Gülnaz Karataş’ın mirası: YPJ

Hevrîn Xelef’e minnetle…
‘Silahını silahıma çat
Yumruğun yumruğumda sıkılı kalsın.
Unutma ki; Mesih çağının değil
Uzay çağının gerillasıyız.
Ne Spartaküs bizim gibi yaşadı
Ne de Che bizim gibi savaştı.
Bedenlerimiz bedel olacak elbet.
Bulutsuz, masmavi göğün müjdesi için, Olsun be yoldaşım!
Güneşin zaptı yakın değil, Güneşi zapt ettik artık… Şafak bizim…”
Bir inancın imanıdır özgürlük önderinin dervişi Atakan Mahir’e bu dizeleri yazdıran… Haklı bir kavganın gerçekliği, bir halkın bedellerle ördüğü mücadelenin getireceği zaferin ışığı, özgürlük arayışını mutlaklaştıran Özgürlük Önderliğinin Kürdistan topraklarında filizlenen ve vücut bulan yaşam fikrinin kavgasıdır.
Dünya dönüyor, zaman akıyor ve tarih yenileniyor. Özgürlük Önderliği’nin dediği yine çıkıyor ve utandırıyor zamanların tüm akışlarını. “Yakın tarihimiz düşürülmüş bir halkın kendi öz gücüyle yeniden ayağa kalkışının görkemli direnişine tanıklık etmiştir.”
Kürdistan’da birçok şeyin öncülüğünü kadın yapar. Yaşamın, çalışmanın, kavganın ve ayağa kalkışların. Onun içindir ki devletlerin listesinde kadınlar ilk hedef alınanlardır. Kuşkusuz bugün Rojavayê Kurdistan’da kadınlardan oluşan büyük bir örgütlü askeri güç varsa (YPJ) bu büyük bedellerle oluşan ve kendini Kürdistan topraklarına feda edenlerin bugüne kadar getirdiği mirastır. YPJ; bu mirasın somut kazanımlarından biridir. Mayasında, 1926 yılının Sason’daki isyan öncülüğünü yapan, ismi gibi güzel olan Rındexan’ın asil duruşu vardır. Her ne kadar ele geçirilmek istense de, son soluğu Malabadi Köprüsü’nde topraklarına bağışlayan bir kadın duruşunun adıdır Rındexan. Büyük bir kaosun içerisinden sıyrılıp, büyük bir isyanın zaferini getiren Rındexan’ın eylemidir. Birçok güzelliğin öncesi çirkinliktir, birçok barışın öncesi savaşlardır, birçok zaferin öncesi kavganın yoğun halidir.
Böylesi bir yoğunluğun içerisinde 92-93 tarihlerinde, kadın ordulaşmasının önünü açan ve bunun ilk fedaisi olan Beritan (Gülnaz Karataş)‘ın yaptığı eylemdir. Daha önce belki de kimsenin cesaret edemediği ki muhtemelen birçok kişinin de karşı çıkacağı bir gerekliliği Özgürlük Önderliği, fark etmiş ve bunun gerekliliklerini dile getirmiştir. Bu adıma cesaret olanlardan biridir, Gülnaz Karataş’ın teslimiyete ve ihanete karşı ortaya koyduğu direniş eylemi. Bugün bile Kürdistan dağlarında işgal politikalarıyla Türk Devleti ile işbirliği içerisinde olan KDP; 92’de Xakurkê’de bir operasyonda; “teslim ol, elini uzat” cümlesine karşılık Gülnaz Karataş; kendini ölümsüzleştirdi. Gülnaz Karataş; bir tokat gibi inmiştir zalimin, işbirlikçinin yüzüne. Gülnaz Karataş gerçekliği; Önder Apo’nun ideolojisinin kadında yaşam bulması ve eylemiyle somutlaşmasını ifade eder. Kürt kadınının fedai kadın duruşu, Özgürlüğün somut kazanımlarından biridir. Bunu kendisine tehlike gören Türk Devleti, kendi içerisinde yetiştirdiği kadın katilleriyle yetinmeyip Kürdistan Özgür Kadın Hareketi’ne yöneldiler. Bunun yaratıcı gücü olan, Önder Apo’nun üzerindeki tecridi gittikçe ağırlaştırarak ve Güneş’in etrafında kenetlenen, onun ideolojisini yayan havarileri olan kadınlara da yöneldiler. Sakine Cansız gerçekliği bunun en büyük kanıtıdır.
Bu ideolojiden etkilenen ve kendi özgür ve özgün gücünü inşa eden Rovayayê Kurdistan kadınları YPJ çatısı altında, ülkelerini savundular. Gülnaz Karataş’ın fedailik mirasını sahiplenen ve ülkesini bu direniş gücüyle savunan YPJ militanlarının duruşuna tüm dünya şahitlik etti. Tüm dünya, karanlıkları kendi ruh ışıklarıyla yırtan ve halkları aydınlığa kavuşturan Arin Mirkanlar’ın, Awestalar’ın, Slavlar’ın ve Barinler’in gerçekliğini gördü. Bunun bir türlü engellenemeyeceğini fark eden Türk Devleti ve ulus devletler yine de ısrarla ve korkuyla kadınlar şahsında Önder Apo’nun özgürlük felsefesine saldırmıştır. Özgürlük felsefesi demokratik ulusun yaşamsallaşmasıdır. Bunun pratiği şu anda Rojavayê Kurdistan’da yaşanıyor ve bunun için de ilk hedef bunun havarileri oluyor. Ancak ne yazık ki bunun önüne hiç bir şey engel olamayacak. Bir kadın arkadaşın deyimiyle; iş işten geçti, devletler boşuna uğraşıyor çünkü artık Önderlik doğdu!
