Kaypakkaya Hamburg'ta anıldı

Panelde ilk söz hakkını alan TKP/ML temsilcisi, sözlerine parti ve devrim şehitlerinin ve son olarak Paris'te katledilen 3 Kürt devrimci Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'in anıları önünde saygıyla eğildiğini belirterek başladı. Temsilci şunları söyledi: "Kaypakkaya'nın yaklaşımı özellikle Kemalizm ve Kürt ulusal sorununda ortaya koyduğu tutum, tüm tabulara savaş açar bir karakterdeydi. O Kürt meselesinde yanlızca 'Yaşasın Kürt ve Türk halklarının kardeşliği' sloganının yeterli olmadığını, Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkının, koşulsuz şartsız kabul edilmesi gerektiğini savunarak Türkiye devrimci hareketinde bir ilke imza attı. Bugün Kürt ulusunun yürüttüğü cüretli bir mücadele var. Bu mücadelenin ağır bedeller ödeyerek ulaştığı nokta, hem Türk devletini ve hem de emperyalistleri sıkıştıran bir düzeyi yakalamıştır. Türk devleti ise yeni 'barış çağrılarıyla' bu mücadeleyi tasfiye etmeye kilitlenmiş."
'Üzerine düşen görevleri yeterince yapmadılar'
TKP/ML temsilcisinden sonra söz alan TİKB temsilcisi şunları belirtti: "Kaypakkaya, diğer devrimci önderlerden Deniz ve Mahir'den farklı bir yerde durdu. Kaypakkaya'nın bazı noktalarda sınıfsız bir toplum vurgusu olsa da, özellikle Türkiye'denin sosyo-ekonomik yapısı ve devrimin ittifakları noktasında Mao'ya tutunan tutucu bir yönü var" dedi.
Son sözü alan MKP temsilcisi ise konuşmasına panelin başlığına yönelik eleştirisiyle başladı. Türkiye devrimi yerine Türkiye ve Kuzey Kürdistan teriminin kullanılmasının daha doğru olacağı eleştirisini getirdi.
Temsilci Kaypakkaya'nın takipçilerinin ise üzerlerine düşen görev ve sorumluluklarını yerine getiremediğini dile getirdi.
Kaypakkaya'nın yanlızca dönemin oportünist, revizyonist anlayışlarından köklü bir kopuş olmadığını aynı zamanda Kemalizm ve Kürt meselesinde TKP ve Komüntern'den de köklü bir kopuşu ifade ettiğini belirtti. Panel dinleyicilerin soru ve görüşlerinin alınması ve son olarak temsilcilere verilen cevap hakkıyla son buldu.
Y. ÖZGÜR POLİTİKA/HAMBURG
