Kirmanckî bir şiir sancısı


HASAN SAÐLAM
“Hestir Mezal Nedanê” Mahir Çiçek’in kaleminden sökün eylemiş dizeler Totem Yayınları’ndan çıktı. “Gözyaşları mecal vermiyor” serzenişini kendi annesine ve bütün 38 Dersim kıyımında yaşamlarını yitiren annelere adamış. Tamamen Kirmanckî yazılmış bu şiir kitabının oldukça yıpranmış dilin sıyrıklarından anaların direncine nasıl rehber olduğunu okudukça titriyor insan; “Daye; derd erciyo peser je qhurchê/adır gureto her guchıkê dina/tey vesa ondera Mamekiye.”
Böyle başlayıp devam eden kitap; genizi kurutarak acımtırak akışını hissettirip anıların gölgesine düşüyor. Acıdan, ağıttan, soykırım izleri ile bezenmiş coğrafyanın şiir atlasıdır sevgili Mahir’in kitabı.
Israrcı ve kararlı olarak ana dilinden geriye düşmüyor. Kemer bağlamış Düzgün Babay’a Jellê’ye. Dertlidir; dilde yara, saçlarda ak, ellerde nasır, dudakta çatlak, hasırda eski...
Çok tazedir; yeni pişmiş saç ekmeği gibi buharı dağlara vuruyor. Ak elleri kınalı gelinin utangaç sevdasıdır. Unutturulmuşluktur; kitabın içinde şiirin ötesine vuran kelimelerin dağarcığımızdan ne zaman nasıl kaybolduğunu bize hatırlatarak sersemletiyor sevgili Çiçek. Nasıl yitirdik çocuk oyunlarımızda “lılık”ı? Kim bize nasıl oyun oynadı da; kendi oyunumuzu kaybetttik, kim sobeledi de tövbeledi bize dilimizi?
Çocuktur sevgili Mahir’in şiirleri. Çıkarsız hesapsız düşerler; parasal karşılığı yoktur, anında çürütür bu duygusuz materyali ve hırçındır da, dost gülüşlüdür. Baba Bertal misali biraz Abdaldır. 12 Eylül’de; “insanlarımı nereye götürdünüz?” diyerek askere saldıran Şeyh Uşen kadar delidir cesareti. Ah o nasıl usta bir dehalıktır, vurup patika yollara, nefes yorulunca paltonun içinde kıvranıp pamuktan döşeklerde uyuyan o ahir zaman Abdalları; şiir size feda olsun.
Dil bu kadar bıçaklanmışken, gençlerin aşka dair iki cümle kuramadığı kekeme zamanlara lirik bir armağandır da.
Hatır gönül sahibidir; “Mesıknê zerrê mı/hewnê mı benê vind/royê mı beno dırbetın/chımê mı reyna pera nenisenê.” İhtiyardır; “locin” başlarında masal kıvamında çay demliğine “is”den iz’dir. Çapraz bağlar dörtlüğünü, şiir bu oyuna gelmez, ne zaman vurur adamı bilinmez. Her acının bir şiiri olmaz belki ama; her şiir acıtır biraz.
Didaktiktir Mahir’in şiiri. Barajlara karşı kişiliğini paraya değişmişlere şamardır. Devletle konuşmaz, küskünlük değil devleti tanımaz. Halkçıdır bu yüzden devletin derinliğine düşmez.
Liriktir Mahir in şiiri, Munzur vadisinde çakmak çakmak kıyıya vuran alabalıkların narin kıvrımında coşar.
Gerilla gibidir Mahir’in şiiri, halkın kederine diz çöker, sazın bam telinde en çok ağlaşır, kadınların zılgıtlarında dikleşir. Yalnızdır da, kaybolmuş bir dilin kenar bölgesinde yetim çocukların yeşeren umudu gibidir. Çoğuldur işte bu yüzden, bir ülkenin çocukları kadar cıvıltılı ve sevecendir.
