Katalancanın hikayesi

Haberleri —

F. XAVIER VILA*

Her bakımdan, Katalonya Avrupa’nın iki dilli toplumlardan biri ve yerel dil, birçok soruna rağmen, hiçbir şekilde yok olma tehdidi ile karşı karşıya değil.

Ziyaretçiler Katalonya havalimanına indiklerinde, Avrupa’nın birçok şehrinde olduğu gibi iki değil, tam üç dilde karşılandıklarını hemen fark edeceklerdir: İngilizce, İspanyolca ve Katalanca.

İlk bakışta, Katalancanın varlığının sadece yerel gurura yönelik iyi niyetli bir taviz olduğunu düşünebilirsiniz. Ama otele giden yolda durumun bu olmadığını hızla kavrarsınız. Aslında ticari afişlerden yer adlarına, sokak adlarına ve trafik işaretlerine dek birçok yazılı bilgi en azından ve çoğu zaman sadece Katalancadır. Elbette otelde hizmetler çok dilli veriliyor olabilir, birçok restoran çok dilli menülere sahip olabilir ve radyoda çalınan müziklerin büyük bölümü uluslararası hit parçalardan oluşabilir. Ama ziyaretçiler dikkat gösterip bu ilk perdenin ardına bakabilirlerse, kısa sürede gözlerinin önünde karmaşık, çarpıcı bir dil manzarasının ortaya çıktığını göreceklerdir. Katalanca bu dilsel bulmacanın hayati bir parçasıdır.

Aslında ziyaretçilerimiz otelden ayrılıp sokakta insanları konuşurken duymaya başladıklarında hemen fark edeceklerdir ki insanlar çoğunlukla Katalanca konuşmaktadır. Katalonya dışından gelen birçok göçmen ya İspanyolca (veya burada verilen adla Kastilya dilinde) ya da kendi dilinde konuşmaktadır. Bu yüzden Endülüslü, Latin veya Faslı göçmenlerin onlarca yıldır yerleşmiş oldukları mahallelerde her yerde Katalanca duymayı beklemeyin. Ama yerel sakinler en az iki dilli olduğundan ve diğer dillerde konuşanları ağırlamak istediklerinden, göç onların Katalancayı terk etmesine neden olmadı. Tersine, Katalanlar dillerini evlerden meclise, oyun parklarından işe ve hastaneye kadar tüm toplumsal alanlarda kullanıyorlar. Katalanca tüm okul ve üniversitelerde temel eğitim dili ve yaşlı bakımevlerinin yanı sıra bilim insanları tarafından araştırmalarda da kullanılıyor.

En çok kullanılan 20 dil arasında

Yalnızca Barcelona Futbol Kulübü stadında değil, Barcelona’nın opera salonu Liceu’da ve tüm müzelerde de kullanılan birinci dil Katalanca. Katalanca birçok yerel tiyatronun, yüzlerce müzik grubunun ve en çok dinlenen iki (ve daha birçok) radyo istasyonunun dili.

Katalanca internette en çok kullanılan 20 dil arasında ve Windows, Office, YouTube ve Twitter gibi sayısız yaygın yazılım uygulamasının Katalanca sürümü mevcut.

Katalonya’daki herkes mükemmel Katalanca konuşuyor değil: Resmi EULP anketine göre (Enquesta d’usos lingüístics de la població [Dil kullanım anketi]), 2008’de 14 yaş üzeri nüfusun yüzde 94,6’sı anladıklarını söylerken, yüzde 78,3’ü konuşabildiklerini, yüzde 81,7’si okuyabildiklerini ve yüzde 61,8’i ise yazabildiklerini söylemiş. Ama Katalonya’nın bir göçmenler toplumu olduğunu da hesaba katın. Bir bütün olarak toplumda nüfusun yüzde 58’i Katalonya’da, yüzde 24 İspanya’da başka bir yerde (çoğunlukla Kastilya dili konuşulan bölgelerde) ve yüzde 17 yurtdışında doğmuş.

Her bakımdan, Katalonya Avrupa’nın iki dilli toplumlardan biri ve yerel dil, birçok soruna rağmen, hiçbir şekilde yok olma tehdidi ile karşı karşıya değil. Aslında Katalanca yeni kullanıcıları kendine çeken canlı bir dil. Katalonya’da yaşayıp Katalanca konuşan 5,7 milyon kişinin neredeyse yarısı dili anne babasından değil arkadaşlarından, okulda, üniversitede vb. öğrenmiş.

İspanya’nın başka yerlerinde doğanların yüzde 60’ının ve yurtdışında doğmuş olanların yüzde 42’sinin Katalanca konuşabiliyor olması, Katalancanın çekiciliğinin kanıtı (EULP 2008). Aslında, entegre olan insanların çoğu Katalancayı gündelik dil olarak kullanıyor. Anne babalarıyla Kastilya dili konuşan her üç kişiden birinin, (temel olarak karma çiftlerde) çocukları ile Katalanca konuşması buna kanıt.

Kendi devleti olmayan bir dil olarak Katalancanın Katalonya’daki konumu her bakımdan benzersiz. Katalanca mevcut durumuna nasıl geldi? Bunu açıklamak için biraz tarihe bakmak gerek. Özellikle de Avrupa’da, dil konusunda naif insanlar dilleri egemen devlet ile eşitliyor (örneğin Fransa eşittir Fransızca) ve bu nedenle bu kurala aykırılıkları dillerin karışması olarak yorumluyor. Onların gözünde Katalanca İspanyolcadan farklıysa, İspanyolcanın diyelim ki Fransızca ve/veya İtalyanca ile karışımından oluşuyor demek. Diller ulus devletlerden önce vardılar. Almanca, İtalyanca veya Katalanca Almanya’dan, İtalya’dan veya İspanya’dan önce vardı. Aslında birçok devlet dil temelinde kuruldu, diller ulus devlet temelinde değil.

Barda, kilisede, mahkemede Katalanca

Peki Katalanca nasıl oluyor o zaman? Katalanca bugün Katalonya dediğimiz bölgelerde Orta Çağ’ın başlarında yaygınlaşan bir dil. Bir dil olarak, 2000 yıl önce Roma İmparatorluğu’nun bölgeye dayattığı bu bölgelerde konuşulan Latinceden türedi. Tarihsel anlamda Katalanca Katalonya’nın yerel dili ve neredeyse tüm yerel nüfus tarafından son bin yılın çoğunluğu boyunca çoğu sosyal durumda kesintisiz kullanıldı. Katalanlar evde ve işyerinde, barlarda, mahkemelerde ve kiliselerde Katalanca konuştular; kendi dillerinde şarkılar söylediler, tiyatrolar oynadılar, spor yaptılar ve vasiyetnameler, yasalar, şiirler ve romanlar yazdılar. Aslında 20. yüzyıla dek Katalanların büyük çoğunluğu tek dilliydi ve Katalanca konuşuyordu. Dolayısıyla, bu açıdan, Katalancanın hikayesi Avrupa’daki birçok başka “normal” dilden temelde farklı değil.

Ama Katalanca ile diğer normal diller arasında temel bir fark var ve bu, devlet ile ilişkisinden kaynaklanıyor. Katalanlar aşağı yukarı Portekizliler, İtalyanlar veya Kastilyalılar ile aynı tarihlerde kendi dillerinde yazmaya başladılar. Aslında Katalanca yazılı bir dil olarak 14. ve 15. yüzyıllarda altın çağını yaşadı. Bu dönemde yalnızca güçlü bir devlet olan Aragon Hanedanlığının temel resmi ve idari dili değildi, aynı zamanda bir edebiyat ve bilim diliydi de.

Ama kültürlü bir dil olarak Katalanca birbirini takip eden iki kriz yaşadı.

l İlki 16. yüzyıl başlarında, Aragon, Kastilya, Flanders ve Avusturya tahtları birleşip, İspanya’nın öncülü olan çok milliyetli siyasi varlık Habsburg İmparatorluğu’nu meydana getirdiğinde yaşandı. İmparatorluk sarayı Kastilya’ya taşındığında onu aydınlar ve yazarlar takip etti ve Katalan edebi üretimi nicelik ve nitelik açısından bir anda zayıfladı.

l İkinci kriz Katalonya, Valencia ve Balearic Adaları Veraset Savaşları’nda (1700-1714) yenilgiye uğradıktan sonra yaşandı. Bölgeleri Kastilya’ya bağlandı ve mahkemelerden hukuk sistemlerine ve üniversitelere dek kurumları tasfiye edildi ve yerlerine Kastilya kurumları getirildi. Yeni kraliyet hanedanlığı, sonrasında yeni İspanyol devletinin köşe taşı haline gelecek olan, Katalanları Kastilyalılaştırma politikasını uygulamaya koydu. Bu politikayı takiben Katalanca adli sistem, idare ve okullar dahil tüm resmi konumlardan aşamalı olarak çıkarıldı; amaç Katalancanın en sonunda konuşanlar tarafından terk edilebilecek yerel bir dile indirgenmesi idi. Bu amaçlar, Katalancayı okullarda ve resmî kurumlarda yasaklayan ve Kastilya dilini Katalanlar arasında yaygınlaştıran General Franco diktatörlüğü (1936/39-1975) döneminde neredeyse başarılı oluyordu. Dahası, bu dönemde yüz binlerce Kastilya dili konuşan göçmen Katalonya’ya yerleştirildi ve Kastilya Katalonya’da ilk kez yaygın şekilde konuşulan bir dil haline getirildi.

Katalanca için iki sıkıntı

Kısaca, Katalanca böylesine korkunç baskılar altında yok olabilirdi ama olmadı. En karanlık baskı dönemlerinde bile, neredeyse tüm Katalanların gündelik yaşamında konuşulan dil olmakla kalmadı, yazarlar ve aydınlar, daha güzel günlerin geleceği ümidiyle takdire şayan eserler üretmeye devam ettiler. O günler, diktatörün ölümü ile geldi.

İspanya yeniden demokrasiye kavuşur kavuşmaz Katalanlar 1979’da bir derece özerklik elde etmeyi başardılar ve toplumlarını yeniden inşa etmeye başladılar. Bu sürecin merkezi öğelerinden biri Katalan dilinin normalleştirilmesi idi. Bu süreç iki ana faaliyet içeriyordu. Bir taraftan Katalanca eğitim alamamış olan yetişkin nüfusun dil becerileri edinmesine yardımcı olmak için özel çabalar gösterilmesi gerekiyordu, bu ise neredeyse tüm yerel nüfusa yönelik kitlesel dil okuryazarlığı kampanyaları, Kastilya dilinde konuşan göçmenlere yönelik ikinci dil olarak Katalanca eğitimi kursları demekti. Diğer taraftan Katalanca İspanyol makamları tarafından yasaklandığı tüm yaşam alanlarına yeniden getirilecekti. Böylelikle Katalanca, yerel ve ulusal kurumlarda temel idari dil olarak yeniden benimsendi; okul ve üniversitelerde yeniden eğitim dili oldu; birçok yeni medya kuruluşunda konuşulan dil olarak benimsendi ve genel olarak tüm yaşam alanlarında desteklendi.

Diktatörün ölümü ardından geçen otuz yıldan fazla sürede bu süreç hiç de basit olmadı ve birçok bakımdan halen devam ediyor. Katalanca bugün canlı bir dil ama ciddi sıkıntılar yok değil. Bunları iki kısımda özetleyelim: Toplumsal ve siyasi sıkıntılar.

Toplumsal açıdan Katalanca ciddi şekilde yeniden ayağa kalkmış olmasına rağmen, birçok bakımdan halen üç yüzyıllık baskıdan toparlanma aşamasında. Örneğin 2011’den bu yana Katalonya’da çıkan neredeyse her gazete ya sadece Katalanca ya da iki dilde basılıyordu: Biri Katalanca, diğeri Kastilya dilinde. Katalanca olarak her yıl on binden fazla farklı kitap basılıyor, buna yerel ve uluslararası çoksatanlar dahil. Bu örneğin İbranice, Yunanca veya Fince basılan kitaplardan yüksek bir sayı.

Katalanları İspanyollaştırma

Ama yine de Katalonya’da halen Kastilya dilinde daha fazla sayıda gazete ve kitap satılıyor ve bunun sebebi tek dilli göçmenler değil, bugün birçok yetişkinin eğitim aldığı dilde okuyup yazmayı daha kolay buluyor olması. 2000’lerin ilk on yılında dünyanın dört bir yanından gelip Katalonya’ya yerleşen 1,5 milyondan fazla göçmen de meseleyi kolaylaştırmadı. Katalanların göçmenlerle konuşmak için Kastilya diline geçebiliyor olması dil entegrasyonunu zorlaştırıyor.

Katalan kurumlarının dar özerklik marjı ve İspanyol merkezi makamlarının kesintisiz siyasi müdahaleleri nedeniyle toplumsal değişimler sonsuz şekilde karmaşık hale geliyor. Ne İspanyol devleti ne de Kastilyalı ulusal çoğunluğu İspanya’nın tekrar farklı dillerin eşit muamele gördüğü federal bir devlet haline gelebileceğini kabul etmiş durumda. Aksine, son on yıllarda merkezi idare, Kastilya dili üstünlüğünü korurken diğer dillerin gerilemesini sağlamak için tüm yasal ve siyasi çabaları gösterdiler. Örnek vermek gerekirse, Katalonya’nın Franja gibi, Katalancanın tarihsel olarak hâkim dil olduğu ama hukuki olarak çok az veya sıfır tanındığı bazı dış bölgeleri var.

Katalonya’da seçim sistemi bunu imkânsız hale getirmesine rağmen, Katalancayı ikincil konumda tutma çabaları hiç bitmedi. Bu anlamda 2006 tarihli yeni Özerlik Statüsü son derece anlamlı. İspanyol hükümeti ile epeyce zıtlaşmadan sonra, 1978 Anayasasına göre tüm İspanya yurttaşları için zorunlu olan Kastilya dili ile eşit seviyeye getirmek için Katalanca bilmeyi Katalonya yurttaşları için zorunlu hale getiren bir statü referandumla yasalaştı. Ama Anayasa Mahkemesi 2010 yılında Katalonya’da Kastilya dilinin zorunlu olacağına ama Katalancanın olmayacağına hükmetti. Ve iki yıl sonra bu cümleye dayanan İspanya eğitim bakanı, Katalan öğrencileri İspanyollaştırma hedefi ile övünerek Katalonya’yı ayağa kaldırdı. Katalonya’nın eğitim alanındaki yetkisini işgal etmekle kalmıyor, Katalan çocuklarına Kastilya dilinde tek dilli eğitim verilmesini de salık veriyordu. Bu tutum birçok Katalan tarafından sömürgeci ve tamamen kabul edilemez sayıldı.

Bu bağlamda, diller şu an Katalonya’da toplumsal mobilizasyonun temel bir unsuru mu? Hem evet hem de hayır. Bir taraftan Katalancanın savunulması Katalan toplumu içinde yaygın bir toplumsal desteğe sahip. Katalancanın teşvik edilmesini desteklemek için Katalanca konuşmaya gerek yok çünkü başka şeylerin yanı sıra iş piyasasında da önemli bir rol oynuyor. Katalanca öğrenmek toplumsal mobilite açısından iyi bir yatırım ve teşvik edilmesi toplumsal uyum ve milli kimlik açısından iyi bir kolektif yatırım. Bunun aksine, herkesin bildiği küresel bir dil olan ve İspanyol anayasası tarafından empoze edilen Kastilya dili için aktif bir mobilizasyon daha marjinal. Küçük, çok siyasileşmiş ve genellikle İspanyol göçmeni bir azınlık tarafından destekleniyor. Bağımsızlık yanlısı iki büyük partinin liderinin bağımsız bir Katalonya’da Kastilya dilinin resmi statüye sahip olacağını şahsen beyan etmiş olduğu da unutulmamalı. Dolayısıyla, diller Katalan toplumunu anlamak için temel bir unsur olsalar da şu aşamada bağımsızlık sürecinin merkezi unsuru değiller.

* F. Xavier Vila

Barcelona Üniversitesi’nde doçent doktor. Katalan Felsefesi alanında ödül sahibi ve Brüksel Vrije Üniversitesi’nde dilbilim doktorası yaptı.

Sosyolengüistik alanında CRUSCAT Araştırma Ağı’nın ilk direktörü ve Barcelona Üniversitesi’nde Sosyolengüistik ve İletişim Merkezi’nin (CUSC-UB) şu anki direktörü. Sosyolengüistik, demolengüistik ve dil politikası alanlarında aralarında Survival and Development of Language Communities. Prospects and challenges’ın da olduğu (Multilingual Matters, 2012) sayısız kitap ve makale yayınladı.

Çeviri: Serap Şen

Kaynak: https://whatsupcat.com

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.