Gurbetelli'nin mabedi


Türkiye'nin ilk kadın genel yayın yönetmeni Gazeteci Gurbetelli Ersöz'ün (Zeynep), yaşamını yitirmesinin üzerinden 18 yıl geçti. Özgür basın tarihinde kadın haberciliğinin gelişim sürecinde önemli bir rol oynayan Ersöz, erkek medyanın hakim diline karşı kadın odaklı haberciliğin öncüsü oldu. 1965 yılında Elazığ'ın Palu ilçesinde doğan Ersöz, özgür basın üzerindeki baskıların en yoğun olduğu 1990'lı yıllarda yürüttüğü gazetecilik çalışmalarının ardından gazetecilik faaliyetleri gerekçe gösterilerek hakkında verilen 3 yıl 9 ay hapis cezası nedeniyle yönünü Kürdistan dağlarına çevirdi. 7 Ekim 1997'de Behdînan alanında KDP peşmergelerinin kurduğu pusuda yaşamını yitiren Ersöz, habercilik anlayışıyla özgür basın çalışmalarına rehber olmaya devam ederken, Ersöz'le geçen 14 yılı anlatan kardeşi Zeynep Ersöz, Ersöz'ün daha önce paylaşılmayan günlükleri, hatıra defterleri ve fotoğraflarını ile paylaştı.
Kendisini tanıyanların özellikle vurguladığı günlük tutma alışkanlığı örnek olan Ersöz'ün, PKK saflarında yaşamını yitiren ağabeyi Orhan Ersöz ile "Mabedimiz" olarak tanımladıkları Adana'daki evlerinde bulunan odasındaki eşyalarının arasından çıkanlar, Ersöz'ün yaşama bakışını bir kez daha ortaya koyarken bugüne de ışık tutuyor. Ersöz ve ağabeyine ait odada daha önce yayınlanmamış fotoğrafları ile birlikte lise yılları ve 18'li yaşlarında yazdığı yayınlanmamış şiirleri, çantası ile gazeteciliği sırasında kullandığı yeleğine kadar birçok eşyası bulunuyor.
'Düşmanını da oku ki onunla mücadele edebilesin'
Ablası yönünü dağlara çevirdikten sonra Zeynep adını aldığını belirten kardeş Zeynep Ersöz, ablasını naif ve sessiz biri olarak anımsadığını anlattı. Ablasının henüz küçük yaşlarda kendisine kitap alarak okumaya teşvik ettiğini belirten kardeş Ersöz, ablasının "Oku çok oku. Düşmanını da oku ki onu anlayabilesin. Anlayabilesin ki onunla mücadele edebilesin" sözünün aklından hiç çıkmadığını söyledi.
'Halay başında ismimizi anın'
Ersöz'ün yönünü dağlara çevirmeden önce ailesine, "Benim sizde bir vesikalık fotoğrafım var mı?" diye sorduğunu, olmadığını öğrenince ise çantasından çıkardığı vesikalık bir fotoğrafı ailesine verdiğini anlatan kardeş Ersöz, "Fotoğrafı verdiğinde gideceğini fark ettik" dedi. Ersöz'ün yönünü dağlara çevirmeden önceki son sözü ise, "Kürdistan kurulduğu zaman halay başında ismimizi anın. Yaşıyor olursak zaten halayı birlikte çekeriz" oluyor.
Mabedinden çıkanlar
Ersöz'ün, PKK saflarında yaşamını yitiren ağabeyi Orhan Ersöz ile "Mabedimiz" olarak tanımladıkları odalarındaki eşyalarının arasında bulunan ortaokul ve lise yıllarındaki hatıra defteri, notları, şiirleri ve cezaevinde tuttuğu günlük dikkat çekerken, günlüğünde dikkat çeken ayrıntı ise cezaevindeki muhalif duruşu ve tutsak da olsa vazgeçmediği gazetecilik anlayışı oluyor. 1990 yılında girdiği Malatya Cezaevi'nde tuttuğu günlük ve notlar, Ersöz'ün gazetecilik yaklaşımının yanında muhalif bir gazetecinin duruşunu ortaya koyuyor. Söz konusu günlükte 1992 yılında meydana gelen depremlerden, yapılan siyasi soykırım operasyonlarına, yaşanan işçi cinayetlerinden Kürdistan'da devlet terörü sonucu katledilen yurttaşlara kadar her türlü nota ulaşmak mümkün.
'Selam olsun yurdunu savunanlara'
Ersöz, 9 Eylül 1983 tarihinde kaleme aldığı günlüğünde, 1 Eylül Dünya Barış günü ile ilgili görüşlerini yazıya döküp Kürt sorununda barışa olan inancını ifade ederken, saldırılara karşı öz savunma yaklaşımını da şu ifadelerle yazıya döküyor: "1 Eylül Dünya Barış Günü'nde barıştan yana olmanın yetmediği görüşünü ve savaşla savaş bilincini taşıyanlara, yurdunu savunmak durumunda olanlara selam olsun."
Eleştiriye yaklaşımı
Ersöz'ün "Mabedinde" yaşama bakış açısına ışık tutan yayınlanmamış bir başka notta ise, lise son sınıfta tuttuğu hatıra defterinin girişinde kaleme aldığı yazısı ve yazının sonunda yazdığı şiir yer alıyor. 21 Şubat 1983 yılında kaleme aldığı yazı, Ersöz'ün eleştiri ve öz eleştiriye bakışını gözler önüne seriyor. Ersöz, eleştiri ve özeleştirinin önemine şu sözlerle değiniyor: "Sevgili arkadaşlarım sizlerden ricam benimle ilgili gerçek duygularınızı dile getirmenizdir. Ben basmakalıp sözler ve cümleler istemiyorum. Bu bir nevi eleştiri defteri olabilir. Tabii istediğinizi yazmakta serbestsiniz. Yazdıklarınıza üzülmeyecek, aksine sevineceğim. İnsan en üstün ve karmaşık duygulu bir varlıktır. Öyle ki iyi de kötü de olabilir. Ya da ortam onu iyi de kötü de yapabilir. Ve yine insanın yaşamı hatalarla doludur. Çoğu zaman çoğunuzun kalbini kırmışımdır. Bunu kabul ediyorum."
'Yaşamın kendisi bir mücadele'
Notun devamında, "Yaşam acılarla doludur. Yaşamın kendisi bir mücadeledir. Bizler herkes gibi bu mücadeleye daha fazla gömülüyoruz. Bir ekmek kavgasıdır ve bu kavga nedeniyle kişi birçok engellerle karşılaşabilir. Azim, sabır ve çaba olursa insan bu engelleri yenebilir. Biz de böyle olmalıyız" ifadeleriyle özgür yaşama yaklaşımının tanımını da yapan Ersöz yazısına, "Sözlerimi bitirirken tüm ezilen ulus ve insanlarla birlikte sizlere başarılar diliyorum. İçten sevgilerimle yazmada kolaylıklar" sözleriyle son veriyor.
Ülke özlemi
Ersöz, henüz 18'li yaşlarında iken yazdığı şiir ile Kürdistan'a olan sevgisi ve bağlılığını ise şu ifadelerle dile getiriyor:
Bir diyar ki; Şimdi karlar altında olan
Ve gelecek günlere doğru durmadan ilerleyen
Şimdi sömürge olmasına rağmen, pek yakında güller açacak olan
Benim, bizim diyarımızdır, buram buram kırmızı güller kokacak olan
Ezilen bir ulusun diyarıdır, özgürlüğe kavuşacak olan.
DİHA/ADANA
RAJIN Gurbetelli Ersöz'ü andı
Özgür Kadın Basın Merkezi (RAJIN), 7 Ekim Kürdistan Kadın Gazeteciler Günü'nü yazılı bir açıklama ile kutlayarak, Kürt kadın basın geleneğinin öncü kadrolarından Gurbetelli Ersöz'ü de yaşamını yitirişinin 18'inci yıldönümünde andı.
Açıklamada "Kürdistan gerçekliğinin sesi olmaya ve dünyaya duyurmaya çalışan tüm kadınların özgür basın gününü kutluyoruz denildi. Kürt halkına karşı yürütülen inkar-imha siyasetine ve kirli savaşa karşı Kürt kadınların gerçekleri aydınlatmak ve Kürt kültürünü ve tarihini yeniden canlandırmak için büyük mücadele yürüttüklerine ve bu uğurda büyük bedeller ödediğine vurgu yapılan açıklamada, özgür basıncılığa öncülük edenlerden birinin de Gurbetelli Ersöz olduğu belirtildi.
Kürdistan’da egemenlerin basın yoluyla Kürt halkına yönelik saldırılarına da dikkat çekilen açıklamada egemenlerin tarih boyunca gerçekleri çarpıtarak üstünü örtmeye çalışırken gümünüzde de tüm gücüyle Kürdistan kadınlarının yürüttükleri özgürlük ve demokrasi mücadelesini anlamsızlaştırmaya çalıştıkları belirtildi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Kürt kadınlarına yönelik tüm saldırılar karşısında Kürt kadınının kalemi durmadı. Şîlan Aras, Deniz Firat, Sarya Umut ve Agirî Yilmaz gibi çok sayıda kadın devrimci ve basın emekçisi Kürt halkının haklı davasını dünyaya duyurabilmek için son nefeslerine kadar mücadele edip bu uğurda canlarını adadılar.”
Açıklamanın sonunda Kürt kadın basın emekçilerinin Gurbetelli ve ardıllarının izinde Kürdistan halkı ve Rojava devriminin sesi olmaya çağrıldı.
HABER MERKEZİ
