Gever’de devlet terörü rutinleşti


Türk Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yaklaşık bir ay önce “özel talimatım var” dediği Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’nde günlerdir kirpi tipi araçlarla yapılan sevkıyatlardan sonra polis ve asker adeta terör estirip kepenk kapattırıyor. Son üç haftadır periyodik bir şekilde 2-3 günde bir, saat 12.00-14-00 arasında zırhlı araçlar ve TOMA’lar özel hareket timleri eşliğinde eski cezaevi kavşağı ile Şemdinli yol ayrımında konuşlandırıldıktan sonra, başka bir ekip de Yüksekova eski havaalanına doğru gelen kirpileri karşılayarak konvoy halinde ilçeye giriyor.
Fiili bir sıkıyönetim hali
Askeri konvoy henüz ilçeye girmeden cezaevi kavşağında bekleyen onlarca zırhlı araç ilçe merkezine rastgele gaz bombası, plastik mermi ve tazyikli su sıkıp ana cadde ile ara sokakları boşaltarak, konvoyun sirenler çalarak ilçe merkezinden geçişini sağlıyor. Onlarca kirpi, polis eşliğinde ilçe merkezinin yakınlarında bulunan Tugay Komutanlığı’na geçerek burada yarım saat bekledikten sonra tekrar gaz bombaları eşliğinde aynı güzergahtan geri dönüyor. İlçede 90’lı yılları aratmayan de facto bir sıkıyönetim hali uygulamaya konulurken, her saldırıyla kepenklerin kapandığı ilçe gaz bulutları altında bırakılıyor. Geçişler sırasında tepki gösteren veya göstermeyen, kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk farkı gözetmeksizin başta esnaf olmak üzere ilçe merkezinde ve yol güzergahındaki mahallelerde bulunan halk da asker ve polisin hedefi oluyor.
Sevkiyat ekonomiyi bitirdi
Manav, bakkal, gıda, ekmek fırını ve diğer işyerleri ile seyyar satıcılar dahil esnafa boyalı tazyikli su ve gaz bombalarıyla saldırılıyor. Polisin, konvoyun her giriş çıkışında esnafa büyük maddi zarar verdiği ilçede, günün en yoğun ve kazançlı saatlerinde kepenkleri kapattırılıyor. Son üç hafta içinde polis gazabından iyice bıkan esnafın, duruma tepki göstermek amacıyla dükkanlarının anahtarlarını kaymakamın önüne atmaya hazırlandığı belirtiliyor.
Asker yasayı bekliyor
Öte yandan, ilçeye bağlı Befîrcan Köyü üzerinden Oremar’a (Dağlıca) geçen askeri sevkıyat sırasında 7 yaşındaki bir çocuğun taş atması üzerine, komutanın sevkıyatı durdurarak, kimin taş attığını, taş atanın bulunması yönünde tehditler atarak küfürler savurduğu belirtildi. Söz konusu olayın olduğu gün yetkili komutanın, “Yasa çıksın o zaman sizinle görüşürüz” tehdidinde bulunduğu aktarıldı.
Özellikle akşam saat 20.00’den sabah saatlerine doğru sık sık yola çıkan asker ve polisler, halka korku dolu dakikalar yaşatıyor. Özel hareket timleri başta olmak üzere asker ve polisler, ilçede gece saatlerinde birçok noktada pusu kurup ve mahalle aralarında tur atarak, bazı evlerin önünde bekliyor.
Gençler ve çocuklar hedef
Tutuklama furyasının başlatıldığı ilçede polis, hedefe konulan gençleri ve çocukları gece yarısı operasyonlarıyla gözaltına alarak, işkenceden geçiriyor. Son 16 günde 33 kişi gözaltına alındı, 17 çocuk ve genç de tutuklandı. Yeşildere Mahallesi’nde Serdar ve Rıfat Atak adlı yurttaşların evini basan özel hareket timlerinin, evde 8 yaşındaki çocuğu yere yatırarak, sırtına ve boğazına bastığı, buna tepki gösteren baba Rıfat Atak’a ve ev ahalisine işkence yaptığı öğrenildi.
8 yaşındaki çocuğa işkence
Baskın sonrası Rıfat ve Serdar Atak’ın iç çamaşırlarıyla gece evinden çıkarılarak Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğü belirtildi. Yapılan işkenceye isyan eden baba Rıfat Atak, “Yapmadıkları pislik kalmadı. Emniyette polise mukavemat gösterdiğim söylendi. 8 yaşındaki çocuğumu boğmaya çalışan polise izleyici mi kalacaktım? İki yumruk attım diye başıma gelmeyen kalmadı. Yaşadıklarımı savcı ve hakime anlatacağımı söyleyince 3 gün sonra emniyette beni ve yeğenimi serbest bıraktılar. Maruz kaldığım darp nedeniyle 10 günlük rapor verildi” dedi.
Yargı emniyet karşısında inisiyatifsiz
Hakkari Barosu da aldığı kararla “can güvenlikleri” olmadığı gerekçesiyle emniyet ve savcılığa avukat göndermeme kararı aldı. Hakkari Baro Başkanı Muhyettin Güngör, “Yaşanan sıradan bir şiddet değildir. Baro olarak emniyet ve savcılıkta inisiyatifsiz kaldık. Üyelerimiz tartaklandı, işkenceden geçirildi. Müvekkillerimiz mağdur kılınmışsa da bir noktada işlerin rayına oturması gerekir. Bu aralar ifadeler savcılıklar tarafından avukatsız alınıyor. Polisin keyfi ve şiddet dolu tavrı bitinceye kadar avukat göndermemeye kararlıyız. Hakkımızda tutulan tutanak ve soruşturmalara rağmen bu kararda kararlıyız” diye konuştu.
İHD Temsilcisi Muhyettin Ünal ise “Gördüğümüz kadarıyla savcı ve hakimlerin polis karşısında inisiyatiflerini kaybetmişler. Geçmişte yapılan tank, top sevkıyatlarında hiçbir sorun yaşanmazken, şimdilerde yapılan askeri sevkıyatlar halka saldırma amacı olarak görülüyor” şeklinde konuştu.
Tugay Komutanlığı mı yönlendiriyor?
Yapılan araştırmalara göre; askeri konvoy tahmin edilenin aksine Güney Kürdistan sınırına değil, Yüksekova’dan 20 kilometre uzaklıkta bulunan Uzunsırt (Mîçiç) Karakolu’na hareket ediyor ve tekrar aynı güzergahı kullanıp karakola geri dönüyor. Tugay Komutanlığı’nın polisi yönlendirdiği iddia edilirken, sevkıyatların sınıra değil de ilçeye 20 kilometre uzaklıkta bulunan karakola yapılması ve karakoldan gelen konvoyun komutanlıkta en fazla 30 dakika beklemesi de bu iddiayı güçlendiriyor.
SAMİ YILMAZ / NEDİM TÜRFENT/DİHA/HAKKARİ
