Kaynaşma konusu: Yardımcı sesler -III-

Yardımcı sesler ve kaynaşma konusunu irdelemeye devam ediyoruz.
Örnek: Süre gelen; fiil çekimindeki şahıs edatlarından ‘i’nin çıkarılması kuralı, daha ne kadar sürüdürülebilir? Aşağıdaki fillere bakalım o zaman:
avêtin - êşandin - êxistin - axaftin
Şimdiki zamanda şöyle şöylüyoruz:- ez dêşînim - ez dêxînim - ez daxivim û hwd.
Tanınan, sık kullanılan fiillerin sözlü dil kurallarında kendini koruması mümkün. Bunların dışında kalan bazı fiilleri örnek olarak verelim o zaman:
rastin (bir şeyi güzelleştirme, süsleme), evirandin (bir şeyi kutsama), ayidandin (ilişkilendirmek) örneklerini o zaman yukarda bahsettiğimiz kurala göre şöyle yazmalayız:
- ez maseya xwarinê darêsînim
- ez xaniyê we yê nû devirînim
- ez hin boyaxan dayidînim
Yine yabancı dillerden aldığımız “ecibandin”, “elimandin”, “ezimandin” gibi bazı fiilleri de şöyle demeliyiz:
- ez decibînim
- ez delimînin
- ez dezimînim
Yukarda verilen örnekler de gösteriyor ki artık dilimiz bu kuralı kaldıramıyor. Dinleyen kişi burda neden söz edildiğini ve amacımızın ne olduğunu anlamıyor. Dil gittikçe bulanıklaşıyor ve anlaşılmaz bir hal alıyor.
Ancak şöyle söylediğimizde:
- ez diecibînim
- ez dielimînim
- ez diezimînim
- ez diarêsînim
- ez dievirînim
- ez diayidînim
- ez diavêjim
- ez diêşînim
- ez diêxînim
- ez diaxivim,
O zaman şahıs edatlarını koruyoruz ve meramımızı daha anlaşılır ifade etmiş oluyoruz. Sözlü edebiyattan gelen ve şahıs edatında yer alan “i”nin atıldığı yöntemden vazgeçmemiz gerekiyor. Yani bunu kaynaşma ve yardımcı seslerde olağanüstü bir durum olarak görmek ve hesaplamak durumundayız.
C) Hangi koşullarda kaynaşma veya yardımcı ses gerekli değil?
Bu konunun son bölümü olarak sözcüklerin bir birine bağlanması durumunda arka arkaya gelen sesli harflerin oluşturduğu durumu ele alacağız. Böylesi bir durumda yardımcı ses ya da kaynaşma harfine ihtiyaç var mıdır?
Bundaki amacımız daha iyi anlaşılsın diye yine bazı örneklere başvuracağız:
Örnek 1: Ji ber bêaviyê deşta Heranê bê dar maye.
Burda iki sesli harfin yan yana geldiğini görüyoruz ve araya bir kaynaşma veya yardımcı ses konulmamış. Eğer araya “ê”, “û”, “a” gibi bir sez yerleştirirsek o zaman ”bêyaviyê“ gibi anlamsız bir şey çıkar. O zaman olduğu gibi bırakılmalı.
Örnek 2: Ji ber taalandinê qolincên Gulperiyê diêşîn (yanê hevkî ta li teşiyê alandiye, êdî qolincên wê diêşin.)
Eğer burda yardımcı ses için araya harf atarsa “a” olmuyor. Eğer “a”lardan bir tanesini atarsak o da olmaz. Şöyle yaparsak “talandin” gibi bir sözcük çıkar ve bu da “talan” olarak algılanır.
Buna başka örnekler de verilebilir:
- Li ber textê nexweşxanê divêt boriya baanînê hebe.
- Ji ber taavêtinê ew nikare ji nav nivînê rabe.
- Ji ber karê kaanînê êdî ew westiyaye.
- Bi encama badeavêtinê cama pencereyê şikest.
- Xanîavakirina Hoste-Memo gelek çake.
- Ji ber bêendametiyê komele ji hev belav bû.
- Ji ber bêewlekariyê bazirganî pêknayê.
Bunlara benzer birçok örnek daha sıralanabilir.
Sonuç:
Bir sözcükte yan yana gelen iki sesli harf konusunu değişik açılardan ele aldıktan sonra şu sonuçlara ulaşmış oluyoruz:
Kural 2a: Eğer bağlaç ve isim çekimlerinde iki sesli harf yan yana geliyorsa, iki sesli harfin arasına araya kaynaşma harfi ya da yardımcı ses gelir. Çoğunlukla yarım sesli harf olarak bilinen “y” yardımcı ses olarak kullanılır. Ancak bazı sözcüklerde “w” ve “h” harflerini de kaynaşma harfi ya da yardımcı ses olarak almak mümkün.
Kural 2b: İsim çekimlerinde tamlama fiilleri korunmalı ve “di”, “bi” ile başlayan sözcüklerde “i” harfinin bu isim çekimlerinden atılmasına sorun verilmeli. İsim fiillerinde iki sesli harfin yan yana kullanılması yazım dilinde kalmalıdır.
Kural 2c: İki ya da üç sözcük bir birine bağlandığında ve bu şekilde yeni bir sözcük ortaya çıkarıldığında iki sesli harf yan yana gelince o zaman kaynaşma harfi ya da yardımcı sese ihtiyaç yoktur. Böylesi durumda yan yana gelen sesli harfler kalmalı ve korunmalı.
(2b) ve (2c) olarak sonuç bölümüne yazılan kurallar Kurmancî gramerinin olağanüstü durumları olarak görülmeli.
Tartışmamız devam edecek…
