göçmenler kendi haklarını savunan ve bunun için mücadele eden bir konumda durmadılar.
Fransa’da en büyük göçmen gruplarından biri de Kürtler. Fransa’da 250 binin üzerinde Kürt yaşadığı tahmin ediliyor. Son yıllarda yapılan vatandaşlık başvurularında Kürtler, diğer uluslardan farklı olarak bir de “terör”le bağlantılı olmak suçlamasıyla karşılaşıyorlar. Bugüne kadar bu uygulamaya karşı hukuksal bir girişimde bulunulmadı. Sadece süreç bununla da sınırlı değil. Fransa iltica kurumu olan OFPRA’nın geçtiğimiz yıl Türkiye’yi Güvenli Ülkeler Listesi’ne alma girişimi, avukatların çabalarıyla geri alınsa da fiiliyatta bu karar işletiliyor. Son altı ay içerisinde iltica talebiyle mahkeme önüne çıkmış Kürtlerin yüzde 80’ni red kararıyla karşılaştı.
Fransa’nın tutumu çok net; ‘daha fazla göçmen istemiyorum ve var olanı kontrol altında tutmak istiyorum’! Fransa’da çok sayıda göçmen derneği bulunuyor. Göçmenlere dair yeni uygulamalar, vatandaşlığın neredeyse Fransız askeri olmakla eşleştirildiği vb birdizi gelişme yaşanırken göçmen örgütleri sessizliğini koruyor.
