Kemalistlerin laiklik tuzağı

Forum Haberleri —

Kemalizm

Kemalizm

  • Kemalistler kaptırdıkları iktidara yeniden hakim olabilmek için sömürgeci zihniyetleri aynı olan AKP-MHP iktidarını laiklik sopasıyla yıpratmaya ve halkları kandırmaya çalışıyorlar.

HÜSNÜ ÇAVUŞ

AKP-MHP iktidarının zulme dayalı sömürgeci faşist sisteminin halkların ahlâki değerlerinde yarattığı düşüş, umutsuzluk ve karamsarlık giderek derinleşmektedir. Halkların bu hoşnutsuzluğunu kullanan Kemalistler, kurtuluş reçetesi olarak M. Kemal'i ve cumhuriyeti göstermektedirler. “Türkiye laiktir laik kalacak” , “Cumhuriyet kadını” ve “M. Kemal'in askerleriyiz” vb. sloganlarını özellikle sosyal medyada giderek daha fazla kullanmaktadırlar. Böylece bugünkü çözümsüzlüğün kaynağı kendileri değilmiş gibi, Kemalist sistemin sömürgeci, ilhakçı, inkâr ve soykırımcı özünü gizlemeye çalışmaktadırlar. Kaptırdıkları iktidara yeniden hakim olabilmek için sömürgeci zihniyetleri aynı olan AKP-MHP iktidarını laiklik sopasıyla yıpratmaya ve halkları kandırmaya çalışıyorlar.

“Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı olması” olarak tanımladıkları laiklik Türkiye ve Kurdistan'da hiç bir zaman gerçekleşmemişken, “TC laiktir laik kalacak” aldatmacasına devam edilmektedir. Oysa ki, bir psikolojik savaş aygıtı olarak Diyanet İşleri Başkanlığı'nın varlığı, devlet ve din işlerinin iç içe olduğunun bir kanıtı olmaktadır. Belirtmek gerekir ki, “şeriat geliyor” korkusunu yayarak kurtuluşu Kemalizmin aldatma silahı olan laiklikte göstermek, halkları sistem içinde tutarak sistem dışı alternatifin güçlenmesini engellemek içindir. Bu AKP-MHP-CHP-İyi Parti ve diğer sistem içi- devletçi partilerin ortak stratejisi olmaktadır. Kendisini “sol, sosyalist ve komünist” olarak tanımlayan ama Kürtlerin özgürlükleri konusunda üç maymunu oynayan bazı gizli Kemalistlerin de sistemin damarlarına kan pompaladıkları açıktır.

Laikliğin ilericilik olarak sunulması büyük bir aldatmacadır. Bu söylem, dini halkların aleyhine kullanan emperyalizm ve onun işbirlikçilerinin çıkarlarını korumak ve halkların özgürlük mücadelesini tasfiye etmekte kullanılmaktadır. Halkların ulusal, sınıfsal ve inançsal olarak kuşatılıp, sistem içinde tutulması hedeflenmektedir. Bu itibarla, laiklik söylemi altında kullanılan din ile dini söylem altında kullanılan laiklik karşıtlığı, esas olarak sosyalizm mücadelesini engelleme amaçlıdır. Halkları bu ikilem arasında bölüp parçalayıp düşmanlaştırarak, köleleştirilmesini sürekli kılma stratejisi güdülmektedir. Bu nedenle laiklik kadar çarpıtılmış dincilik tuzaklarına karşı, Üçüncü Yol’un ideolojik ve politik olarak halklara taşırılması ve eğitimlerin sürekli kılınması önemli olmaktadır.

Din gerçekliğini halkların sosyal, kültürel, ahlaki ve politik yaşam gerçekliği olarak halklara kavratmak, dini egemenlerin elindeki halklar aleyhine kullanılan bir silah olmaktan kurtarmaya da hizmet edecektir. Çünkü halkların önem verdiği ve manevi güç aldığı dinsel değerleri hiçe sayarak bütünüyle gericilik olarak tanımlamak, egemenlerin elini güçlendirmektedir. Ortadoğu halklarında dinlerin etkisini, din ve devlet işlerinin iç içe geçtiğini, sosyal, siyasal, hukuksal ve kültürel yaşamdan kopuk olmadığını görerek yaklaşmak, Aryenik hattın demokratik komünal değerlerinin temsiliyetine de güç katacaktır. Halklar üzerinde hala büyük ağırlığı olan dinin egemenlerin elinde olumlu yönlerinin çarpıtıldığı ve unutturulmaya çalışıldığı bilinmektedir. Bu gerçeği inananlara kavratarak özgürlük mücadelesinin demokratik sosyalist hattında örgütlü bir güce dönüştürmek, özgür Kurdistan demokratik Türkiye ve Ortadoğu çizgisine de güç katacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.