KCK ve paralel devlet

Haberleri —

Paralel devlet lafı her kesi korkutuyor. KCK paralel devletmiş... Öcalan yazıyor: Bana devleti altın tepside sunsalar, yine kabul etmem.
Karayılan konuşuyor: KCK sisteminin devletle uzak yakın ilişkisi olamaz.
Ama “köşebaz” bağırıyor: Paralel devlet kuruyorlar, yetişin...
Başbakan kükrüyor: Devletime paralel devlet kurulmasına izin vermem...
Vatandaş şaşkın, PKK’ye rica ediyor: Şu devletinizi Türk devletine paralel kurmayıp da başka türlü kursanız olmuyor mu? Adamlar paralel olmasına kızıyorlar işte!
Nasıl kursunlar?
8. sınıf öğrencisi atılıyor; paralel kuracaklarına, “parabol” biçiminde olabilir...
Ortada paralel bir devlet var aslında.
Fethullah Gülen cemaati tam da böyle bir devlet.. Tastamam paralel... Şurada devletin polisi duruyorsa, tam ona paralel Fethullah’ın polisleri burada duruyor. Devletin hükümeti bilmem kaç paralelde konumlanmışsa, Fethullah da Amerika’da, onun filanca paralelinde paralel hükümet olarak mevzilenmiş.
Bu cemaat nasıl bir şey? Legal mi? Değil. Bunun “binası” yok, “tabelası“ yok, “adresi” yok. Gizli. Yani siz cemaata aza olmaya kalksanız, yolunu bulamazsınız. Kendine “tarikat” dese de, “tariki” belirsiz. Yolsuz, izsiz. Şaşırmayın. Gidin araştırın. İçişlerinde kaydı var mı, yok mu, sorun. Yoktur. Yönetim kurulunun listesini isteyin. Belli değildir. Bir tek “paralel devlet başkanı”nın adı bellidir: Fethullah Gülen... Bir ikinciyi saysanız, o ikinci, “ben ikinci değilim” der. Kongre yapmaz. Demokrasi takmaz. Tek adam yönetimi vardır. Bu tek adamı oraya kim getirir, kim götürür belli değildir. Diyelim ki, o adam yoldan çıktı. Kim onu eleştirecek, kim yarıgılayacaktır? Bilinmez. İşte size esrarengiz bir paralel devlet...
Ben size paralel devlete bir örnek daha vereyim: Alalım ele Medeni Kanunu. Bu kanun ne demek? Devlet demek. Şimdi bu devlet gibi kanuna paralel bir kanun var mı yok mu diye sorarsanız, ben size “vardır” derim.
“Şeriat”...
İslam şeriatından daha esaslı bir paralel yasa bulunamaz. Bir tarafta “medeni” kanun, onun paralelinde “şer-i” kanun...
Diyeceksiniz ki, “uygulanıyor mu?”
Elbette... Başbakan’a sorun bakalım: Allah’ın mü’min kulu Recep Tayyip efendi, sen hamınefendiyle “paralel” nikah kıydın mı, kıymadın mı? Paralel olarak, falanca gün, devletin “laik nikah masasına” oturup, fişmekanca gün “imam” efendinin önünde diz kırdın mı, kırmadın mı?
Türk yasalarında “imam nikahı” diye laik nikaha paralel bir nikah var mı? Yok. Ama gerçek hayatta var. Müslüman toplum, devletin “laik nikahının” tam paraleline “imam nikahını” koymuş. Var mı bu paralele itiraz edebilecek bir kabadayı? Varsa çıksın ortaya da, boyunun ölçüsünü alalım.
Sizce şu cemaat kendi içinde “Türk Hukukunu” mu, yoksa “şer’i hukuku” mu geçerli sayıyor? Sorun. Bildiğiniz her cemaat üyesine sorun: Türk hukukunu tanıyor musun? Evet diyecektir. Tekrar sorun “şeriatı tanıyor musun?” Ona da evet diyecektir. Der demez, yapışın yakasına: Vay, öyle mi, demek ki sen de devlete karşı paralel devlet kuracaksın...
Devlete paralel örgüt kurmak dünyanın en sivil işidir. Kurulmalıdır.
Alın şu Van faciasını...   
Eğer devletin Kızılay adlı devlet örgütüne paralel bir örgüt kurulsaydı, diyelim ki “Türk Kızılay”ına karşı Van’da, Van halkının sivil denetiminde bir “Kürt Kızılay”ı kurulmuş olsaydı, devlete paralel bu örgüt, devlet Kızılay’ının ilk 24 saatteki oyalanmasına karşı, anında enkaz başında olur, ölenlerin belki de yarısını yıkıntıların altından çıkarıp alırdı.
Devlet nedir? Şöyle de tanımlayabilirsiniz: Devlet demek, bütün Bakanlık teşkilatlarının toplamıdır... Her şeyden önce İçişleri bakanlığıdır (polisi, istihbaratı, jandarmayı yönetir.) Adalet Bakanlığıdır (yargıyı, hapishaneleri yönetir). Savunma Bakanlığıdır (orduyu yönetir)...
Peki, bunlara karşı “paralel örgüt” kurmak olur mu?
Olmaz olur mu?
BDP bu Bakanlıklara, yani devlete paralel örgüt kurmadığı için yanlış yapmaktadır.
Alın ele İngiltere’yi. İngiltere’de muhalefet partisi hiç gözünün yaşına bakmadan, hemen bir “paralel devlet” kurar. Bunun adına “gölge kabine” denir. İçişleri Bakanı vardır, Savunma Bakanı vardır, Adalet Bakanı vardır. Hükümete geçtiklerinde, emniyetin başına geçirecekleri kişiyi önceden belirler, kimi genelkurmay başkanı yapacaklarsa, onunla mutlaka konuşurlar, baştan aşağıya hükümete geldiklerinde oluşturacakları bürokrasiyi önceden “gölge bürokrası” olarak dizayn etmiş olurlar. Yani Paralel devlet kurarlar...
Efendim, “silah tekeli” devlete aittir. Atmayın. Uydurmayın. Bu tekel çoktan kırıldı. Stadyumlarda, istasyonlarda, limanlarda, hava alanlarında, beli silahlı, kemeri coplu, kelepçeli bir takım adamlar ve kadınlar sizin devletinizin değil, özel güvenlik şirketlerinin adamları değil mi?
Devletin güvenlik örgütüne paralel kapitalist özel güvenlik örgütü oluyor da, neden devlete paralel sivil toplum güvenlik örgütü olmuyormuş? Anlatın bakalım...
Yani bırakın milletin aklıyla uğraşmayı...”Paralel devlet” öcüsüyle çocukları korkutmayı. Dürüst olun... Biz Kürt halkının özgürlük mücadelesini kanlı, tutuklamayla yok etmek istiyoruz deyin...

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.