Hamburg’un hedefi 15 bin oy

Haberleri —

M. ZAHİT EKİNCİ/HAMBURG

2015 Haziran seçimlerinde seçmen sayısının 82 bin 640 olduğu Hamburg’da seçimlere katılım oranı yüzde 35’ti. HDP 5 bin 965 oy ile ikinci parti olarak çıkmıştı. 1 Kasım seçimlerinde ise  HDP’nin oy oranı 6 bin 675’e yükseldi. Hamburg’un 24 Haziran’daki hedefi ise 15 bin oy.

Yurt dışında 3 milyon 49 bin 65 seçmen var; seçmenlerin  en fazla olduğu ülke ise Almanya. Yaklaşık 1 milyon seçmenin bulunduğu Almanya’da 13 kentte seçmenler sandık başına gidecek. Bu kentlerden birisi de Hamburg.

Eyalet statüsüne sahip olan Hamburg Almanya’nın en büyük limanına sahip, ekonomik anlamda da oldukça güçlü bir eyalet. Aynı zamanda kozmopolit bir kent. Hamburg eyaleti içerisinde 100 bin Türkiyelilinin yaşadığı tahmin ediliyor, bunlardan 35-40 binini Kürdistanlılar oluşturuyor. Askeri darbe ardından Türkiye ve Kürdistan’ı terketmek zorunda kalan birçok siyasetçi, yazar, aydın, sanatçının mesken eylediği kent şimdi KHK’lar ile meslekleri elinden alınan birçok akademisyen ile siyasetçi ve sanatçıya ev sahipliği yapıyor.

HDP Hamburg’da 2. partiydi

2015 Haziran seçimlerinde seçmen sayısının 82 bin 640 olduğu Hamburg’da seçimlere katılım oranı yüzde 35’te kalmış; HDP 5 bin 965 oy alarak yüzde 20.86’lik oy oranıyla ikinci parti olarak çıkmıştı. 1 Kasım seçimlerinde ise sandığa gitme oranı yüzde 41.1’e yükselmiş; HDP bu kez 6 bin 675 oy almıştı.

Tercihli oylarla Die Linke Milletvekili Cansu Özdemir’i iki dönemdir meclise gönderen Kürdistanlı ve Türkiyeli devrimciler Haziran seçimlerinde de yaptıkları çalışmalarla HDP’yi kentteki ikinci büyük güç yapmıştı. 

Peki Hamburg’da yaşayanlar 24 Haziran baskın seçimine nasıl hazırlanıyor? Seçimlerinden beklentileri ne? Çalışmaları ne düzeyde? Tüm bu soruların cevabını öğrenmek için siyasetçisinden esnafına, seçim çalışmaları içerisinde yer alanlara, birçok çevreyle konuştuk.

Hasan Özkan, aslen Erzurum’un Hınıs ilçesinden. Uzun yılardır Hamburg’da mali müşavir ve muhasebecilik yapıyor. Siyaset adeta yaşamının bir parçası olmuş. 2015’te yapılan iki seçimde de aktif olarak çalışan Özkan, 24 Haziran’daki seçimler için çalışma yürüten koordinasyon içerisinde görev aldığını belirtiyor. Seçimleri Türkiye için bir dönüm noktası olarak değerlendiren Hasan Özkan, Hamburg yerelinde yapılan çalışmalar için şunlara değiniyor: “Baskın seçimin duyulması ardından gidişattan memnun olmayan muhalif kesimler olarak bir araya gelerek nasıl bir çalışma yapacağımızı tartıştık. Toplantı ve tartışmalarda her kesimi dahil etmeye çalıştık.

CHP’liler de destek sunuyor

Hamburg’da yaşayan Alevi kurumların bu işe oldukça istekli olduğunu gördük. Schleswig-Holstein eyaleti CHP bileşenleri toplantılara katılarak maddi ve manevi olarak yanımızda yer alacaklarını belirttiler. Seçmenin sandığa taşınmasında, kiraladıkları arabalar ile yardımcı olacaklarını ve aynı yardımı bizden de beklediklerini söylediler. Seçim için yaklaşık 20 kişinin içinde yer alacağı bir Koordinasyon kuruldu.

Hamburg’un yedi ilçesinin yanı sıra Stade, Pinneberg, Winsen-Luhe ve Lüneburg kentlerinde seçim komiteleri oluşturduk. Koordinasyon olarak sık sık bir araya gelerek yapılmış olan faaliyetleri denetliyoruz. En ücra yerde kalan bir insana bile ulaşma ve onu ikna etmek istiyoruz.

10 oyumuz var, hepsi HDP’ye

Haziran seçimlerinde aldığımız 6 bin oyu bu kez ikiye katlamak istiyoruz. Bu seçimlerdeki hedefimiz en az 15 bin oy.”

Tüm bunlar içinde çok özverili ve planlı bir çalışmanın olması gerektiğini vurgulayan Özkan, “Hedefimiz tabiki HDP’yi birinci parti yapmak. Çalışırsak aslında bunun zemini var. HDP’nin misyonu da buna uygun zaten” diyor.

AKP seçmeninin ve muhafazakar seçmenin iktidarın politikalarından rahatsız olduğuna da vurgu yapan Özkan, şu anektodu paylaşıyor: “AKP çevresinden konuştuğum bir insan ‘Hepimiz Kürtlere yapılan zulmün farkındayız. Ama ne yapalım korku belası. Ama şerefim ve namusum üzerine sana yemin ediyorum, bu seçimde 10 oyumuz var, hepsini HDP’ye vereceğim’ dedi. Birçok insan toplumsal barışın ancak HDP ile gerçekleşebileceğine inanıyor.

Burada önemli olan bizim ikna gücümüz. Bu na-memnunları nasıl örgütleyebiliriz, bunları nasıl sandığa taşırız? Seçimler demokrasi için bir araçtır. Bizler de bu imkanları iyi degerlendirebilirsek iyi bir sonuca varacağımızı düşünüyorum.”

2015’teki iki seçimin emektarlarından birisi de Yavuz Fersoğlu. Bürokratik işler, yazışmalar, toplantı yerlerinin ayarlanması, Alman dostlarla birebir ilişkilenme onun üzerinden yürüyor. Hani derler ya gecesini gündüzüne katmış çalışan Fersoğlu’nu bürosunda ziyaret ediyoruz.

Gençler öncelikli hedefimiz

İki çocuk babası, Karakoçan’ın Beroj köyü nüfusuna kayıtlı Fersoğlu, küçük yaştan beri Almanya’da yaşıyor. Fersoglu’nun siyaset yılları ta gençlik çağlarına dayanıyor. “Tüm çalışmaların eksenine HDP’nin başarısını koymalıyız” diye sözlerine başlayarak, şöyle devam ediyor: “Haziran seçimlerindeki başarıyı bu seferde başarabiliriz. Bu bizim elimizde olan bir şey.

Burada yaşayan gençler, ‘Türkiye’deki seçimler bizi niye ilgilendirsin ki’ diyorlar. Bence bunlara yönelik bir çalışma olmalı. Ev ev dolaşarak HDP’nin ve Selahattin Demirtaş’ın Türkiye toplumu için ne kadar gerekli olduğunu kavratmak gerekiyor. Erdoğan’ın politikalarını beğenmeyen birçok kesim var.

Konsolosluklar sorun çıkartıyor

Geçmiş seçim deneyimlerini hatırlatarak, konsoloslukta çalışan görevlilerin bilinçli bir şekilde muhaliflere sorun çıkardığını vurgulayan Fersoğlu devamında şunlara değiniyor: “Bıktırma ve sindirme politikalarına pabuç bırakmayalım. Onlar sorun çıkarıyor diye seçime gitmememezlik etmeyelim. Her oy değerlidir. Her oy bu karanlık günlerin aydınlığa evrilmesi için küçük bir umuttur. Kimse ‘gitsem ne olur, gitmesem ne olur’ demesin. Bu yenilgili ruh halini aşarak tüm enerjimizi HDP’nin başarısı için kullanalım. Bununla da yetinmeyelim. Komşumuzu, tanıdıklarımızı da kendimizle beraber götürelim sandığa. Her vicdan sahibi insan, bu görev ve sorumlukla hareket etmeli.”

İktidarın söküğü dikiş tutmaz 

Selahattin Irmak, terziliği amcasından meslek edinmiş. Mardin Kızıltepeli Irmak 30 senedir terzilik yaptığını belirtiyor. 43 yaşında, evli iki çocuk babası olan Irmak, Hamburg Kürt toplumunda oldukça sevilen bir insan. “Her türlü söküğü dikiyorsun da iktidarın söküğünü dikemedin” diye kendisine takılınca, “her tarafından adaletsizlik ve hukuksuzluk akan bir elbisenin söküğünü nasıl dikebilirim” diyerek, espirili bir şekilde cevap veriyor. Irmak terzilik mesleğinin yanı sıra halkına karşı duydugu sorumluluktan dolayı iki senedir Harburg Alan Meclisi’nin Eş Sözcülüğünü de yapıyor. Seçimlere yönelik çalışmaları soruyoruz: “İlk etapta kayıt işlemlerinin kontrolu için yurttaşları konsolosluğa yönlendirdik. Gidenler çoğu zaman ‘sistem çöktü’ denilerek uzun bir süre bekletilmişler. Ne hikmetse tam seçimler arifesinde, ya sistem çöker, ya trafoya kedi girer, ya elektrik kesilir. Tabii tüm bunlar tesadüfi degil. İnsanların seçime olan ilgisini azaltmak istiyorlar.

Elim kırılsaydı da oy vermeseydim

‘Sandığa gitsenizde gitmeseniz de AKP yine birinci parti olur’ algısını yaratmaya çalışıyorlar. Ama artık kimse bu yalanlara kanmıyor. Türkiye’deki hayat pahalılığı, savaş ve ekonomi politikaları insanlarda ciddi bir huzursuzluk yaratmış durumda. AKP’ye oy vermiş birçok insan bugün rahatlıkla ‘Elim kırılsaydı da onlara oy vermeseydim’ diyor.

Harburg’da seçim komitesi kurarak çalışmalara başladık. Ev ev dolaşarak seçimin önemini kavratıyoruz ve mutlaka oy kulanmaları gerektiğini söylüyoruz. Daha önce HDP’ye oy vermeyen birçok insan Demirtaş için bile olsa oy vereceklerini söylüyorlar. Haziran seçimlerindeki başarıdan daha fazla bir başarı elde edebileciğimize inanıyorum.”

Erdoğan’a ‘TAMAM’ diyoruz

Mirbek Çıkaray, Hamburg’da berberlik yapıyor. 11 senedir bu meslekle uğraştığını belirten Çıkaray “Kulanılacak olan oy insanın namusu ve gelecegidir” diyor.

Karakoçan’a bağlı Sancak nahiyesinden olan Çıkaray, evli ve dört çocuk babası. Çıkaray ile seçimler üzerine dükkanında sohbet ederken adının Emre olduğunu öğrendiğimiz bir genç içeri giriyor. Seçim muhabbetine oda dahil oluyor. “Abe geçen seçimlerde oyumu açıkça HDP için için kulandım. Hatta fotoğrafımı bile çektim. Ben Selahattin Demirtaş’ın hemşehrisiyim. Aslen Genç’liyim. Ama Gençliler Demirtaş’a sahip çıkmıyor” diyor. “Peki bu seçimlerde oyun kime?” diyoruz. “Ne demek tabiki HDP’ye” diyor. “Sadece benim oyum değil gördüğüm herkese oyunuzu HDP’ye verin diyorum” diye ekliyor.

Mirbek Çıkaray da aynı görüşleri paylaştığını belirtiyor: “Ülkedeki akrabalarımla konuştuğumda birçoğu Kuran’a, Allah’a yemin ederek bu sene AKP’ye oy vermeyeceklerini belirtiyorlar. AKP’nin Kürt halkına karşı yürüttüğü savaş politikaları insanlarda ciddi bir tepkiye yol açmış. Türkiye’deki ekonomik çöküntü buraya da yansımış durumda. İnsanlar oldukça huzursuz ve mutsuz. Onun için herkes artık ‘Yeter, siyasetten çekil, süren doldu, TAMAM’ diyorlar.”

Halklar arasında problem olmadığını iktidarın sürekli kutuplaşmayı körüklediğine de vurgu yapan Çıkaray şöyle devam ediyor: “Bir Kürt’ün bir Türkle, bir Türk’ün bir Kürtle sorunu yok. Benim ortağım Ankaralıdır ve yılarca kardeş gibi geçiniyoruz mesela. Türk insanı da aslında bunu haketmiyor. Sayın Demirtaş ve HDP, Türkiye cografyasının aydınlık yüzüdür. Ev ev dolaşarak, insanları ikna ederek, bunu anlatmak gerekiyor. Ben de Harburg’da kurulan seçim komitesinin içinde yer alıyorum. Karınca kararınca bir hizmetim olursa kendimi mutlu sayarım.”

Çıkaray, “Gelmişken o kıvırcık saçlarını traş etmeden seni bir yere yollamam” diyerek, bizi berber koltuğuna oturtuyor. Oldukça hoş sohbet olan Mirbek Çıkaray’a teşekkür ederek vedalaşıyoruz.

Erdoğan’ın ateşi yakılıyor 

Bülent Çatık, ekmeğini döner ustalığından kazanan bir emekçi. 40 yaşında ve bir çocuk babası olan Çatık yaklaşık 15 senedir bu meslekte alın teri döktüğünü belirtiyor. Zor bir meslek olduğunu belirtiyor. Zorluluklarını sorunca “Erdoğan’ın ateşi yetmiyormuş gibi her gün burada da 9-10 saat yanıyoruz” diyor.

Çatık’a seçimlere yönelik ne düşündüğünü soruyorum. Bir yandan döner keserken bir yandan da sorularıma cevap yetiştirmeye çalışıyor: “Açıkçası ben yine hile, hurda ve zorbalıkla bu işe el koyacaklarını düşünüyorum. Bunu yapmasalar bile kaybedeceklerini bilseler seçimi iptal ederler gibi bir endişem var. Bence her şeye hazırlıklı olmak gerekiyor. Seçimler yapılacakmış gibi tüm enerjimizi HDP’nin başarısı için kullanmalıyız.

AKP’ye oy zulüm olarak döner

Burada hala Kürt olduğunun farkında olmayan birçok insan var. Gönül rahatlığıyla gidip AKP’ye oylarını veriyorlar. Bence bunları ikna etmek ya da ulaşmak gerekir. Halkımıza bunca zulmü yaşatan bir diktatöre birisi oy veriyorsa, bence vicdanını sorgulasın. Erdoğan’a verilen her oy bize savaş ve zulüm olarak geri dönüyor. HDP sadece Kürtlerin değil tüm Türkiye halklarının partisidir. Onun için mutlaka desteklenmesi gerekiyor.  Çözüm sürecindeki yumuşma atmosferinin tekrar yakalanması için HDP ve Selahattin Demirtaş bir şanstır Türkiye halkları için. Herkesin HDP’nin başarısı için seferber olması gerekiyor. Herkesi HDP’ye oy vermeye çağırıyorum.”

Ceylan, Cemile, Berkin’i UNUTMAYALIM

Almanya’nın Hamburg kentinde yaşayan Kürt boksör İsmail Özen, seçimlere dair görüşlerini gazetemiz için yazdı.

Bir, Türkiye 24 Haziran 2018 tarihinde seçime gidiyor. Bu seçimler normal demokratik standartlarda yapılmıyor. Siyasi partiler arasında fırsat eşitliği sağlanmış değil. Aynı şekilde yurttaş için özgür iradesiyle sandık başına gidip oyunu kullanma koşuları sınırlı. İşin özü Erdoğan tek kale maç oynayacak. Sonuçta OHAL sürecinde yapılacak seçimler demokratik, adil ve meşru değildir.

İki, bunları bilerek hareket etmek gerekiyor. Ne olursa olsun bütün zorluklara rağmen bu seçimler demokrasinin kapısını aralamak için son derece önemli. Türkiye faşizmle demokrasi arasında bir tercih yapacak.

Üç, AKP-MHP-BBP Cumhur İttifakını kurdular. CHP’nin başını çektiği dört siyasi parti de Millet İttifakını kurdu. Bunun dışında kalan HDP ise Türkiye’nin ötekilerini yanına alarak gerçek anlamda bir demokrasi ittifakını kurdu.

HDP’yi destekleyen bir sporcu olarak şunları hatırlatmak istiyorum;

Türkiye’nin gerçek sorunlarını ancak HDP çözer. Programı, çözüm önerileri, özgürlük ve demokrasi anlayışı toplumsal barışın sağlanmasına uygun.

Türkiye demokrasisi ve barışına önemli katkılar sunmuş bir partidir HDP.

Plan bellidir; Erdoğan, HDP’yi baraj altında bırakarak bedavadan 60-70 belki de daha fazla milletvekili almak istiyor. Bu yolla parlamentoda çoğunluk sağlayacak ve diyecek ki, ‘Bakın Kürtler benim savaş politikalarımı destekliyor.’ Bir taşla iki kuş vurmak istiyor.

Dört, Türkiye’nin Erdoğan’dan kurtulmasının tek yolu HDP’nin barajı aşıp güçlü bir vekil sayısıyla parlamentoya girmesidir. Bu zor değil, sadece süreci doğru ve etkili yönetilirse aşılmayacak engel yoktur. Bunun içinde hepimizin gece gündüz demeden çalışmamız gerekiyor. Bu seçim bir halk hareketine dönüşmelidir. Erdoğan’ın soykırımın planının önüne ancak böyle geçebiliriz. Unutmayalım ki Erdoğan-Bahçeli topluma barış, özgürlük değil, savaş ve ölüm vaat ediyor. ‘Manifesto’ adını verdiği seçim vaatlerinde bunu net açıkladı.

Ceylan Önkol, Cemile ve Berkin Elvan’ı unutmadan sandık başına gidelim ve oyumuzu HDP’ye kullanalım.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.