Güney Kürdistan’da ‘hadana’ Azaldı ama bitmedi

Haberleri —

“Güney Kürdistan’da hadananın ciddi oranda azaldığını görüyoruz. Ama hadana edilen kadınların yaşadıkları var. Evlilikten korkuyorlar, hislerinin olmayacağını, çocuk doğuramayacaklarını düşünüyorlar. Bu yıl uygulamanın sosyal sonuçlarına odaklanacağız.”

ESRA MİKYAZ / SILÊMANÎ

Bugün Kadın Sünnetine Karşı Sıfır Tolerans Günü.Dünyada yaşayan milyonlarca kadın sünnet ediliyor. Kökeni henüz belirsiz olsa da M.Ö. beşinci yüzyıla tarihlenen mumyalarda kadınların sünnetli oldukları görülmüş. Antik Roma’da klitorisi çok büyük olan kadınların fahişelik yaptığı söylenmiş. Bu nedenle de kadınların klitorislerinin kesilmesi gerektiği dile getirilmiş. Hikaye o ki, Roma’da tanınmış aileler kız çocuklarını sünnet ederek, bekaretlerini evlenecekleri tanınmış ailelerin oğulları için hazırlarlarmış.

Bazı İslam yorumcularına göre, erkeğe sünnet İslamın farzlarından biri olsa da kadın sünneti, sünnet sınırlarında tutulmamıştır. İlk sünnet olan kadının Muhammed’in eşi Hatice olduğu söylenmektedir. Bir hadiste kadın sünnetinin “fazilet” olduğu söylenmiş, başka bir hadiste ise “müstehap ya da beğenilen” olduğu söylenmiştir. Ancak bu konuda İslam yorumcuları ortaklaşmamışlardır.

Kadın sünneti terminolojisi ve sınıflandırması

Dünya Sağlık Örgütü, “Kadın Genital Sakatlama” (Female Genital Mutilation-FGM) olarak tanımlamış. “Tıbbi olmayan nedenlerle dış genital organın kısmen veya tamamen çıkarılması, kesilmesi veya kadın genital organlarının yaralanma içeren prosedüre tabi tutulması” şeklinde bir tanım.

Uluslararası kaynaklarda genelde FGM olarak geçse de uygulamanın yapıldığı yerlerde bu tanım pek kabul görmüyor. Örneğin Sudan’da “sakatlama-mutilation” kavramında “kasıtlı zarar” ve “kötü niyet”li anlamını içerdiği için kabul görmüyor. Onun yerine “hadana” kavramını kullanmayı tercih ediyorlar. Kürtçenin Soranî lehçesinde de bu kavram, ‘hadana’ olarak ifade ediliyor.

Kadın sünneti, uygulamanın yapıldığı her ülkede farklı özellikler taşıyor. Yapılan araştırmalarda dünya genelinde dört ayrı türün olduğu gözlemlenmiş. Bunlar şöyle sıralanıyor:

Tip A: Sadece Prepuce kaldırma veya prepuce kaldırma ve klitorisin kısmi veya tamamen çıkarılması (klitoridektomi olarak da adlandırılır)

Tip B: Klitorisin çıkarılması ve labia minora’nın bir kısmının veya tamamının çıkarılması

Tip C: Labia’nın bir kısmının veya tamamının çıkarılması labia majora birlikte dikilmiş olan bir minora, üretra ve vajina kapsayan ve idrar ve adet için küçük bir açıklık bırakılması (infibulation)

Tip D: Dikmek dahil olmak üzere tıbbi olmayan amaçlar için kadın genital yapısını sadece idrarın ve adet için çok sınırlı bir bölüm bırakma, piercing veya kesici cisimler takma, kazıma ve küreme.

Güney Kürdistan’da Tip A uygulanırken çok sınırlı bazı bölgelerde de Tip B uygulaması var. Uygulamayı Güney Kürdistan’da ‘maman’ adı verilen yaşlı kadınlar yapıyor.

Hewlêr, Raperîn ve Germiyan vilayetlerindeki hadana uygulaması genelde çocuk yaşlarda yapıldığı için itiraz veya farklı bir tepki ile karşılaşılmadan uzun yıllar boyu devam eden bir gelenek olmuş. Gün geçtikçe azaldığı söylense de kimi bölgelerde halen uygulanıyor.

Güney Kürdistan’da uluslararası güçlerin desteği ile bölgede çalışma yürüten WADI organizasyonunun “FGM’ye Sıfır Tolerans Projesi” sorumlusu Şox Mihemed, uzun yıllar kadınlarla hadana üzerine görüşmeler yapmış, önemli deneyimleri de paylaşmış bir isim. Şox Mihemed, yürüttükleri çalışma hakkındaki sorularımızı yanıtladı.

Hadana Güney’in hangi şehirlerinde yapılıyor?

Kürdistan’da hadana uygulamasının geçmişe oranla epey bir azaldığını belirtebiliriz. Ancak halen devam eden yerler var. 2004 yılında bir araştırma yaparak ilk kez bir veri açıkladık. Binlerce kadınla görüşmüştük; oran yüzde 73’tü. Hemen ardından Sağlık Bakanlığı tüm Kürdistan’a dair verileri açıkladığında yüzde 43 olduğunu öğrenmiş olduk. Bu sonuçlarla birlikte Germiyan, Hewlêr, Ranya ve Duhok’da çalışmalar yürütmeye başladık. Kimler kadınları FGM ile karşı karşıya bırakıyor, kim kadınları sünnet ediyor sorularına yanıt aramaya çalıştık. Yaptığımız görüşmelerde daha çok nineler ve annelerin çocuklarını sünnet olmaya zorladıklarını öğrendik.

2014 yılından sonra Hewlêr, Ranya ve Germiyan’da özel olarak çalışmaya başladık. Geçtiğimiz yıl Germiyan’da 29 vaka ile karşılaşmıştık. Bu yıl yaptığımız tüm görüşmelerde herhangi bir vakaya rastlamadık.

Germiyan’da kadın sünneti ortadan kalktı mı yani?

Yaşlı kadınlar, “Bir kez benim başıma geldi, çocuklarımı yaptırmayacağım” diyordu. Mesele sadece bir kez köyleri ziyaret etme meselesi değil. Defaatle köyleri ziyaret ettik. Eğitimler, seminerler, bir de kadınların kendi yaşadıkları vardı. Bunun da etkisi oldu. Örneğin bazı Mamanların hadana yaptığını duyuyorduk. Onların bulunduğu, etkili oldukları köyleri de ziyaret ediyorduk. Tabii bizim görmediğimiz, bilmediğimiz, sormadığımız köylerde bazı olaylar yaşanmış olabilir. Ama ziyaret ettiğimiz köylerde kadınların hadana edilmediklerini gördük.

Artık hadananın ciddi oranda azaldığını görüyoruz. Ama hadana edilen kadınların yaşadıkları var. Hiç evlenmemiş bir sürü kadın var ki hadana edilmişler; evlilikten korkuyorlar, hislerin olmayacağını, çocuk doğuramayacaklarını düşünüyorlar. Bu yıl içerisinde, verileri aldığımız bu yerleşim yerlerinde ikinci bir aşamaya geçeceğiz, sosyal bir sorun olarak yaşanan durumları aşmaya çalışacağız.

Köylere gidiyorsunuz, kadınlara karşı nasıl bir duyarlılık var?

İlk adımda inkar var. İlk kez gördüklerinde “Hayır, bizde böyle bir uygulama yok” deniliyor. Ağırlıklı olarak kadınlar içinde konuştuğumuz için, bazıları gülerek işi daha çok espriye döküyor. Bazıları da sanki o an yeniden acısını yaşayarak travmatik bir yaklaşımla anlatıyor. Örneğin 75 yaşındaki bir kadın “Altı doğum yaptım, onların yaşattığı acıları unuttum. Ama o sünnetin acısını unutamadım” diyordu.

Din insanlarından, doktorlardan, konu hakkında ilgili farklı uzmanlardan görüşler aldığımız spotlarla köylere gidiyoruz. Çünkü bu konuda din alimlerinin ortaklaştığı hadis yok. Din alimlerinden bu konuda yardım alıyoruz. Sosyolog, psikolog, jinekologlarla birlikte gidiyoruz. Her biri kendi uzmanlık alanında değerlendiriyor meseleyi.

Erkeklerin bu konuda hiç bilgisi yok. Neden yapıldığını bilmiyor, nerenin kesildiğini bilmiyor. Ama durumdan gayet memnun olduklarını dile getiriyorlar.

Mamanlar kadınların hadana edilmesini neye dayandırıyor?

Bazı mamanlar diyor ki “Benim yerim cennette hazır, çünkü  beş bin kadını sünnet etmişim”. Bazıları toplumsal kültüre dayandırıyor; kadın sünnet olmazsa elinden su içilmez, temiz değildir, tahir değildir diyorlar. Bazıları ise dine dayandırıyor. Seminerlere gittiğimizde kadınların, “Bizden ne istiyorsunuz” dediği oluyor. “Annem yaptı, anneaanem yaptı, kültürel olarak yapıyoruz, karışmayın bize” diyenler de oluyor.

Kürdistan’da kaç tip sünnet var?

A ve B tipleri yapılıyor. Ranya’da ağırlıklı A tipi sünnet yapılıyor. Hewlêr’de ise B tipi sünnet yapılıyor. Çok sınırlı olsa da sünnet tamamlanmadığı için iki kez kesilmiş olanlar da var. Tıbbi ihtiyaç olarak da görülen bir durum değil. Kadının herhangi olumsuz bir organı da değil. Ancak kadının cinselliğini kırmak için yapılan bir uygulama.

Kürdistan’da yasal olarak kadın sünneti cezaya tabi. Mamanlar yasalardan korkmuyor mu?

Korkmadıklarını söyleyemeyiz. Gittiğimiz yerlerde mamanlara seminerler verdik. Gizli gizli yapıyorlar tabii. Niyetimiz onları korkutmak değil ancak kadınların sakatlanmasından kaynaklı şikayet de yapılmıyor. 3-4 yaşındaki çocuklar sünnet ediliyor. Kim bu durumu şikayet edecek? Anneler zaten bunu yapılmasını istiyor. Babalar ise kızlarının ne zaman sünnet edildiğini bile bilmiyor. Uygulamaya itiraz da etmiyorlar. Çocuğun başka gerekçelerle hasta olduklarını söylüyorlar. Bazı kadınlar “Elimde olsa herkesi sünnet ederim” diyor. Bazen de nineler, ebeveynlerinden habersiz torunlarını hadana ettiriyor.

Kürdistan’da hiç bu konuda herhangi bir maman dava edilmiş mi?

Hewlêr’de iki olay olmuştu. Ancak gerici geleneklerden kaynaklı bir hal yolu bulunup mahkemeye götürülmedi.

Bugüne kadar herhangi bir ölüm olayı görüldü mü?

Sadece bir çocuğun hadana edilmeden önce yaşadığı şoktan kaynaklı yaşamını yitirdiğini biliyoruz. Ancak ağır kanamadan dolayı hastaneye getirilen çocuklar oluyor. İdrara çıkma, adet görme, iltihaplanmalar, cinsel temas ve çocuk doğumunda zorluk gibi durumlara rastlanıyor. Gizli yapıldığı için oldukça sağlıksız mekanlarda gerçekleştiriliyor. Önümüzdeki dönem FGM ile mücadele için bir çalışma yapmayı planlıyoruz.

Rojava ve Bakur’da kadın sünnetine rastlanmıyor. Rojhilat’ta ise çok sınırlı bazı bölgelerde var ve giderek azalıyor. Ama Güney Kürdistan’da kadın sünneti var, neden?

Rojhilat’ta çok eski dönemlerde yapılmış. Tabii ki ulusal ya da kültürel bir durumla ilgili değil. İlk çıkış yeri din de değil, 2500 yıl önce Mısır’da görülmüş. Çok eşlilik, berdel gibi uygulamalar bile Kürdistan’da oldukça gerilemişken, FGM’nin halen sürmesi  biraz şaşırtıcı. Biz de ne ile yorumlayacağımızı pek bilmiyoruz.

 
 

Sünnet edilen kadınlar anlattı

   

Görüştüğümüz sünnet edilen kadınlar, 1 ila 11 yaş arasında bu işkenceye maruz kalmış. Küçük yaşta sünnet edildikleri için itiraz şansları da olmamış. Uygulama Güney Kürdistan’da azalmış olsa da halen üzerinde çalışma yürütülmesi gerektiği konusunda hemfikirler.

Hadana edilen kadınlardan birisi Zinar. Silêmanîli olan Zinar, 1995 yılında hadana edilmiş. Kendisiyle nasıl hadana edildiğini ve neler yaşadığını konuştuk.

“Hadana edildiğimde 4 yaşındaydım. Çok küçük olduğum için pek hatırlamıyorum. O dönem mavi nazar boncukları modaydı, ben de o boncuklardan istiyordum. Sadece bunu hatırlıyorum. Anneanem annemden beni hadana ettirmesini istemiş. O dönem maman olan bir komşumuz varmış. Beni ona götürmüşler. Annem hadananın sünnet olmadığını öğrendikten sonra diğer kız kardeşlerimi hadana ettirmekten vazgeçmiş.

İki kızım var, onları hadana ettirmeyi düşünmedim. Ben Kuran okuyan biriyim, kadınların hadana edilmesini farz kılan bir ayete rastlamadım. Hadanayı kadınların cinsel duyularını öldürmek için yapılan bir sakatlama yöntemi olarak görüyorum. Hatta beni hadana eden mamanı arayıp bulmak istedim ki başka kız çocuklarını da sünnet etmesin. Maman artık yaşlandığı için başka çocukları sünnet edemiyormuş. Bir hafta kadar önce yaşamını yitirdiğini öğrendim.”

Kadınların mücadelesi ile azaldı

Şarezorlu Hawar da hadana edilen başka bir kadın. Hawar, nasıl hadana edildiğini, bundan kaynaklı yaşadığı sorunları şöyle anlattı:

“Sünnet olduğumda bir yaşındaymışım. Hiç aklıma gelmiyor. Biz 8 kız kardeşiz. Annem hepimizi hadana ettirmek için mamanı evimize davet etmiş. Kardeşlerimden birisi korkudan kaçmış. Bizi neden hadana ettirdiğini anneme sorduğumda, ‘Biz müslümanız, farz değil ama yaptırdık. Şimdiki aklım olsaydı yaptırmazdım’ diyordu.

Bugüne kadar pek acı hissetmedim. Çünkü Kürdistan’da A tipi sünnet yapılıyor, Afrika’daki gibi değil. Bu nedenle idrara çıkarken, adet süreçlerinde herhangi bir ağrı oluşmadı.”

Hawar, Güney Kürdistan’da hadananın azalmasını kadınların mücadelesi ile mümkün olduğunu dile getiriyor ve daha da üzerinde çalışma yürütülmesi gereken bir sorun olduğunun altını çiziyor.

Cinsel ilişkide sorun yaşıyorum

35’indeki Şilêr ise Hawar’ın kız kardeşi. Hadana edildiğinde Hawar’dan daha büyükmüş. Sözü Şilêr’e bırakıyoruz: “Hadana edildiğimde 11 yaşındaydım. Maman evimize gelmişti. Çok yaşlıydı, bölgede tanınan birisiydi. Annem kadınların bluğ çağına girmeden hadana edilmesi gerektiğini söylüyordu. Çevremizde kadınlar hadana edilmemişse elinden ekmek yemek haramdır diye bir inanış vardı.

21 yaşında evlendim. Adet dönemlerinde ya da doğumda herhangi bir problem yoktu. Ancak cinsel temasta çok ciddi sorun yaşadığımı belirtebilirim. Erkek açısından hiç problem yok fakat kadınlar için sorun oluyor.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.