İstanbul seçimleri ve Kürt meleler - Hafız Ahmet TURHALLI

Haberleri —

Kemalizmin yeşil ve kırmızı renklerinin, Kürt Meleleri üzerinden bir kapışmaya gitmelerini ibretle izlemekteyiz.

İstanbul’da iktidar ve rant için birbirine giren Kemalist tonlar, işleri kurtarmak için, yapmadıkları ve yapamayacakları hiç bir şey bırakmamışlardır. Türk-İslam sentezcileri, seçim öncesi Kürdistan’ı ve Kürtlüğü isteyenler bu toprakları terk etmelidirler, Kürtler, ‘ateist ve dinsizdir’ diye nara atanlar, şimdi Kürt Melelerini paraya boğarak, İstanbul’da seçimi kazanmanın kirli savaşına girişmektedirler.

İlahi adalet bu olsa gerek. Kürtler; Kemalist sistemin hakikatini, yürüttükleri mucizevi mücadeleleri ile içerde ve dışarıda ifşa etmiş durumdalar. Bu sistemin tek bir renginin olduğunu, simsiyah kapkara olduğunu kanıtladılar.

Kürdistan ve Anadolu’da yaşayan bütün dini, mezhebi ve milli kimlikler için bir karabasan olduğunu da ispatlamış durumdalar. Bir seçimi kazanmak için, islamcısı ve laiki ile Kürdün para karşılığında, ihanet edebilecek melesine muhtaç durumdadırlar.

Ne büyüksün Allahım, neler gösteriyorsun bize. Kızılelmacı yazarlardan Sabahattin Önkibar: “Devlet, Melelere, İstanbul seçimi için seferberlik ilan etti. Sözü dinlenen itibarlı melelere, İslam’ın ve devletin size ihtiyacı var deniliyor. İkna edilen melelere uçak biletleri alınıp, İstanbul’da kiralanan ev ve villalara yerleştiriliyor. Melelerin mollalığı yani ehemmiyetine göre, ceplerine büyük miktarda paralar konuluyor.”

Saygı Öztürk ise: “23 Haziran’da yapılacak seçimde Kürt kökenli seçmenlerin belirleyici olacağı konuşuluyor. İşte, partiler de buna göre hazırlık yapıyor. AKP, Güneydoğu’dan yüzlerce ‘Mele’yi İstanbul’a taşıdı. AKP lehine çalışan melelere, belediye başkanları ve bazı aşiret önde gelenleri de eşlik ediyor. Güneydoğu’dan gelenlere kullanmaları için önemli ödenek aktarıldığı da konuşuluyor.

CHP de, bölgede etkin 10 mele ve kanaat önderini İstanbul’a getirdi. Onlar da AKP’ye oy vermiş seçmenlerin, ‘mağdur’ edildiğini belirttikleri Ekrem İmamoğlu’na oy vermeleri için çaba gösteriyor. Seçim döneminde CHP’nin taşıyacağı mele ve kanaat önderlerinin sayısı 44’e ulaşacak. Ama bu, AKP’nin taşıdıklarının yanında ‘devede kulak’ misali” diyor. Bu azılı Kürt düşmanları.

Bu bilgileri okuduktan sonra, Cenabı Allah’ın müstekbir ve zalimleri nasılda, bu dünyada rusva ettiğine şahitlik ediyoruz.

Kürt Medreseleri, Kürt halkının dini ve milli kültürünün şekillendiği eğitim mekanlarıdır. Kürtlerin toplumcu, özgürlükçü dini anlayışı ve fikriyatı, bu Medrese ve Melelerden neşet etmiştir. Selahaddîn Eyyûbî, Seydayê Xanî, Mevlana Halid, Şeyh Ubeydullah Nehrî, Şeyh Said, Said Nursî, Qazi Muhammed, Mele Abdullahe Timokî, daha nice dini ve tarihi şahsiyetler bu Medreselerde yetişmiştir.

Bin yıldan fazla bir zamandır, kendi ana dilleri olarak eğitimlerini Kürtçe yapmakta olan, Kürt âlimleri ve fakileri, Kürt dilini de yok olmaktan kurtarmışlardır. Kürt halkı kendi seyda ve melelerini, ekmeklerini paylaşarak yetiştirmiştir. Bu seyda ve meleler hiçbir zaman milletlerinin ve hakikatin karşısında durmamışlardır. Tam tersine kendi milletlerinin yanında yer alarak, doğru İslami mefkureyi tebliği sürdürmüşlerdir.

Kürdistan’ın özgür medreselerinde yetişen seyda ve meleleri, kontrol altına alamayan Kemalist sistem, Tekke ve Zaviye Kanunu çıkartarak, Kürt müslümanların ve Kürt milletinin ilim ve yurtseverlik kaynaklarını kurutmak istemiştir. İslam Enstitüleri ve imam hatiplerle, Türk-İslam iktidarcı fikriyatını bir proje olarak hayata geçiren bu sistem, Kürt Medreselerinin içini boşaltarak, melelerin bir kısmınıda maaş karşılığında yanına almıştır.

Bu işbirlikçi din tüccarlarının fazlalaşmasına rağmen, Allah’ın dinini satmayan ve kişisel çıkarlarını asla düşünmeyen, hakikate bağlı olan seyda ve melelerimizde varlıklarını sürdürmüşlerdir. Adalet ve hakiki İslam için, doğrulardan taviz vermeyen, sisteme karşı duran seyda ve melelerimiz bu sistem tarafından şehit edilmişlerdir.

İktidar sofralarında nemalanan ve iktidar taraftarı olan meleler çoğunlukta olsalarda, İslam’ın gerçek savunucuları olan melelerimizde, korkusuzca bu sisteme karşı mücadele etmişlerdir/ etmektedirler.

Son 30 yılda otuz kişiden fazla alimimiz, melemiz şehid edilmiş, yüzlercesi zindana atılmış, yüzlercesi görevden uzaklaştırılmış, yine yüzlercesi sürgünde yaşamak zorunda bırakılmışlardır. İktidar safında yer alan işbirlikçiler, sayıca fazla olsalarda, hakikatin yanında saf tutan seyda ve melelerimizde az değildir.

Özgür Cuma Namazlarının sistemi ne kadar zorladığına hepimiz şahitlik etmişizdir.

Kuran; Mutref ve Mele diye bir sınıftan bahs etmektedir. Arapça bir kelime olan “mutref”, sözlükte suyun bol olması, rahat, refah ve bolluk içinde yaşama, sorumsuz, rahat yaşayan, cebbâr ve zorba kişi” gibi manalar için kullanılır.

Aynı anlama gelen “mele” diye anlatılan bir isim de mevcuttur.

Çeşitli anlamlara gelmekle beraber, daha ziyade “toplumun zengin seçkinleri” anlamında kullanılan “mele” kelimesi, Kur’ân’da, “mutref” kelimesi ile benzerlik göstermektedir.

Hz Nuh’un mücadelesini yürüttüğü toplumun mele sınıfı, ona cevaben; “Bunun üzerine hâlkının ileri gelenleri, (ona), “Kuşkusuz biz seni apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz.” diyerek karşılık vermişti.” (Araf-60)

Bu Ayette “mele” diye geçen sınıf, iktidarın yanında saf tutan ve iktidardan nemalanan sınıftır. İktidarın sunduğu imkanlarla, kanat önderi olan sınıf ve kesimler, Kur’an’ın bahs ettiği bu sınıftır.

Yeşil ve kzıl Kemalistlerin, onların iktidarlarının saflarında yer alan meleler, Hz Nuh’un, Musa’nın, İsa’nın ve Hz Muhammed’in karşısına dikilenlerin mirasçılarıdırlar. Kendi şatafat ve lükslerinden dolayı, hakkı bastırmak için müstekbir ve zorba olan iktidarların devamını sağlamak için çalışırlar.

Bugün İstanbul’a müstekbir ve tağut olan Kemalist sistemin iktidarları için çalışmalara katılanlar, Kemalist sistemin meleleridirler. Bunlar Kur’an’da anlatılan ‘mele’ sınıfıdır. Kürdistan ve Kürt milletinin meleleri ise bunlardan beridir. Onlar kendi dinlerini, hakkı maaşa ve koltuğa satmayanlardır. Onlar inandıkları İslam ve adalet için canından, malından ve koltuklarından feragat edenlerdir. Hakkın gücü batılı mutlaka alt edecektir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.