Her adımda barış, herkese demokrasi
Hasan KILIÇ Haberleri —
- Özgürlük Yürüyüşü, rejime dönüşen bir politik stratejik hattı tam ortasından yarma girişimidir. Hedefleriyle barışa ve demokrasiye ulaşma yürüyüşüdür. Muhatabı iktidar ve devlet aklı olduğu kadar toplumsal kesimlerdir.
1 Şubat 2024 tarihi Kürt siyasi tarihinde önemli bir güne işaret ediyor. Birçok siyasi parti, hak örgütü ve demokratik kitle örgütünün katılımı ve desteğiyle biri Van’dan diğeri Kars’tan olmak üzere iki koldan başlayan yürüyüş, her gün daha fazla dikkatleri üzerine çekerek devam ediyor.
Büyük Özgürlük Yürüyüşü’nün iki temel hedefi var. Birincisi mutlak tecridin kaldırılması ve Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü, diğeri ise Kürt sorununda demokratik çözüm. Büyük Özgürlük Yürüyüşü vesilesiyle bir kez daha yürüyüşçülerin hedefinin bu ülkede yaşayan herkesi nasıl ilgilendirdiğini görmek gerekir.
Leibniz’in monadolojisi en kaba haliyle geneli yansıtan bir tikellik fikri içerir. İmralı’ya devlet aklı ve iktidarın yaklaşımını monad felsefe üzerinden değerlendirirsek, ülkenin genelini etkilediğini ve bu noktada Büyük Özgürlük Yürüyüşü’nün sadece Kürtleri değil, tüm ülkeyi ilgilendirdiğini görürüz.
İktidarlar hukuku ve adaleti bir yerden deldiğinde, gerisi çorap söküğü gibi gelir. Özellikle seçilen bir yerden, kişiden, olaydan hareketle hukukun ve adaletin delinmesi bir iktidar stratejisi olarak toplumun refleksini ve yaklaşımını ölçer. Buna bağlı olarak adalet ve hukuksuzluğu başka alanlara ve kesimlere doğru yaymaya yönelir ya da yönelmez. Bu yönüyle İmralı’daki mutlak tecrit ve iletişimsizlik halini geneli resmeden tikel bir örnek olarak ele alırsak genele dair iktidar stratejisini anlayabiliriz. 5 Nisan 2015’te başlatılan mutlak tecrit sonrası adım adım artan ve yayılan adaletsizlikler-hukuksuzlukların listesi çıkarıldığında durum daha iyi anlaşılabilir. Elbette ki, 5 Nisan öncesi de Türkiye’de adaletsizlikler ve hukuksuzluklar vardı. Fakat ileriki zamanlarda 2015 sonrasının Türkiye siyasi tarihinde paranteze alınacağını öngörmek zor olmasa gerek. Bu paranteze alınacak dönemin başında 5 Nisan’la birlikte topluma sinir testi yapıldı ve refleksleri ölçüldü.
Herkese demokrasi
Büyük Özgürlük Yürüyüşü, rejime dönüşen bir politik stratejik hattı tam ortasından yarma girişimidir. Hedefleriyle barışa ve demokrasiye ulaşma yürüyüşüdür. Muhatabı iktidar ve devlet aklı olduğu kadar toplumsal kesimlerdir. Bu kesimlere demokratik bir yaşamın kapılarını aralamaktır.
Herkese demokrasiyi örgütleyen bir siyasal aklın fiile dönüşmesidir. Demokratik yaşamı barışla birlikte düşünmek ve rejime karşı kurucu siyasal aklı öne çıkararak hamle yapmaktır.
Öte yandan Büyük Özgürlük Yürüyüşü’nün amaçları, Türkiye’de demokratik yaşam imkanının zeminini çağırıyor. Bu yönüyle sadece iktidar stratejisi olarak tecrit rejimi değil, bunun reddinin varmak istediği yer de Türkiye halklarının tümünü ilgilendiriyor. Kalkış noktası yerine varış noktasına doğru baktığımızda bile bugün Büyük Özgürlük Yürüyüşü, bu ülkede yaşayan her bir insanı doğrudan ilgilendiriyor.
1 Şubat’ta başlatılan yürüyüşle varılacak menzil barış talebinin toplumsallaşması, toplumun siyasallaşmasıdır. O halde daha şimdiden yürüyüşün önemli bu yönüyle başarıya ulaştığını söylemek aşırı iyimserlik olmasa gerek.







