Herkesin özgürlük için yapacağı bir şey mutlaka var! Asla Unutmayın


SELMA AKKAYA / PARİS
“Öcalan Kütüphanesi Otobüsü”, eylem sakinlerinden iki kader ortağı, Nusaybin’den Rojava’ya oradan yolu Almanya’ya uzanan iki Êzîdî kadın Sitteriye Dündar ve Jazia Houran. Jazia’nın ailesi Nusaybin’de yapılan baskılar nedeniyle inançları nedeniyle 60 yıl önce Rojava’ya sürgün olmuş. Sitteriye de aynı öyküye sahip. Her iki Kürt kadını, “Bizim yerimiz burası. Bu eylemde bulunmamız gerekiyor. Başkan Apo, onun fikirleri bu halkın kurtuluşu” diyor. Eylem boyunca ellerinde sarı-yeşil-kırmızı iplerle bileklikler örüyorlar. Eyleme destek için gelenlerin koluna ördükleri bileklikleri takarken; “Kopana kadar çıkarılmayacak” diyorlar. Êzîdî inancına göre kola takılan ip, kopana kadar çıkarılmazmış. Ve ekliyorlar; “Mücadele sonuna kadar!”
‘Haber alıncaya kadar oturmayız’
Jazia, “Biz aslen Nusaybinliyiz. Dedelerimiz bundan 60-70 yıl önce Türklerin zulmünden kaçıp Rojava’ya gitmiş. Orada da kimliğimiz tanınmıyordu. 1989’da Almanya’ya geldik. Biz Êzîdîyiz. 5 gün önce otobüs eylemine dahil olduk. Biz Başkanımızın özgürlüğü için buradayız. Başkanımız cezaevinden çıkana kadar bize rahat yok. Dünya bilsin ki; biz İmralı‘dan haber alıncaya kadar oturmayacağız” diyerek, Öcalan’ın Êzîdî halkının ışığı olduğunu vurguluyor.
‘Serok Apo gözümüzün ışığı’
Jazia, “Êzîdî halkı için Serok Apo gözümüzün ışığıdır. Bizim fikrimiz, inancımızdır. Beynimizdir. O bizi mezardan yeryüzüne çıkardı. Başkan Kürt halkı için elbet çok şey yaptı ama Êzîdîler için bambaşka bir değişimi getirdi. Sizin aracılığınızla Êzîdîlere seslenmek istiyorum, bunu görmeliler ve Serok Apo’nun felsefesi etrafında buluşsunlar. Bu doğrunun ve şerefin yolu. Êzîdî halkının yolu Öcalan’ın yoludur. Bu iyi bilinmeli. Bizim kurtuluşumuz burada” diyor.
‘Başkan bizi yoktan var etti’
Şengal’de yaşananları ve ihaneti anlatan Jazia, şöyle devam ediyor: “İki kez Şengal’e gittim. Barzani’nin Şengal’de yaptıklarını gördüm. Onun yaptığını düşmanlarımız dahi yapmadı. Êzîdî kadınları pazarlarda DAİŞ tarafından satılıyorsa bu onun eseri. Şengal’i sattı. Kadın ve çocukların satılmasına göz yumdu. Şimdi Şengal’de Başkan Apo’nun fikirleriyle yeni bir yaşam kuruluyor. Meclisler, askeri birlikler. Biz başkan Apo’yu tanımadan önce kendimizi tanımıyorduk. Benim babam 14 yıl Barzani, 20 yılda Talabani’nin peşmergeliğini yaptı. Babam şimdi diyor; ’30 yıldan fazla peşmergelik yaptım. Ben kendimi Barzani için satmaya gelmedim. Öcalan’la tanışana ve O’nun fikirlerini görene kadar kendimizi tanımamışız. Ben halkıma değil yıllarca bir aşirete, bir aileye hizmet etmişim. Yurtseverliği Öcalan ile tanıdım. Fikirleriyle buluşunca insanlığı anladım.’ Tıpkı babamın dediği gibi o bizi yoktan var etti. Biz yaşadıkça Başkanımızın fikirleri etrafında olacağız, takipçisi olacağız. Bizim için o özgürleşene kadar yatmak, yaşamak haram. Doğrunun, insanlığın yolu bu.”

Êzîdî kadınları için de umuttur
Jazie’den sonra sözü yol arkadaşı Sitteri’ye alıyor. Sitteriye’nin ailesi de on yıllar önce Nusaybin’den Efrîn’e göç edenlerden. Orada doğmuş. Suriye rejiminin baskılarını, Kürt halkının kimliksiz kalışına tanıklık etmiş. Bu nedenle 94’de bu kez sürgün yolu onlar için Almanya olmuş.
Sitteriye “Êzîdî halkı ölüm uykusundaydı. Bu nedenle katliamlar yaşadı. Kendini savunmadı. Katliamdan sonra çok şey değişti. Kendi önderliğinin yıllarca çağrısına kulak vermediler. Başkan Apo, diyordu ki ‘kendinizi koruyun, kendinize gelin.” Ama bunu anlamadılar. Ta ki katliam yaşanana kadar Şengal kulak vermedi. Şimdi Şengal’de Êzîdî kadınları savaşıyor. Êzîdî kadınını zulme karşı ayağa kaldıran Başkan Apo’nun fikirleri. Onları yeniden var etti. Bu nedenle bütün Êzîdî kadınları Başkan Apo’nun fikirleri etrafında kenetlenmeli. Onun özgürlüğü için mücadele etmeli. O sadece Kürtler için değil artık tüm dünya için bir umut ve ışık. İradem olana kadar ben onun için her eylemde olacağım” diyor.
‘Aydığınlığı Öcalan’la tanıdık’
Sitteriye ve onun eylem arkadaşı Jazia, eylemin her aşamasında aktifler. Otobüste söylenen şarkılara, yabancı dostlara Kürtçe kelime öğretmeye, standın başında ellerinde posterle durmaya kadar hep birlikte yürüyorlar. İki Êzîdî Kürt kadın, iki yoldaş; “Biz aydınlığı Öcalan ile tanıdık. Onun fikirleri bugün Rojavayı, Şengal’i ayağa kaldırdı. Bu asla unutulamaz” diyor.
Başından bu yana otobüste
Mehmet Seven, Frankfurt’tan eyleme katılmış. İlk günden bu yana otobüste bulunuyor. Mardinli Seven, 77’lerden bugüne bu mücadelenin içerisinde. 12 Eylül’ün karanlık günlerinde 6 yıl Diyarbakır zindanında kalmış. Kızını Yüksekova’da, kardeşini Doğubeyazıt’ta bu mücadele uğruna şehit vermiş. Yapılan baskıların ardından 2000’li yıllarda Almanya’ya gelmek durumunda kalmış Seven, “Yapılanlar karşısında öfkemiz hep diri kalmalı. Asla unutmamalıyız” diyor.

Herkesin yapabileceği çok şey var
“Başından bu yana otobüsteyim. Bütün güçlerin bize karşı birleştiği bir yerde biz evimizde oturamayız. Bu aşamada evimizin olması, ya da bir şeylere sahip olduğumuzu sanmamız koca bir yalandan ibaret. Özgürlüğümüz yoksa gerisi yalan. Bunun için Önderliğimizin alındığı sürece bakmak yeterli. Bütün karanlık güçler birleşip bir komplo kurdu. Amaç Kürtleri öndersiz, ışıksız bırakmaktı. Kendi istedikleri doğrultuda onları yönetmek istiyorlardı. Komplonun amacı buydu. Gelinen aşamada her parçada saldırılar var. Önderliğimizden bilgi alamıyoruz. Bunu asla kabul edemeyiz” diyen Seven, Avrupa’da yaşayan Kürdistanlılara sesleniyor: “Herkesin kendi çapında yapabileceği çok şey var. Bu sizin özgürlüğünüz!”
‘Öfkemizi diri tutalım’
“Ben 12 Eylül’de Diyarbakır zindanında 6 yıl kaldım. Ailemde çok şehit var. Kızım Yüksekova’da ihbar ediliyor. Düşmanın eline geçmemek için kendini imha ediyor. Kardeşim Doğubeyazıt’ta şehit düşüyor. Düşman cenazelerini bile kaybetti. Çok baskı gördük. Bütün halkımız da aynı baskılara maruz kaldı. Bu unutulmamalı. Unutmamalıyız, öfkemiz hep diri kalmalı. Ben asla unutmayacağım! Bu eylemde olmaktan başka önemli bir şeyim olamaz. Herkes bu bilinçte olmalı. Öcalan özgür olmadıkça, Kürtler için yarın olmayacak. Bu bizim özgürlük davamız. Bu unutulmamalı” diyen Seven, eylemlere katılım çağrısı yapıyor.
Sitteriye, Jazia, Mehmet ve otobüste bulunan diğer Kürdistanlıların ömürlerine biriktirdikleri bütün acılar, yaşanmışlıklar Kürt halkının ortak kaderi. Otobüsün Paris’teki durağında mikrofonumuza konuşurken, ‘aydınlığı Öcalan’ın fikirleriyle tanıdık’ diyorlar ve ekliyorlar; “Herkesin özgürlük için yapacağı bir şey mutlaka var!”
