Gelîye Godernê yok ediliyor!

Toplum/Yaşam Haberleri —

Gelîye Godernê son hali

Gelîye Godernê son hali

  • Silvan Barajı nedeniyle sular altında kalacak Geliyê Goderne’de tahribat günden güne büyüyor. Patlamalar sonucu 400 yıllık köprü zarar gördü. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı yeni filizlenmiş ağaçların kesilmesinin suç olmadığına karar verdi.
  • Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi avukat Aydın Özdemir ise “Yaptığımız tüm başvuruları sonuçsuz bırakmaya çalışıyorlar. Bölge, doğaya, canlıya ve ekolojik yaşama saygı gösterilmeden tam anlamıyla talan edilmektedir” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU/AMED

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında planlanan Silvan Barajı, Geliyê Godernê’yi (Godernê Vadisi) yok ediyor. Baraj henüz faaliyete geçmeden dahi birçok zararın verildiği Geliyê Godernê’de bir yılı aşkın süredir yapılan ağaç kesimlerinin ardından tarihi Taşköprü patlatılan dinamitler sebebiyle zarar gördü. Taşlar vadi sularına gömüldü, ağır iş makinelerinin çalıştığı bölgede tarihi mağaralarla dolu tepeler ise dümdüz edildi. Vadide yaz ayından bu yana gerçekleşen ağaç kesimlerinin yanı sıra patlamalar nedeniyle halkın evleri de zarar gördü.

Dinamit patlamalarının devam ettiği bölgede Taşköprü’nün zarar görmesinin ardından alan trafiğe kapatıldı. Köprünün karşı tarafına büyük beton bir boru konularak geçiş yolu için yapılacak olan viyadüğün çalışmalarına başlandı. Binlerce ağacın kesildiği bölgede çalışmaların sürdüğü yolun iki tarafında yer alan karakollar ise dikkatlerden kaçmadı. Giriş ve çıkışların kapatıldığı bölgede işçiler köprünün üzerindeki borunun içinden geçerek çalışma yaparken, herhangi bir önlemin alınmadığı  görüldü.

 

 

Ağaç kesmek ‘suç’ değilmiş!

Taşköprü’ye verilen zararın ardından Diyarbakır Barosu konuya dair suç duyurusunda bulundu. Baro, daha önce de Amed Ekoloji Derneği ve Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası ile ağaç kesimleri için hem Orman Genel Müdürlüğü hem de Savcılığa dönük suç duyurusunda bulunmuş; vadideki ağaç kıyımı başta olmak üzere vadinin su altında bırakılmasının ekolojik dengeyi bozacağı endişesi ile yürütmeyi durdurmak talebiyle mahkemeye başvurmuştu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı yapılan başvuruyu hiçbir rapor ve değerlendirmeyi esas almadan takipsizlikle kapattı. Savcılık kararında bölgede ağaç kesiminin yapılmasının suç teşkil etmediği savunuldu.

Başvuruya yanıt veren Orman Genel Müdürlüğü ise, ağaç kesiminin kanuna uygun bir şekilde yapıldığını, 6831 sayılı Orman Kanununun 40’ncı Maddesi kapsamında çalışmanın, mahallelerde bulunan hak sahibi köylülere ve kooperatiflere verilerek yapıldığını belirtti. Konuya dair bölgedeki izlenimler ve yerel halk orman müdürlüğünü yalanlarken, ağaçların korucular tarafından kesildiği açık bir şekilde görmek mümkün. Kesim sırasında ise alana kimsenin girişine izin verilmedi.

 

 

Çocukların psikolojisi bozuldu

Ekolojik tahribat ve patlatılan dinamitler çevre köylerde yaşayan yurttaşlara hem maddi hem de manevi zararlar veriyor. Taşköprü köyünden Mehmet Şirin Şeker, patlamalar sonucunda kendi evi dahil birçok köylünün evinde çatlakların meydana geldiğini belirterek, durumu hem Kaymakam'a hem de yetkililere aktarmalarına rağmen henüz bir önlemin alınmadığını kaydetti. Şeker, “Bizler bu soruna biz çözüm bulmalarını istiyoruz. Zararımız neyse karşılasınlar” talebinde bulundu.

Binlerce ağacın kesilip, yol ve köprü çalışmalarının yapıldığı alanda doğanın da yok edildiğini aktaran Şeker, “Burada yaşamadığımız şey kalmadı. Eskiden bir huzurumuz vardı artık o da yok. Yaşanan her patlamada evimizden çıkmak zorunda kalıyoruz. Dinamit seslerinden uyuyamıyoruz. Çocukların psikolojileri bozuldu. Depremin yaşandığı bugünlerde bu patlamalar hepimizi tedirgin ediyor. Çatlakların olduğu odaları kullanamıyoruz.”

 

Ekoloji Derneği Üyesi Zeki Kanay

 

Dinamitler risk oluşturuyor

Konuya dair Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Diyarbakır Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Koordinatörü Avukat Aydın Özdemir ve Ekoloji Derneği Üyesi Zeki Kanay ile görüştük. Bir yıllık süre zarfında bölgede hem büyük hem de yeni filizlenmiş ağaçların kesildiğine dikkat çeken Özdemir konuya dair yoğun şikayet başvurusu aldıklarını söyledi. Kesime dair verilen verilen takipsizlik kararına itiraz ettiklerini ancak itirazlarının hakimlik tarafından reddedildiğini aktaran Aydın Özdemir, şimdi ise bölgede kontrolsüzce patlatılan dinamitlerin ciddi riskler oluşturduğunun altını çizdi.

 

Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Diyarbakır Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Koordinatörü Avukat Aydın Özdemir

400 yıllık köprü zarar gördü

Özdemir, “Viyadük çalışmasıyla ilgili olarak dinamit patlatıldığı iddia ediliyor ancak kamuoyuna yansıyan bilgiler ve görüntülerden de açıkça görüldüğü üzere dinamitler tamamen kontrolsüz bir şekilde patlatılıyor. Son patlamada 400 yıllık tarihe sahip olduğu düşünülen köprünün zarar gördüğü ortaya çıktı. Konuyla ilgili olarak Diyarbakır Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu olarak suç duyurusunda bulunduk” dedi.

Yoğun şikayet başvurusu aldıklarını söyleyen Özdemir, “Kamu kuruluşları ve görevliler konuya dair ihmalkarlık gösteriyor. Memurları korumak için, yaptığımız tüm başvuru ve şikayetleri sonuçsuz bırakmaya çalışıyorlar. Bölge, doğaya, canlıya ve ekolojik yaşama saygı gösterilmeden tam anlamıyla talan edilmektedir. Biz gönüllüler ve sivil toplum temsilcileri bu talana dur demek adına mücadele etmeye devam edeceğiz” sözlerini kullandı.

 

 

Yeterli tepki gösterilmiyor

Ekoloji Derneği Üyesi Zeki Kanay ise kültürel bir mekanın göz göre göre yok edildiğini söyleyerek, vadinin kasten tahrip edildiğini vurguladı. Gösterilen tepkinin yetersiz olduğunun da altını çizen Kanay şöyle devam etti: “Hasankeyf gibi bir dünya mirası tüm tepkilere rağmen yok edildi. Bu pervazsız ve sınırsız girişimler birçok alanda tüm hızı ile devam ediyor. Ağaç kesimi, köprü/yol yapımı ve HES’lerle doğal güzellikler, tarihi ve hafıza mekânları geri dönüşsüz olarak yok olacak. İnsanları yerinden edip üretimden koparmak bir takım travmaları da ortaya çıkaracaktır. Maalesef yeterli bir tepki gösterilemiyor. Sivil ve siyasi kurumların bu konuda bir nebze daha ses çıkarması gerekiyor. Kültürel varlıkları korumakla görevli resmi kurumlara bu pervasızca tahribatları engellemeye dönük rollerini hatırlatmalıyız.”

 

* * *

50 köy yok olacak

Silvan Barajı’nın faaliyete geçmesi ile birlikte Kulp, Lice, Silvan ve Hazro sınırları içerisinde bulunan 50 köy yok olacak. Baraj sadece köyleri değil Kulp, Silvan ve Hazro arasında bulunan tarihi ve ekolojik Godernê Vadisi’ni de sular altında bırakacak. Ne zaman faaliyete geçeceği bilinmeyen barajın sular altında bırakacağı yerler devlet tarafından kamulaştırılırken ailelerin açtığı davalar ise sürüyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.