HDP barajı geçemezse…


Son günlerin en çok tartışılan konusu, HDP'nin seçimlere parti olarak girme kararı. Yabancı biri ana akım medyanın köşe yazarlarını okusa sanır ki HDP'ye akıl verme seferberliği başlatılmış. Her biri madde madde, başlık başlık sıralıyor HDP'ye yapması gerekeni. Aslında HDP'nin şöyle bir iş bölümüne gitmesi gerekiyor; akıl verenler ve uygulayanlar. Uygulayıcıların uyanır uyanmaz ilk işi köşe yazarlarının partileriyle ilgili komutlarını okumak ve derhal pratize etmek olmalı. Böylelikle işler tıkırında yürür!
Mesele Kürtler olunca herkes kendini öğretmen olarak görüyor, başlıyor anlatmaya. Amiyane tabirle, seçimle ilgili stratejilerin bini bir para. Elbette HDP'nin seçime parti olarak katılma kararı önemlidir ve tartışılmaya değer bir konudur. Ama asıl sorun konunun tartışılması değil kullanılan üsluptur. Söz konusu AKP ve CHP olunca sorunu teşhis etmekle yetinenler, başrol Kürtler olunca hemen reçete yazımına başlıyor. Bu tavır, kendi anadilinden başka dil bilmeyen bir insanın, bildiği tek dili biraz konuşabilen yabancı karşısındaki kibrine benziyor. Bildikleri en iyi dil, Kürt'e akıl veren dildir. Kürt'ün karşısında yüksek perdeden konuşurken gayet rahattırlar. Lakin muktedirler karşısında hep utangaç ve sıkılgan çocuğu oynarlar. Sevimli olmaya özen gösterirler. HDP'yi de kendileri gibi sevimli görmek istiyorlar anlaşılan! Meclis dışında kalmak onlara göre oyun bozanlıktır. Gercek muhalafet yalnız o çok kutsadıkları TBMM'de olur. Diğer türlüsü marjinalliktir.
Kürt Özgürlük Hareketi'ne gönül vermiş kimsenin meclise girmeme gibi bir korkusu yoktur. Bu mücadale masa başında doğmadı ve koltuk siyasetiyle yoluna devam etmez. Türk liberallerinin demokrasinin kabesi olarak gördükleri TBMM, HDP için sadece bir araçtır. Kendisi başlı başına bir amaç olamaz ve olmamalıdır. HDP yola çıkarken de illa TBMM'de olmalıyız şiarıyla hareket etmedi. TBMM'de olmak, barajları yıkmak elbette cok önemlidir, tüm çabamız bu yönde olmalı. Ama TBMM'de olmamak da her şeyin bittiği anlamına gelmiyor. Aksine yeni bir çıkış yapma fırsatı olabilir. Devletin tekçi meclisine karşı her yerde halk meclisleri oluşturmada yeni imkanlar da doğurabilir. Meclis görkemli binalar, takım elbiseler, kravatlar, koltuklar değildir. Öz yönetim mekanizmalarıdır.
HDP'yi orta sınıf partisi olarak görmek isteyenler onu TBMM'ye hapsetmek istiyorlar. Onlara göre ehlileştirmenin yegane yolu meclise girmektir. HDP'nin parti olarak girmesine sıcak bakmamalarının sebebi HDP'nin meclis dışında kalabileceği korkusudur. Buyurgan bir dille eleştirebildiği, tartışma programlarında adına rahatça konuştukları meclisteki tek parti HDP, daha doğrusu Kürtlerdir. Bu nimetten mahrum kalmamak için can havliyle HDP'ye nasihatler yağdırıyorlar.
Son olarak, HDP'nin barajı geçip meclise girmesi Türkiye Sol Hareketi için TİP'ten sonra en büyük gelişme olacaktır. Baraj altında kalması ise her şeyin bittiği düşüncesine yol açmamalıdır.
