HRW: Düzmece suçlamalarla mahkumiyet

Dünya Haberleri —

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW)

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW)

  • Kürtlere karşı yapılan hak ihlallerinde ve Türk devlet temelli suçlarda çoğunlukla sesiz kalmayı tercin eden İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) de yaptığı açıklama ile Kobanî Kumpas Davası’ndaki suçlamalarını düzmece olduğuna dikkat çekti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) yaptığı basın açıklamasında "Türk mahkemesinin 24 Kürt siyasetçiyi devlete karşı suç işlemek gibi düzmece suçlamalarla mahkum etmesi, açıkça siyasi ve adaletsiz bir toplu yargılamanın sonucudur" ifadeleri yer aldı. Açıklamada mahkumiyet kararlarının, "Türk makamlarının ceza yargılama sistemini siyasetçilerin asılsız suçlamalarla uzun süreli keyfi tutukluluklarını sağlamak ve seçilmiş temsilcileri siyasi hayattan uzaklaştırmak için araçsallaştırdığını teyit etmekte olduğuna" vurgu yapıldı.

Demokratik süreci baltalayan karar

HRW Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, "Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve diğer önde gelen Kürt muhalif siyasetçilerin kitlesel bir davada mahkum edilmeleri, çoğunlukla Kürt seçmenleri seçtikleri temsilcilerinden mahrum bırakan, demokratik süreci baltalayan ve yasal siyasi söylemi suç haline getiren bir zulüm kampanyasının son hamlesidir" dedi.

Williamson ayrıca demokratik yollarla seçilmiş Kürt siyasetçilerin siyasi hayattan uzaklaştırmanın "PKK ile ile on yıllardır devam eden ihtilafın sona erdirilmesini hiçbir şekilde sağlamayacağını" da sözlerine ekledi.

 

 

"Umutlara bir darbe daha vurdu"

Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi Direktörü Ayşe Bingöl ise mahkumiyet kararlarını değerlendirirken, "Bu mahkumiyetler ülkede insan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasinin olumlu yönde değişmesi yönündeki umutlara bir darbe daha vurdu" dedi.

Son mahkumiyet kararları ile süren keyfi ve siyasi tutuklamaların uluslararası insan hakları standartlarını açıkça ihlal ettiğine ve AİHM kararlarını da hiçe saydığına dikkat çeken Bingöl, sözlerini şöyle tamamladı:

"Uluslararası toplum şimdi kritik bir tercih yapmak zorunda: Sessiz kalarak bu baskıcı uygulamaların suç ortağı olma riskini mi göze alacak yoksa uluslararası yükümlülüklerin bu denli ciddi bir boyutta ihlal edildiği durumlar için öngörülen süreçleri başlatmak için güçlü bir şekilde harekete mi geçecek?" BRÜKSEL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.