Cinsiyet eşitliği zihniyet dönüşümüyle sağlanır

Forum Haberleri —

.

.

  • Kadın Kurtuluş İdeolojisi ışığında vücut bulan Rojava Kadın Devrimi, Eşbaşkanlık Sistemi, Dünya Kadın Hareketleri’nin eşitlik özgürlük mücadelelerine esin kaynağı  olmaya devam ediyor.

ELİF AKGÜL ATEŞ
 
İnsanlık tarihi boyunca eşitsizlik üzerinde şekillendirilen Ataerkil Sistemin kadınlar ve toplumun ezilen diğer kesimleri üzerinde geliştirdiği sömürü, baskı ve şiddet mekanizması Kapitalist Küreselleşmeyle birlikte farklı formlarda varlığını sürdürüyor.

Kapitalizmin pazar ilişkilerinin doğurduğu rekabet koşullarında yeniden şekillenen şiddet ve sömürü mekanizması, kadınlara hiç fırsat vermedi. Kuşkusuz bu eşitsizlik farklı etnik dinsel gruplara mensup kadınlar açısından daha ağır şekilde yaşandı, yaşanıyor.

Dolayısıyla  özel ve kamusal alanda kadın kimliğinin, emeğinin sömürüsüne karşı daha güçlü bir mücadele gerekiyordu.

Böylelikle 1970’lerden itibaren radikal kadın hareketleri ulus ötesi alanlarda daha etkin şekilde gelişmeye başladı. 20. yy’ın ikinci yarısında yükselen  Feminist İdeoloji kısa sürede tüm dünyada büyük etki yarattı. 

Yaşanan gelişmelere paralel olarak kadınlar bu sömürü, baskı, şiddet kültürüne karşı bir bilinçlenme ve farkındalık içinde mücadelelerini daha da yükseltmeye başladılar. Kadınlar, cins, sınıf ve ulusal kimliklerinin sömürüsüne, şiddet politikalarına karşı ulusal ve uluslararası düzeyde farkındalık içinde eylem ve etkinlikleriyle geniş dayanışma ve mücadele ağları oluşturdular. 

Kuşkusuz, BM tarafından toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı önlemleri içeren uluslararası sözleşmeler geliştirilmesi, bahsini ettiğimiz Küresel Kadın Hareketleri’nin mücadeleleri sonucudur. 1975 “Dünya Kadın 10 Yılı” ilan edildi. Pekin Deklarasyonu İle kadınlara karşı her türlü şiddetin önlenmesine yönelik ilkesel kararlar alındı. CEDAW’ın “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi” cinsiyetçi ideolojinin kadın kimliği, emeği üzerindeki sömürü ve baskı mekanizmasına karşı önlemler alınmasını içeriyordu. Kadının  insan hakları bu dönem gündemleşecekti. Eşitlik, özgürlük ve demokrasi ekseninde geliştirilen bu sözleşmeler, kadınların çalışma yaşamında ücret eşitliği, doğum, çocuk bakımı, sosyal güvenlik hakkı, siyasal ve sosyal alanda ve yönetim mekanizmalarında temsiliyet  gibi Fırsat Eşitliği yani Pozitif Destek Politikaları’nı içeriyordu.

Ancak uluslararası sözleşmelerde öngörülen Fırsat Eşitliği Politikaları sorunu çözmede yetersiz kalıyordu. Kültürel kalıplar, gelenekler, ideolojik, dinsel söylemler gibi faktörlerin ortadan kaldırılması, Fırsat Eşitliği Politikalarıyla çözülmüyordu. 

Böylelikle taleplerinin siyasal iktidarlar tarafından hayata geçirilmesi ve gerekli dönüşümlerin sağlanması için ördüküleri dayanışma ağları doğrultusunda kapsamlı eylem programları geliştirdiler. Bunu beş yılda bir gerçekleştirdikleri Dünya Kadın Yürüyüşü’yle taçlandırdılar. Dünya Kadın Yürüyüşü (DKY) Şartı, Kapitalist Sistem’in azınlıklar, kadınlar üzerinde sürdürdüğü her türlü sömürü, baskı ve şiddet mekanizmasını sorgulayan, yeryüzünde ekolojik dengeyi,  insanlık değerlerini sarsan savaşa ve militarizme karşı dünya çapında etkin bir mücadelenin sürdürülmesini öngörüyordu.  

Ancak ataerkil zihniyetten beslenen Kapitalizm halklar, kadınlar ve toplumun yoksul kesimleri üzerinde estirdiği zulüm mekanizması dur durak bilmiyor. Paylaşım savaşlar yaşamın bir parçası olarak varlık göstermeye, dünyayı kaosa sürüklemeye devam ediyor.  

Gelinen aşamada Uluslararası Sözleşmelerde olmasına ve üye ülkelerin imzası olmasına rağmen, cinsiyetçi zihniyet sözleşme kararlarının pratiğe geçirilmesi önünde direnç göstermeyi sürdürüyor. Modernitenin merkezi Avrupa'da kadınlar hala ailede, çalışma yaşamında, siyasal ve sosyal alanlarda her türlü ayrımcılıkla boğuşmayı sürdürüyor. Erkek egemenlikli zihniyetin dönüşümü  konusunda dünya çapında deyim yerindeyse bir arpa boyu kadar yol alınamamıştır.

Dolayısıyla kadın mücadelelerinin temel önceliği de artık buna göre şekilleniyordu. Bu bağlamda, zihniyet dönüşümünü ve buna karşı mücadeleyi temel öncelik gören Kürt Kadın Hareketi, dikkatleri üzerine çeken temel öznelerin başında geliyordu.

Cinsiyet eşitliği ancak zihniyet dönüşümü ile gerçekleşebilir
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, ‘Değerleri aşınmış bir insan kitlesi sistemin ideolojik propagandasının pençesinde kimliksizleştiriliyor. Egemen sistemin şekillendirdiği toplumsal kültür, ahlak ve zihniyet öylesine içselleştirilmiştir ki, teslimiyet ve kölelik duyguları adeta kanıksanmış duygu ve düşüncelere bürünmüştür. İnsani değerlerin zihinlerin karanlık girdaplarına gömüldüğü bir toplumsal gerçeklikle karşı karşıyayız. Kimlik politik mücadele ile dönüştürülebilecek bir şeydir.’ derken kadının özgürlük mücadelesinin zeminini ortaya koymaktadır.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği Kadın Kurtuluş İdeolojisi, kadın özgürlük mücadelesine radikal bir perspektifle bambaşka bir açılım sunuyordu.

KKİ, erkek egemenlikli özel mülkiyetçi mantığın kadın ve erkek kişiliğinde yarattığı binlerce yıllık tahribatı görerek, hem kadının, hemde erkeğin insanlığın ilk toplumsallaşma aşamasındaki özüne kavuşturmayı hedefler. Bu öze dönüş mücadelesi gerçekleşmeden özgür kadın, özgür erkek, özgür ilişki, demokratik-eşitlikçi aile ve dolayısıyla demokratik özgür bir toplumun yaratılamayacağına kesinlik koyar.

Paylaşım temelli yeni bir anlayış, ölçü ve tarzın geliştirilerek, yaşamı yeniden yaratılmasını hedefleyen KKİ, kadına, dolayısıyla topluma dayatılan olgularla savaşmayı, onları dönüştürmeyi, yaşamın her sahasında eşit temsiliyeti inşa etmeyi ifade etmektedir. Buna göre Kadın Eksenli İdeoloji’nin yaşam bulabilmesi için, Erkek Eksenli İdeoloji’ye göre şekillenen kurumlaşmalar reddedilmek zorundadır. Bunun başında gelen kurumlar aile, ordu ve devlettir. Bu bağlamda kadınların öz örgütlenme, öz savunmayla kendi partileşmesini, ordulaşmasını yaratarak özgürleşebileceğini öngörmekte.

Demokratik Ekolojik Kadın Özgürlükçü Paradigma bunun yaşamsal gerçekliğin bir örneğidir. 

Buda eşit temsiliyet pratiğiyle somutluk kazanacaktı. Bugün Kadın Kurtuluş İdeolojisi ışığında vücut bulan Rojava Kadın Devrimi, Eşbaşkanlık Sistemi, Dünya Kadın Hareketleri’nin eşitlik özgürlük mücadelelerine esin kaynağı  olmaya devam ediyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.